25 Aralık 2022 Pazar

2023'te Zinciri Kırma!

Aralık 25, 2022 22

Konumuz Kitap okurları olarak her aralık ayında geleneğimiz olan Zinciri Kırma Takvimi 2023 yılına hazır! 2023'te zinciri kırmamaya ne dersin? 

Hep yapmak istediğin ama bir türlü "doğru zamanı" bulamadığın sen, evet evet sen! 2023 senin için de farklı bir yıl neden olmasın? Evrene "Bu yıl benim yılım!" demeyene ne dersin peki? Eğer sen de hazırsan başlayalım mı?

Eğer Barış Özcan'ı takip ediyorsanız bu zinciri kırma takvimini biliyorsunuzdur. Her yıl aralık ayının son günlerinde YouTube üzerinden paylaştığı ''Zinciri Kırma!'' takvimi, herkesin o ay katıldığı fakat azimli ve kararlı olanların yürüttüğü bir alışkanlık takvimi. Sosyal medya hesaplarımızdan da duyurduğumuz gibi 2023 Zinciri Kırma Takvimini dört gözle bekliyorduk. Video da yayınlanır yayınlanmaz siz okurlarımıza bu takvimi ulaştırmak istedik. Açıkçası geçen yıllarda çok güzel geri dönüşler almıştık. Zaten zinciri kırma takviminin de mantığı bu aslında. O zincirleri olabildiğince kırmamak ve istikrarlı bir şekilde o takvimi zincirlerle kaplamak.

Eğer sen, bu takvimi ilk kez görüyorsan biraz bilgi verelim. Fakat öncelikle Konumuz Kitap'ın önceki zinciri kırma takvimlerini incelemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Zinciri Kırma Takviminin amacı kazanmak istediğiniz bir alışkanlığı ya da aksine kötü bir alışkanlığınız varsa ve bunu artık tarihin tozlu sayfalarına atmak istiyorsanız bu hedefi takvimdeki "Hedefim" kısmına yazıyorsunuz. Her yaptığınız güne çarpılar atarak bir zincire dönüştürüyorsunuz. Bu zincirler de kırılmamak üzere bir desene dönüşüyor: "Birbirlerine Geçmiş Bir Zincir Deseni" Ana mantık işte bu kadar basit. Siz o yaptığınız zincirleri kırmamak için de o görevi bir sorumluluk haline getiriyorsunuz ki bu da bir süre sonra alışkanlığa dönüşüyor.

Zinciri Kırma Takviminin Adımları

  • Kendinize bir hedef belirliyorsunuz.
  • İsterseniz bu hedefi ikiye bölerek kolaylaştırıyorsunuz.
  • Hedefe ulaşmak için hiçbir hamle fırsatını kaçırmadan her gün bir adım ilerliyorsunuz.
  • Her hamlenin sonunda takviminize bir çarpı atıyorsunuz.
  • Her gün görebileceğiniz bir alanda olsun.
  • Bu noktadan sonra bahsettiğim o daha derin yeni oyun başlıyor. Yan yana gelen çarpılardan oluşan zinciri kırmama oyunu.
İşte bu kadar basit! Basit ama istikrar isteyen de bir takvim diyebiliriz. Hedefinizi belirleme kısmı da en önemlisi. Beynimiz bir şeyleri görmekten hoşlanır. O yüzden hedeflerinizi hem yazmalı hem de bu çizelgeleri gözünüzün görebileceği bir yerlere koymalısınız. Çalışma masanıza asabilir ya da kitaplığınızın bir köşesinde bulundurabilirsiniz.

Barış Özcan bu yılki 2023 Zinciri Kırma Takvimi videosunda diyor ki: ''Hayatımızın kelimesini değil de sadece bir yılının kelimesini seçelim. 2023 için herkes kendi hayatının temasını belirlesin. Tek bir kelimeyle amacımız ona odaklanmak olsun. Çünkü seçeceğiniz bir kelimenin hayatınızda sihirli bir etkisi olabilir." 2023 takviminin ana temasını buna göre tasarlayabilirsiniz. 2023 yılı o sihirli kelimeyle başlasın. Örneğin; sağlık, eğitim, başarı, müzik, edebiyat... Bu kelimeleri istediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Ama önemli olan o kelimeyi 2023 yılının bir nevi mottosunu yapmak. Başarılı bir eğitim hayatı, sağlıklı bir yıl, her insan için özgürlük ya da eşitliğin var olduğu bir yıl...

Bize bu küçücük bir adım olarak görünse de bu küçük adımlar büyük adımları oluşturmak için bir temel. Yoksa nasıl o adımlar büyüsün? Her gün yaptığımız ve bunu devam ettirdiğimizde o adımlar aslında o kadar da büyüyor ki sadece biz fark etmiyoruz. Dönüp takvime baktığımız zaman aslında ne kadar da büyük bir adım attığımızı görüyoruz. O küçük çarpılar büyük bir zincire dönüşmüş! ''Nasıl yani, onu ben mi yaptım?'' diye kendinizle gurur duyuyorsunuz. Çünkü o azim ve kararlılık karşınızdaki takvimde apaçık görünüyor.

Ayrıca Zinciri Kırma Takviminin yanı sıra Barış Özcan ek olarak bir 2023 Astronomi Takvimi de hazırlamış. Bildiğiniz gibi 2022 yılı uzay çalışmaları için çok önemli bir yıl oldu. İnsanlığın evrene bakan kocaman bir gözü olan ve bugüne kadar yapılan en karmaşık makine olarak nitelendirilen WEBB Uzay Teleskobu'nun insanlığa gönderdiği fotoğraflar 2023 Astronomi Takviminde başrol oldu. 

Barış Özcan hazırladığı bu özel takvim için şunları söyledi: "2023 Astronomi Takvimi’nin içeriğini tamamen onun yakaladığı görüntülerden oluşturdum. Kapakta teleskobun uzay görevlerini sembolize eden bir illüstrasyon var. Takvim sayfalarında ise 2022’nin Temmuz ayından itibaren bize gönderdiği ilk fotoğraflardan itibaren Big Bang'den çok kısa bir süre sonra ortaya çıkan galaksileri görüyoruz. Farklı uzaklıklardaki farklı gök cisimlerinden dengeli bir seçki yapabilmek için en yakınımızda uzay aracıyla çarptığımız bir asteroidden, Neptün’ün halkalarına; başka bir sistemdeki öte gezegenin atmosferine kadar 2023 yılı boyunca uzaydaki bu büyük gözün gördüklerine bakacağız." Bu özel takvimi incelemek isteyenler için aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bu zorlu 2022 yılı artık bitiyor. Hayatına yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi. Bu yıl da kendine bu hediyeyi ver. Hatta sadece kendine de değil herkese bu hediyeni paylaş. Zincirler almış başını gitmiş olsun, hedefler birbirini takip etsin. O takvimi istediğin renkle donat. At çarpılarını o günlere, haftalara, aylara... O zincirin sana verdiği en büyük hediye bu değil mi? Bak şimdi önceki yıllara. O sen, sen misin artık. O hedefler küçücükken sen büyütmedin mi onları? Bir düşün! Bu yılda her zamanki olduğu gibi zincirler konuşsun.

Bu yıl, yeni yılın doğum günü senin de doğum günün olsun... Unutma; Her Gün Yeni Bir Renk Kat Hayatına! 

2023 Zinciri Kırma Takvimi: PDF versiyonu için "buraya" tıklayabilirsiniz.
2023 Astronomi Takvimi: Özel hazırlanmış Astronomi Takvimi için de "buraya" tıklayabilirsiniz.

24 Aralık 2022 Cumartesi

Fransız Edebiyatında Okunması Gereken Kitaplar

Aralık 24, 2022 6

Re-bonjour tout le monde! Aujourd'hui, nous embarquons pour un voyage incroyable. Bugün de bambaşka bir edebiyat dünyasına yolculuk yapıyoruz. İlk durağımız ise Fransız edebiyatında okunması gereken kitaplar. Önceki yazımızda gelen yorumlar ve istekler üzerine Fransız edebiyatı önde çıktı. Eğer bir sonraki edebiyat turunun rotasını belirlemek isterseniz aşağıdaki yorumlar bölümünden görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. En çok istek alan ülkenin edebiyatını da bir sonraki yayınımızda sizlerle paylaşacağız.

Fransız edebiyatı, dünyanın en zengin ve köklü bir edebiyat koludur. Victor Hugo'dan Montaigne'ye; Balzac'dan Stendhal'a kadar birçok üstadı kapsayan Fransız edebiyatını gelin hep birlikte inceleyelim. 

Biliyorsunuz ki Fransız edebiyatı denilince akla ilk gelen şey şüphesiz akımlar olacaktır. 1600'lı yıllarda "klasisizm" denen Fransız yüksek zümre hareketi tüm Avrupa edebiyatında iz bırakmıştır. 1800'lü boyunca, "realizm" ve "sembolizm" birçok sanatçıyı etkilemiştir. 1900'lü yıllarda ise, "gerçeküstücülük" (sürrealizm) ve "egzistansiyalizm" (varoluşçuluk) akımları Fransa sınırlarının dışına çıkarak diğer yazarların çalışmalarını geniş ölçüde etkilemiştir.

Sefiller - Victor Hugo

Victor Hugo, romantizmin sözcüsüdür. "Cromwell" adlı dramının önsözünde romantizmin temel ilkelerini açıklamış, romantizmin önde gelen ismi olarak anılmıştır. İlk kez 1862 yılında yayımlanan Sefiller, Hugo'nun Notre-Dame'ın Kamburu ile "din", Deniz İşçileri ile "doğa" konularını işlediği roman üçlemesinin toplumu ele alan, en görkemli ayağıdır.

Kürek mahkumu Jan Valjean ve polis müfettişi Javert arasında sürüp giden bir kovalamacanın öyküsüdür. Jan Valjean, yoksul bir köylüdür, ailesini doyurmak amacıyla çaldığı bir somun ekmekten dolayı kürek cezasına çarptırılmış, defalarca kaçma girişiminde bulunduğundan, cezası katlanmış ve on dokuz senelik ha­pisten sonra inançlarını yitirmiş, topluma öfke ve kin duyarak tahliye olmuştur. 

Geçmişini gizlemiş, zenginleşmiş ve herkesin sevgisini kazanıp kasabanın belediye başkanı olmuştur ve bundan sonraki süreçte geçmiş ile gelecek arasındaki kavga gün yüzüne çıkacaktır.

Madam Bovary - Gustave Flaubert

Modern romanın babası olarak kabul edilen, ünlü realist Fransız romancısı Gustave Flaubert, 1821'de Rouen'de, ünlü bir cerrahın oğlu olarak doğdu. İlk yapıtlarını vermeye başladığı sırada bir sinir hastalığına yakalandı; böylece Croisset'deki evine çekerek kendini yazıya verdi. Flaubert'in ileri yaşları acılar, edebi başarısızlıklar ve maddi zorluklarla geçti.

Madam Bovary, 19. yüzyıl Fransız kadınının kıstırılmış hayatını ve iç dünyasını oldukça şeffaf bir şekilde ele alırken, dönemin kadın erkek ilişkilerine de ayna tutan bir başyapıt.

Vasat bir doktorla evlendikten sonra boğucu taşra yaşamı içinde sıkışıp kalan genç ve güzel Madam Bovary, mutsuzluğu bir kader olarak kabul etmeye razı olmaz. Büyük hayalleri, hayattan büyük beklentileri vardır; okuduğu romanlardaki tutkunun ve romantik fantezilerin özlemiyle yaşar ve aradığı ideal aşkı bulmak için çıktığı yolda hiçbir fedakârlıktan kaçınmaz. Madam Bovary'nin bu mücadelesini ve sürüklendiği çıkmazı anlatan roman, tutkulu bir hikâyenin gerisinde evlilik, cinsellik ve zenginlik kavramlarını sorguluyor.

1857'de ilk kez yayımlandığında büyük yankı uyandıran, toplumun din ve ahlak anlayışını sarstığı gerekçesiyle yasaklanmaya çalışılan Madam Bovary, 19. yüzyıl Fransası'nın ahlak anlayışına ve burjuva değerlerine karşı güçlü bir eleştiridir.

Kızıl Nehirler - Jean-Christophe Grangé

Jean-Christophe Grangé 1961 yılında Paris'de dünyaya gelmiştir. Yazar, üniversite eğitiminden sonra serbest gazeteci olarak çalışmaya başlamıştır ve aynı zamanda çeşitli kısa öyküler yazmıştır. Özellikle de polisiye gerilim türündeki kitaplarla adından söz ettirmiştir.

Biz Efendileriz, Biz Köleleriz. Biz Her Yerdeyiz, Hem de Hiçbir Yerde. Biz Karar Verenleriz. Kızıl Nehirlerin Hakimiyiz.

Kalbinize güvenmiyorsanız ya da ocakta yemeğiniz varsa bu kitabı okumaya başlamayın. Grange'nin sınır tanımayan hayal gücü, sürekli artan gerilim, etkileyici karakterler, birbirinden korkunç cinayetler; hepsi daha ilk satırlardan itibaren size hükmedecek. Kızıl Nehirler sadece Fransa' da 450.000 sattı ve 20 dile çevrildi. Soluk kesen bir tempo. İnsanı hemen saran bir hikaye. Çok gerçekçi şiddet sahneleri. İki sıra dışı insanın çevresinde gelişen olaylar: biri enerji dolu, tecrübeli bir polis, diğeri sokaklardan gelme Mağripli bir çaylak. Sizi sıkı sıkı saracak...

Kamelyalı Kadın - Alexandre Dumas Fils

Alexandre Dumas Fils, ünlü Fransız yazar Alexandre Dumas'nın gayrimeşru oğlu olarak Paris'te doğdu. Çocukluk yılları onun için zor geçmiştir. Gayrimeşru oluşunun yanı sıra koyu esmer olan teni yüzünden de zorbalığa uğramıştır. Okumayı yazma aşkı yüzünden terk etti. 

1844 yılında eşinden ayrılan babasıyla yaşamak için Saint-Germain-en-Laye'ye taşındı. Burada zengin erkeklerle beraberlikler yaşayan Marie Duplessis ile tanıştı. Bu kadın, Dumas Fils'in başyapıtı olan "Kamelyalı Kadın" isimli romana ilham kaynağı oldu.

Paris'in en güzel ve en pahalı kibar kadını, onun orta sınıf genç aşığı ve paylaştıkları umutsuz aşk. Matmazel Marguerite Gautier ve Armand Duval'in dokunaklı hikayesini anlatan Kamelyalı Kadın, Alexandre Dumas Fils'in başyapıtlarından biridir. Bütün dünyada çok büyük ilgi görmüş ve birçok kez tiyatro ve baleye uyarlanmıştır. Henry James'in: "Tüm zamanların en büyük aşk hikayesi." olarak tanımladığı Kamelyalı Kadın; sevmenin ve sevilmenin, şefkatin ve aşkın gerçekliğini gözler önüne seriyor.

Peki sizler hangi romanı daha önce okudunuz? Fransız edebiyatı hakkında neler düşünüyorsunuz? Fransız edebiyatından hangi yazarın kitaplarını daha çok beğeniyorsunuz? Yorumlarda buluşalım. Kendinize çok iyi bakın, kitapla kalın!

21 Aralık 2022 Çarşamba

21 Aralık En Uzun Gecede Okunması Gereken Kitaplar

Aralık 21, 2022 7

21 Aralık en uzun geceden herkese merhabalar! Bugüne özel kitap önerilerimizi sizlerle paylaşacağız. En uzun gecede ne yapalım dedik, tabii ki kitap okuyalım! Sizlere bu güne özel üç tane kitabı tanıtacağız. Eğer arasında okuduğunuz ya da bugüne özel sizlerin de kitap önerileri varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz.

Kitap önerilerimize geçmeden önce bugünü özel kılan olayı sizlere anlatalım.

Güneş ışınlarının Güney Yarım Küre'deki Oğlak Dönencesi'ne dik gelmesiyle oluşan en uzun gece, 21 Aralık tarihiyle başlar. En uzun gecenin yaşandığı gün, gündönümü olarak adlandırılır. Bu süreç gündüzlerin kısaldığı gecelerinse en uzun dönemini yaşadığı andır. Kuzey Yarım Küre'de en uzun gece yaşanırken Güney Yarım Küre'de de en uzun gündüz yaşanır. Ta ki 23 Mart'a kadar. Tarihler 23 Mart'ı gösterdiğinde ise dünyanın her yerinde gece gündüz süresi eşitlenmiş olur.

Peki bu uzzzun gecede kitap okumaya ne dersin? Hadi, kitaplığına git ve okumak istediğin bir kitabı seç! Eğer okumak istediğin kitabı bir türlü karar veremiyorsan aşağıdaki kitap önerilerimize göz atabilirsin. Şimdiden keyifli okumalar dilerim Konumuz Kitap okurları.

Gece Yarısı Kütüphanesi - Matt Haig

En uzzun gecede bu kitap olmazsa olmazlardan.

"Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var, dedi. Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider.  Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün. Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?"

Nora Seed berbat halde. Kedisi öldü. İşinden kovuldu. Abisi onunla konuşmuyor. Kimsenin ona ihtiyacı yok. Art arda alınmış kötü kararların sonucunda bir kütüphanede buluyor kendini. Zamanın hiç akmadığı bir gece yarısı kütüphanesinde, sonsuz sayıda kitabın ortasında... Kitapların her birinde Nora'nın farklı bir hayatı yazılı. Başka kararlar verseydi yaşamış olabileceği hayatlar. Farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şehirler arasında gidip gelen Nora'nın aklı sorularla doluyor. 

Mutluluk sadece önemli sandığımız seçimlerde mi gizli? Yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz? Hayatı yaşanılır kılan ne? Yanlış bir karar insanın tüm hayatına mal olabilir mi?

Ve Sonunda İkisi de Ölür - Adam Silvera

Ölümsüz Bir Yaşam, Kayıpsız Bir Sevgi Mümkün mü?

5 Eylül'de, gece yarısını biraz geçe Ölüm-Habercisi, Mateo Torrez ve Rufus Emeterio'yu kötü haber vermek için arar: Bugün öleceklerdir. Birbirini tanımayan Mateo ve Rufus son günlerinde farklı sebeplerden yeni bir arkadaş aramaktadır. Neyse ki bu iş için bir telefon uygulaması vardır. Son Arkadaş isimli uygulama sayesinde tanışan Rufus ve Mateo son bir muhteşem maceraya atılıp bir ömre bedel deneyimi bir günde yaşamaya çalışacaktır.

"Adam Silvera okurlara, hayatlarını şu an nasıl yaşadıklarını ve nasıl yaşamak istediklerini irdeletecek bir ustalıkla yazıyor. Bu roman, yazarın yeteneğinin en başarılı örneklerinden ve hepimiz adına en doğru soruları soruyor. (Teen Vogue)"

Muhteşem Gatsby - F. Scott Fitzgerald

Muhteşem Gatsby yalnızca Fitzgerald'ın en parlak yapıtı değil, aynı zamanda 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının en iyi romanlarından biridir. 

Kahramanı Jay Gatsby'nin Long Island'da bir malikanede sürdürdüğü debdebeli yaşam tarzı, "Caz Çağı" olarak bilinen 1920’li yılları bütün coşkusu, aşırılıkları, şiddeti ve çöküşüyle yansıtır. Eğitimsiz bir aileden gelen yoksul Gatsby, kendini baştan yaratır. Servet ve güç kazanarak yeni umutlar ve başlangıçlar vaat eden bir hayatın eşiğine gelen bu gizemli milyonerin tek dürtüsü saplantı haline getirdiği ilk aşkı Daisy'ye kavuşmaktır. 

En parlak düşlerinin bir öpücükte cisimleştiği beş yıl önceki bir anı yeniden yakalamaktır aslında. Ama geçmiş geçmiştir ve tekrar edilmesi mümkün değildir. Gatsby'nin uğradığı yıkım, Amerikan Rüyası'nın da çöküşüdür.

Peki sizler bu uzun gecede neler okuyacaksınız? Önerdiğimiz kitaplar arasında okuduğunuz bir kitap var mı? Eğer varsa bunlar neler? En çok hangisini beğendiniz? Yorumlarda buluşalım!

13 Aralık 2022 Salı

ChatGPT Geleceğin Yazarı Olabilir!

Aralık 13, 2022 7

Google; tüm dünyayı elinde tutan, rakip tanımayan bir arama motoru. Bu genellemeyi ChatGPT bozabilir mi? Artık arama motoru ChatGPT olabilir mi?

Geleceğin bu kadar yakın olabileceğini hiç tahmin etmiş miydiniz? Açıkçası izlediğim bir dizide ChatGPT'ye çok benzeyen ama üç boyutlu olmasıyla ayrılan bir yapay zeki vardı. Dizide bir çocuk yıl sonu dans seçmelerine katılabilmek için antrenman yapması gerekiyordu fakat bir yandan da ebeveynleri aksattığı dersler hakkında dans antrenmanlarını kısıtlıyordu. İşte bizim çocuk da okulda teknoloji tasarım projesi hazırlayan arkadaşının aynı insana benzeyen ve istediği kişiye bürünebilen bir robot tasarladığını gördü. Arkadaşından izni alıp o robotu kendi kişiliğini büründürdü. 

Tabii bizim çocuk ne yaptı? Sizlerden gelen cevapları az çok tahmin ediyorum: O robota ödevlerini yaptırdı ve evdeki sorumluluklarını da robota yükledi. İşte robot aslında çocuğun yapması gereken işleri yapıp dans etmesine kaldığı yerden devam etti.

Ama dizide en çok dikkatimi çeken şey ise dersi anlatan yapay zeka; anlattığı ders fizik ise Albert Einstein'a, tarih ise o döneme damgasını vuran bir tarihçiye; Edebiyat ise yine hangi döneme veya kişiye çalışıyorsa o kişiye büründü. Düşünsenize, anlamadığınız -sayısalcılar daha iyi bilir- bir fizik konusunu size Albert Einstein mezarından kalkıp geliyor anlatmaya. Düşününce bile donup kalıyorsunuz yapay zekanın o muazzam olanağına.

İşte geçen günlerde çığır açan ChatGPT, yukarıda bahsettiğim olayın kıvılcımı olabilir. Hiç merak edip siteyi ziyaret ettiniz mi? Sizin için ilk göze batan unsur neydi? Açıkçası çoğu kişi bir nevi sohbet olan fakat geliştikçe sohbetten daha fazlası olacak ChatGPT hakkındaki görüşleri aynıydı: NASIL!

ChatGPT, doğal insan dilini anlayabilen ve etkileyici derecede ayrıntılı hatta insan benzeri yazılı metinler üretebilen, diyalog tabanlı bir yapay zeka sohbet robotudur. Karşımızda sanki bir insan varmış gibi davranan bu sohbet robotu ne sorarsanız sorun nokta atış cevaplar verebiliyor.

Peki ChatGPT Ne İşe Yarıyor?

Bir dil modeli olan ChatGPT neler yapmıyor ki... Saysak bitmez ama özetle şunları söyleyebiliriz. Ayrıca bu saydıklarımızın arasına gün geçtikçe yeni özelliklerin ekleneceğini su götürmez bir gerçek.

  • Sizin için istediğiniz bir konuda ayrıntılı çalışma yapıyor.
  • Daha önce hiçbir yerde yazılmayan romanlar, hikayeler metinler oluşturabiliyor.
  • İstediğiniz bir kodu anında size hazırlıyor.
  • Çözmediğiniz matematik denklemlerini çözebiliyor.
  • Diller arası çeviriyi yapabiliyor.
  • Tavsiyelerde bulunabiliyor.
  • Herhangi bir şeyin ne işe yaradığını açıklayabiliyor.
  • Eğer bir kod yazıyorsanız ve bu kodun içinden hataları ayıklamak istiyorsanız tabii ki de bunu ona yaptırabilirsiniz.
Peki bu konuda ChatGPT ne diyor? İşte sorumuza yanıtı:

''Merhaba! Ben bir dil modeliyim ve dil modeli olarak ben birçok şey yapabilirim. Örneğin, ben dilinizi anlayarak cevaplar verebilir, sorulara cevap verebilir ve dilinizdeki konuşmaları anlayarak onlar hakkında bilgi verebilirim. Ancak, unutmayın ki ben sadece bir dil modeliyim ve benim bilgi birikimim bir dil modelinin eğitildiği zamana kadardır. Yani, benim bilgi birikimim 2021 yılına kadardır ve ben internete bağlı değilim, bu nedenle benim hakkımda bilgi bulmanız mümkün değildir. Eğer benim hakkımda daha fazla bilgi edinmek isterseniz, lütfen benim yaratıcılarına sorun.''


Google, Tarihin Tozlu Sayfalarına Karışabilir!

Evet, yanlış duymadınız. Google'un tahtı, gelecek yıllar için sarsıcı günleri şimdiden hissediyor olabilir. Bunu kesin bir yargı halinde söylemek ne kadar doğru olur bilemem ama bu çığır açıcı ChatGPT için yakından takip ettiğini tahmin edebiliriz.


Tabii ki bu konuyu hemen ChatGPT'ye sorduk ve çok ilginç bir yanıt aldık. İşte ChatGPT'nin bu konuyla ilgili açıklaması:


''Merhaba! Ben bir dil modeliyim ve ben Google gibi bir arama motoru değilim. Ben sadece bir dil modeliyim ve dil modeli olarak ben dilinizi anlayarak cevaplar verebilirim. Google ise bir arama motorudur ve benimle aynı şey değildir. Benim yapabildiğim şeylerle Google'ın yapabildikleri çok farklıdır. Benim yapabildiğim şeyler sadece dil modeli olarak eğitildiğim için sınırlıdır. Google ise bir arama motoru olduğu için internetteki birçok bilgiye erişebilir ve bu bilgileri arama sonuçları olarak kullanıcılara sunabilir. Bu nedenle, ben Google gibi bir arama motoru değilim ve benim sayesinde Google yok olmaz.''


Sence öyle mi ChatGPT? Şimdiden milyonlarca kişi web sayfasını ziyaret etmekte ve bu durum sitenin bazı zamanlarda çöküşüne sebep olmakta. Çünkü herkes bu ''yapay zekayı'' merak ediyor.


İstediğiniz Her Bilgi Saniyeler İçinde Sizinle!

Öğretmeniniz bir hikaye yazmanızı istedi veya bir yazılım mühendisi olarak küçük bir kod yazmanız gerekiyor ya da çok ödeviniz var ve bunu hemen bitirmek istiyorsunuz. İşte bütün bunları ChatGPT'ye sorarak zamandan tasarruf yapabilirsiniz. Gelecekte artık ChatGPT'ye ödevlerini yaptıranlar mı, hikaye yazıp milyonlarca baskı yapanlar mı dersiniz orasını gelecek gösterecek.


ChatGPT sadece bir dil modeli ve bilgi birikimi de bir dil modelinin eğitildiği zamana kadarkini kapsıyor. Yani, bizim küçük bilginimizin bilgi birikimi 2021 yılına kadar. 2022 hakkında şu an hiçbir şey bilmiyor, ya da biz öyle biliyoruz. Kim bilir?


Bazı Mesleklerin Yerini Alabilir!

ChatGPT hakkında en çok konuşulan konulardan birisi de bu oldu: Önemli mesleklerin yerini ChatGPT kapabilir. Örneğin; yazılım mühendisi. Açıkçası sosyal medyada ChatGPT hakkında yapılan videolara, yazılara bakarsanız bu konuya sıkça değindiklerini görebilirsiniz.


Herkes bu konuyu özellikle de mesleklerin konumunu gelecekte çok merak ediyor. Çünkü ChatGPT şimdiden bir yazılım mühendisi gibi istediğiniz kodları -şu anlık basit kodlar olsa da- saniyeler içinde hazırlıyor ya da yazdığınız kod içerisinde bir hata varsa ve siz bunu bulamıyorsanız ChatGPT bu hataları saniyeler içinde bulup sizlere açıklıyor. Daha ne yapsın?


Sadece yazılım dünyası değil, edebiyat dünyası da ChatGPT'yi yakından ilgilenmeye başladı. Siz de ChatGPT'ye üye olup giriş yaptığınız zaman arama kısmına bir hikaye yazmasını istediğinizde saniyeler içerisinde size bir hikaye oluşturabiliyor. Hatta hiçbir yerde kopyası olmayan, tamamen yapay zekanın ürettiği bir hikaye.


Hemen ChatGPT'ye soralım: ''Bir macera hikayesi yazabilir misin?'' İşte kendisinin oluşturduğu hikaye:


Tamam, bir macera hikayesi yazabilirim. Başlangıçta, bir kahramanımız var, adı Jack'dir. Jack, genç ve cesur bir keşifçidir ve bir gün, kendisi için büyük bir maceraya çıkmak üzere küçük bir kasabada yaşayan sıradan bir hayatı bırakır.


Jack, yola çıktığında, dünyayı keşfetmeye kararlıdır ve bir süre sonra, uzak bir dağın tepesine ulaşır. Orada, efsanevi bir hazine olduğuna inanılan bir mağara bulur. Mağaranın içine girdiğinde, Jack, bir sürü tehlikeli canavarla karşılaşır ve onları yenebilmek için becerilerini kullanmak zorundadır. Sonunda, Jack, hazineyi bulur ve onu koruma altına alır. Ancak, onu korumak için daha da fazla tehlikeyle yüzleşmek zorundadır ve sonunda, kahramanca bir şekilde macerasını tamamlar.


Jack, macerasını tamamladıktan sonra, küçük kasabasına döner ve orada sıradan bir hayatına geri döner. Ancak, artık dünyayı keşfetmeye devam edecek ve bir gün daha büyük maceralara atılacaktır.


Peki siz ChatGPT hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Google'un yerini alabilir mi? Hiç ChatGPT'yi denediniz mi? Denediyseniz sizi en çok şaşırtan özelliği ne oldu? Düşüncelerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

8 Aralık 2022 Perşembe

Orion | Almina Taner

Aralık 08, 2022 17
Bu dansı bana lütfeder misiniz minik yıldızlarım? Bugün çok özel bir kitabı sizlere tanıtacağım. Sosyal medya hesaplarımızı takip eden okurlar için bu sürpriz olmayacak.

Bazı okurlarımız için bu karton kapak tasarımını daha önce fark etmemiş olabilirler. Orion'un karton kapak tasarımı, yazar Almina Taner tarafından geçtiğimiz aylarda okurseverlerle buluşmuştu. Açıkçası hem karton kapağının satışa sunulması hem de hikayeyi çok merak ettiğimden ve bir türlü okumak için fırsat bulamadığım Orion'un artık okuma zamanının geldiğini anladım.

Kitabın genel hikayesi okuru öyle bir sarmalıyor ki elinizden hiç bırakmak istemiyorsunuz. Tam tamına Orion 448 sayfa olmasına karşılık bir çırpıda bitiyor. Bitiyor bitmesine fakat hikaye zihninizde hala yaşamaya devam ediyor diyebilirim.

Yazar Almina Taner kurgu boyunca bize şunu sorgulatıyor: "Birini sonsuza kadar unutmak mı yoksa 'gölgeye dönüşen' kişinin arkasında bıraktığı mektuplarla mı yaşamaya devam etmek isterdiniz?" İşte bu soruyla kitap size daha anlamlı gelmeye başlıyor.

Orion bize ne anlatıyor diyenleri duyar gibiyim. İşte Orion'un konusu sizlerle.

Bilim insanları Skyera adı verilen yeni bir gezegen yaratırlar. Bu yeni gezegen insan ırkı için çok önemlidir. Çünkü savaşlar, kavgalar, salgın hastalıklar ve mutsuzluğa sebep olacak her şey bu yeni gezegen Skyera'da yeri yoktur. Skyera adlı bu gezegeninde yaşamın kaynağı ''enerji'' denilen bir maddedir. İnsanların yaydığı enerji depolanır ve gezegenin hayatta kalabilmesi, adeta can damarı olan enerji sayesindedir. Fakat Skyera'da her şey güllük gülistanlık değildir. Ölümün olmadığı Skyera'da mutsuz olan insanlar gölgelere dönüşür ve sevdiği insanların anılarından kalıcı olarak silinir. Gölgeler diyarı farklı bir yerdir. Adeta ''diğer dünya'' gibi. İnsanlar hayal ettikleri evlerde yaşar ve orada hayatlarına devam ederler.

Kitabın işte o sürükleyici anı burada başlıyor. Alnilam'ın arkadaşı Polaris'in ansızın gölgeye dönüşmesiyle gizemler bir bir gün yüzüne çıkıyor. Bu gizemler sırasında hem Skyera'nın gizemini hem de gölgelerin gittiği bir nevi ''cennet misali'' olan Gölgeler Diyarı'nın sırlarını keşfediyorlar.

Hepimiz kimi zaman özlemle dönüp baktığımız, kimi zaman hafızalarımızın en ücra köşelerinde prangalar vurduğumuz kapkara bir kitapla yaşıyoruz. Sayfaları tozlu, okumak neredeyse imkansız oysa varlığı tüm kitaplığı ele geçirecek kadar büyük. Geçmişin karanlık sayfaları her seferinde bugünü doğuruyor, yerine bir ruhu öldürüyor. O ruh ise tüm insanlığı... Nihayetinde geçmiş, durmaksızın yaşattığı hatıralarla ve değiştirilmeyecek gerçeklerle insanlığın en büyük katili oluyor. (sayfa 349)

Gezegende gölgeleri unutmayan tek bir kişi var. O Polaris'in ikizi Capella ve zaten Alnilam, kaybettiği kişiler hakkında sadece ondan bilgi alabiliyor. Alnilam'ın tek korkusu ise küçüklüğünden beri aşık olduğu Alphard'ın gölgeye dönüşmesidir. Alphard ile Alnilam'ın korkuları da bir şekilde gerçekleşiyor fakat tam tersi olarak. 

Gölgeler Diyarında ise zamanla öğrendikleri gerçeklerle aslında masum gibi görünen fakat arkasında bir bulmaca olan uzun bir yolcuğa çıkıyorlar. Ama ileride onları çok zor zamanların beklediği su götürmez bir gerçek. Peki Alnilam, Capella ve Alphard'ın Skyera denilen gezegendeki görevleri neler? Skyera gerçekten de masum bir gezegen mi? İşte bütün bu soruların cevabı Orion'da gizli.

Kitaptaki kurgudan ziyade hem kitabın tasarımı hem kitabın içerisindeki çizimler hem de Orion'a özel çalma listesinin olması çok hoşuma gitti. Özellikle de kitabı okurken o bölüme özel şarkıları dinleyerek okudum. Ayrıca kitap bir önyargımı da kırdığını söyleyebilirim. O önyargı ise kitap okurken sözlü veya sözsüz şarkılar eşliğinde kitabın okunamayacağını düşünürdüm. Fakat Orion adete bunu kırdı geçti diyebilirim. Çünkü o bölüme özel şarkıları dinlerken hikayeye daha fazla bağlandığınızı fark ediyorsunuz. 

Seçilen şarkıların Orion'a çok özel bir hava kattığını da söylemeden geçmeyelim. Buradan da Orion'u şu an okuyanlar ya da okuyacaklar için bir öneride bulunacaksak kesinlikle kitabı okurken bölümün şarkılarını da dinlemenizi öneririz. Belki o şarkılardan bir ipucu yakalayabilirsiniz.

Buraya kadar okuduysan yorumlara ''Enerji iyiyi ve kötüyü hisseder.'' yazarsan çok mutlu olurum. Belki bu da bir ipucudur, bilemem. O zaman başka bir evrende görüşmek üzere Konumuz Kitap okurları.

Eğer aramızda Orion'u okuyanlar varsa yorumlar bölümünden bizlere kitap hakkında görüşlerinizi yazabilirsiniz. Siz olsanız ve en sevdiğiniz birisinin gölgeye dönüştüğünü ve arkasında bir mektup bıraktığını öğrenseydiniz ne yapardınız? Sizce ölümün arkasından yas tutmak mı yoksa ilelebet o kişiyi ve anlarınızı unutmak mı? Yorumlarda tartışalım!

Yolunu kaybetmekten korkanlar uçurumun kenarında öylece beklemekle yetinirler.


Hissetmekten korkarak yaşadığını anlayamazsın.


Hissedilebilecek her duygu, hatta annelik dahi aslında bir çıkardır. İstisnalar kaideyi bozmaz Alnilam. İnsanlığın hamuru bencilliktir.


Sanki hava birden bozmuş gibiydi, sanki yıldızlar ve gökyüzü bir an için beni azarlıyordu.


Ağlamanın hiç bu kadar ağırlaşacağını kendimi kurtarmaya çalıştığım bu suların gözyaşlarım olacağını düşünmezdim.


Gökyüzümün ne kadar büyük olduğunu düşlerken kendi kalbimin ne kadar küçük olduğunu unuttum. Belki senin kalbin ikimize de yeter sandım.


Belki bir gün doğa bizim için uyanır, karanlık silinir ve rüyaların gerçek olur minik yıldız. Belki bir gün o müzik gerçekten çalar. Sen yeter ki umut et.


Yıldızların gökyüzünü terk ettiği güne dek aklıma seni kazayacağım Alphard.


Bu dansı bana lütfeder misin minik yıldızım?



30 Kasım 2022 Çarşamba

39. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı Başlıyor!

Kasım 30, 2022 8

Evet, yanlış duymadınız. 39. düzenlenen İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı 3 Aralık 2022 tarihinde başlıyor! 03-11 Aralık günleri arasında düzenlenecek olan fuar Büyükçekmece'de düzenlenecek. 3 yıl aradan sonra tekrardan kitapseverlerle buluşacak.

Birçok yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımı beklenen TÜYAP kitap fuarında, dokuz gün boyunca panel, söyleşi, şiir dinletisi ve çocuk atölyelerinden oluşan kültür etkinliklerinde ve imza günlerinde yazarlar okurlarıyla buluşacak. Zaten çoğu yayınevi şimdiden sosyal medya hesaplarından fuardaki stantlarını okurseverlerle paylaştı.

3 yıl aradan sonra kaldığı yerden devam edecek olan fuarın katılımı konusunda da artış yaşanacağı su götürmez bir gerçek. Buradan İstanbul ve çevresinde yaşayan okurlarımıza şimdiden keyifli gezmeler dileriz. Umarım çok faydalı bir gün geçirirsiniz. Öyleyse fuarın detaylarına geçelim isterseniz.

Kitap Fuarının Onur Yazarı Nazlı Eray Oldu!

Her fuar yılı hem onur yazarı hem de teması açıklanan TÜYAP Kitap fuarının bu yıl da onur yazarı ve teması geçen günlerde belirlendi. TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu kararıyla açıklanan aday, yazar Sayın Nazlı Eray oldu. Postmodern yazar Nazlı Eray 39. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı "Onur Yazarı" olarak belirlendi. 

Edebiyatımızın üretken kalemlerinden olan Nazlı Eray'ın bizzat katılımıyla söyleşi, panel ve etkinlikler düzenlenecek. Ayrıca TÜYAP, Nazlı Eray'ın yaşamına ve eserlerine odaklanan bir anı kitabını da hazırladığını duyurdu.

Wikipedia'dan Onur Yazar listesine baktığımızda 2019 yılında Adnan Özyalçıner, 2018 yılında Selim İleri ve 2017 yılında da Ayla Kutlu olmuştu.

TÜYAP Kitap Fuarının Yılki Teması Belirlendi!

39. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarının teması ise fantastik edebiyattan bilim kurguya, edebiyatın büyülü gerçekçilik akımına odaklanacak şekilde "Kitabın Büyülü Dünyası" olacağına karar verildi.

Yine önceki yıllara baktığımızda ise; 2019 yılında Edebiyatımızda 50 Kuşağı, 2018 yılında Hayatı Edebiyatla Kuşatmak ve 2017 yılında da İyi ki Varsın Edebiyat olarak belirlenmişti.

Peki sizler neler düşünüyorsunuz? TÜYAP Kitap Fuarına önceden hiç katılmış mıydınız? Bu yıl da TÜYAP Kitap Fuarına katılmayı düşünüyor musunuz? Sizce kitap fuarları ülkemizde daha da yaygınlaşmalı mı? Yorumlarınızı dört gözle bekliyoruz!

27 Kasım 2022 Pazar

Tuhaf Deniz Kasabası Efsaneleri'nin Yeni Kitabı Festergrimm Çıkıyor!

Kasım 27, 2022 9

Malamander, Gargantis ve Shadowghast kitaplarının yazarı Thomas Taylor, serinin yeni kitabı Festergrimm'i kutlamak ve okurları ile buluşmak için Türkiye'ye geldiğini okurlarına duyurdu.

Genç Timaş'ın Instagram hesabından: ''İlk durak İstanbul Tüyap Kitap Fuarı! 11 Aralık Pazar günü 15.00'te imza salonunda gerçekleşecek olan imza gününü şimdiden ajandanıza not edin! Festergrimm, çok yakında tüm kitapçılarda ve İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nda!'' duyurusunu yaptı.

Ayrıca Genç Timaş duyuruda bunları da ekledi: ''Tuhaf Deniz Kasabası serisinin dördüncü kitabı Festergrimm sonbaharda raflarda! Kitap çıktığında spoiler yemek istemiyorsanız, serinin üçüncü kitabı Shadowghast'i okumak için acele etmeniz gerekiyor, bizden söylemesi!''

Tuhaf Deniz Kasabası Efsaneleri'ni okuyanlar aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlere kitap hakkındaki görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Ayrıca Genç Timaş bu seriye ait çok güzel paketler hazırladığını da duyurdu. Bakalım bizleri nasıl bir macera bekliyor?

Tuhaf Deniz Kasabası Efsaneleri Serisi Kaç Kitaptan Oluşuyor?

Birinci Kitap: Malamander
İkinci Kitap: Gargantis
Üçüncü Kitap: Shadowghast ve Karakasvet
Dördüncü Kitap: Festergrimm

Kitapların detaylı analizleri de çok yakında Konumuz Kitap'ta! Ayrıca kitap setlerinin içinde Tuhaflık Postası'nın sayılarını da okuyabilirsiniz. Açıkçası kitaba dair böyle çok güzel materyallerin eklenmesi seriye karşı daha fazla ilgi topladığını söyleyebiliriz.

Yazar Thomas Taylor Türkiye'ye Geliyor!

Malamander, Gargantis ve Shadowghast kitaplarının yazarı Thomas Taylor, serinin yeni kitabı Festergrimm'i kutlamak ve okurları ile buluşmak için Türkiye’ye geliyor! Evet, Thomas Taylor 11 Aralık Pazar günü saat 15.00'da İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı'na geliyor! İstanbul ve çevresindekiler bu imza gününü kaçırmamanızı öneririz.

Seriyi bir an önce tamamlayıp imzaları hep birlikte kapalım! Yazar Thomas Taylor Instagram hesabından bu duyuru hakkında şunları paylaştı: 

Aralık ayında İstanbul'a gideceğim için çok heyecanlıyım, #festergrimm orada başlatılmasına yardımcı olmak için. Yaklaşık bir hafta Türkiye'de olacağım! Sosyal medyada bir o kadar parlak olan kitaplarımın Türk okuyucularıyla ve birlikte yaptığımız webinarlarda buluşmak için sabırsızlanıyorum. Artık 'merhaba' diyebileceğim! Şahsen kitaplarınızı imzalayacağım!

Festergrimm, çok yakında tüm kitapçılarda ve İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nda! Daha önce yazar hayranlarıyla Zoom üzerinden soru-cevap şeklinde etkinliklere katılmasıyla adından söz ettirmişti. Şimdi de kitap fuarında okurlarının kitaplarını imzalayacak.

Peki siz daha önce Tuhaf Deniz Kasabası Efsaneleri'nin serisini okumuş muydunuz? Eğer okuduysanız seriyi nasıl buluyorsunuz? Dördüncü kitap hakkında düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

7 Kasım 2022 Pazartesi

Sena Nur Işık'ın Kaleminden Lanetin Tarihi!

Kasım 07, 2022 8

Yıldızların Laneti Serisinin yazarı Sena Nur Işık'tan serinin ara kitabı ve bir novella olan Lanetin Tarihi çok yakında raflarda yerini alacak.

Geçen günlerde ilk olarak yazar Sena Nur Işık ve ardından İndigo Kitap Yıldızların Laneti Serisi sevenler için çok güzel bir geri dönüşle serinin devam edeceğini duyurdu. Yıldızların Laneti serisinin ilk kitabı serinin de adı olan Yıldızların Laneti, ikinci kitap Güllerin İhaneti ile yolculuğumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

İndigo Kitap'ın Instagram sayfasındaki yaptığı paylaşımla ilk olarak okurlar tarafından kitabın kapak tasarımı dikkat çekti. Özellikle de serinin diğer kitapları da tasarımlarıyla göz kamaştırıyordu. Eğer aramızda serisi elinde olanlar aşağıdaki yorumlar bölümünden görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.

Sena Nur Işık'ın Lanetin Tarihi Hakkında Yazdıkları

Sena Nur Işık Instagram sayfasından Lanetin Tarihi hakkında şunları yazdı: ''Lanetin Tarihi, Yıldızların Laneti serisi aklıma düştüğü, kalbimi ısıttığı ilk andan itibaren benimle olan bir kitap. Bir evrenin içinde geçen, karakterlerin ellerinde tuttuğu kitabı sizlere sunmak için hiç olmadığım kadar heyecanlıyım! Nasıl sakladım, söylemeden durdum inanın bilmiyorum. Bir fantastik seriye novella ekleme fikri güzel olmanın yanı sıra farklı olduğu için bazı zamanlar korkmama sebep oldu. Bu süreçte ailem, arkadaşlarım, yayıncım bana destek çıkarak en iyisini yapmama yardımcı oldular ve cesaret verdiler. 

Önce ilk andan itibaren yanımda olan grafikerim, Meral Karduz'a teşekkür etmek istiyorum. Hayalimdeki kapağı anlattığımda istediğimden daha iyisiyle geldiği, her fikrime sıkılmadan evet dediği, benimle çalıştığı için çok çok teşekkür ederim. Sen olmasan bu kadar güzel kapaklar ortaya çıkmazdı!

Her defasında disiplinli olacağımı söyleyip son ana kadar iş bırakarak sabrını zorladığım editörüm, Ömer Anlatan'a çok teşekkür ederim. Yıldızların Laneti serisine başladığım andan beri yanımdaydı ve bana her zaman destek oldu. Bu sektörde beraber büyüdüğümüz için çok şanslıyım!

Yayıncım, İndigo Kitap'a eserlerimi en iyi şekilde çıkardıkları, her zaman yanımda oldukları için teşekkür ederim. Şubat ayından beri kitabı bekleyen, tüm fikirlerime değer verip ilgilenen Yasin Bey'e teşekkür ederim. Hepiniz iyi ki varsınız!

Bu kitabın sonunu getiremeyeceğimden korkarken benden daha heyecanlı olan, beni destekleyen tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Kitabıma şans veren, paylaşıp büyüten, yanımda olan, imza günlerinde bana sarılan her bir okuruma teşekkür ederim. İyi ki varsınız!'' Açıkçası seriyi okumayanlardan birisi olarak şimdiden Lanetin Tarihi'ni çok merak ediyorum.

Lanetin Tarihi'nin Konusu Nedir?

Sirius İmparatorluğu Kütüphanesi'nin yasaklı kitaplar bölümünde yer alan Lanetin Tarihi, yıldızların lanetinin görüldüğü ilk zamanlardan bu yana yaşananları anlatan bir tarih kitabıdır. Magnus Owen tarafından kaleme alınan bu eser, yüz yıl önce başlayan laneti tüm gerçekliğiyle gözler önüne sermektedir.

Owen, yaşananları görgü tanıklarının deneyimleri, yapılan araştırmalar ve topladığı kanıtlarla zenginleştirirken Yıldızların Savaşı, katliamlar ve kehanetler gibi konulara da ışık tutmuştur. Tarihin tozlu sayfalarını tüm çıplaklığıyla aralayan bu önemli kitap, diğer kadim büyücülerin eserleriyle desteklenerek gerçekleri ortaya koymaktadır.

Yıllardır gizlice konuşulan gerçekleri tüm hatlarıyla anlatan Lanetin Tarihi, harikulade bir kitap. Owen, okuyucuya her duyguyu yaşatmayı başarıyor. (Abaris Quinn, Katliamların Arka Yüzü kitabının yazarı)


Yıldızların Laneti Serisi Kaç Kitaptan Oluşuyor?

Yıldızların Laneti Serisi ✨

Birinci Kitap: Yıldızların Laneti
İkinci Kitap: Güllerin İhaneti

Lanetin Tarihi ise (Yazarımız Sena Nur Işık tarafından düzeltilmesiyle :) ) bir novella ve serinin ara kitabı olarak karşımıza çıkacak.

Seriyi merak edenler için yakında tanıtım linkleri siz okurlarla paylaşılacaktır.

Peki sizler neler düşünüyorsunuz? Kitabın tasarımı hakkında görüşleriniz nasıl? Yıldızların Laneti Serisini okuyanlarımız var mı? Varsa yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın.

6 Kasım 2022 Pazar

Gotik Edebiyatın İkonik Eseri: Frankenstein

Kasım 06, 2022 8

Mary Shelley'ın en ünlü romanı Frankenstein hakkında neler biliyoruz? Gotik Edebiyatın ikonik eserlerden birisi olarak sayılan Frankenstein aslında gerçek bir hikayeden mi uyarlandı?

Bugün sizleri Gotik Edebiyatın derinliklerinde yaşayan Frankenstein ile tanıştıracağız. Çoğumuzun okuduğunda tüylerinin ürperdiği, uykusuz geceler geçirdiği Frankenstein hakkında ilginç bilgileri siz sevgili okurlarımıza sunmak istedik. Her ne kadar bir Gotik edebiyatın ikonik eseri olarak bilinse de ayrıca Frankenstein ilk bilim kurgu romanı olarak da anılmaktadır.

İngiliz yazar Mary Shelley tarafından 1818 yılında yayınlanan Frankenstein; çıktığı günden itibaren beyaz perdeye birçok kez sahnelendi, hakkında oyunlar oluşturuldu. Peki Frankenstein hakkında neler biliyoruz? Bugün sizi uzun bir yolculuğa çıkarıyoruz. Kemerleriniz bağlıysa korku tüneline giriş yapalım!

Frankenstein hakkında ilginç bilgilere geçmeden önce kitabımızı bir tanıyalım isterseniz. Frankenstein kitabı, mektup roman şeklinde yazılmış bir eserdir. 18. yüzyılda belirtilmemiş bir zamanda geçen olaylar Kaptan Robert Walton ve kız kardeşi Margaret Walton Saville arasındaki mektuplar vasıtası ile anlatılmaktadır. Kaptan Robert Walton’un ekibinin denizde, neredeyse boğulmakta olan Victor Frankenstein’ı kurtarmıştır. Bundan sonra da Victor Frankenstein, ölmüş insanların parçalarını birbirine dikerek oluşturduğu canavarı ve bu canavarın neler yaptığını anlatmaktadır. Karakterimiz hem sosyal hayatındaki olumsuzluklarla hem de uzun uğraşlar sonucu bir araya getirdiği insan parçalarından oluşan cansız bir bedene hayat vermeyi başarmaktadır. Fakat bunun sonucu hiç de iç açıcı olmamaktadır.

Bilimden yararlanarak ''doğanın sırlarına nüfuz etme''ye yönelirken, insan doğası ve bedeni dahil olmak üzere her şeyi birer nesneye çeviren aydınlanmacı arzu, Fran­ken­stein'ı pişmanlıkla son bulacak bir serüvene sürükler: Frankenstein'ın canavarı, aslında aklın kendi canavarıdır ve şimdi sadece bu canavardan değil, onu yaratan aklın kendisinden de korkulması gerekmektedir.

Bir Yanardağ Patlar ve Frankenstein Ortaya Çıkar!

1815 yılının nisan ayında Endonezya'daki Tambora Dağı'nın patlamasıyla iklim değişiklikleri meydana gelmişti. Hatta o döneme ''yaz mevsiminin olmayan yıl'' da denilmiştir. Bu yanardağının patlamasının ardından edebiyat dünyasına kazandırdığı eser tabii ki de Frankenstein idi. 

Yaz mevsiminin yaşanmadığı 1816 yazında İngiliz yazar Mary Shelley, kocası şair Percy Bysshe Shelley ve şair Lord Byron, Fransa ve İsviçre sınırları arasında yer alan Cenevre Gölü civarında bir geziye çıkmıştı. Ancak kasvetli gökyüzü ve aralıksız yağan yağmurla birlikte yazarlar günlerce kapalı alanda kalmak zorunda kaldı. Bu olumsuz durum yazarlara öyle bir ilham vermiş ki Frankenstein ortaya çıkmış.

Yazar Mary Shelley Frankenstein adlı romanı; şair Lord Byron ise Karanlık adlı şiiri bu zamanda çıkarmıştır. Ne kelebek etkisi ama! Bir yerde yanardağının patlaması başka bir yerde uzun yıllarca okunacak olan bir eseri ortaya çıkarmış.

Rüyadan İlham Alan Bir Eser

Yazar Mary Shelley her ne kadar bir yarışma sonucu Frankenstein eserini ortaya çıkarsa da perdenin arkasında bambaşka bir hikaye barındırıyor. Shelley bir fikir bulmada zorlandığı dönemde olmasına rağmen bir gece gördüğü kabus bu kült eseri ortaya çıkarmıştır.

Mary Shelley bu durumu: ''Karanlık sanatlarla uğraşan soluk yüzlü bir öğrencinin, parçalarını birleştirdiği şeyin yanında diz çöktüğünü gördüm. Güçlü bir makineye bağlı şekilde yaşam belirtisi gösteren iğrenç bir adamın silueti vardı karşımda. Hem uykuda hem de uyanıktı. Öğrenci, perdeyi açtığında karşısındaki korkunç şeye sararmış, sulanmış ve endişeli gözlerle baktı.'' diyerek gördüğü rüyasını anlatmıştır.

Ayrıca kitabı yazmaya başladığında henüz 18 yaşında olan Mary Shelley, o dönemde hem üvey kız kardeşi intihar etmiş hem de çocuğunu kaybetmiştir. Bu durumlardan oldukça etkilenen yazar: ''Bebeğimin hayata döndüğünü hayal ediyorum. O kadar soğuk ki onu ateşin yanında ısıtmaya çalışıyoruz. Ardından uyanıyorum ve bebeği göremiyorum. Tüm gün onu düşünüyorum.'' sözleri ile acısını belirtmiştir. Aynı zamanda kitapta adı geçen kalenin gerçekte var olduğu bilinmektedir. Tüm bunların kitaba ilham verdiği düşünülmektedir.

Kitap Bir Zamanlar Yerden Yere Vurulmuştu!

Frankenstein'ın çıktığı ilk zamanlar yerden yere vurulmuştu. Yazar Mary Shelley eleştiri oklarının hedefi olmuştu. Örneğin John Crocker, Frankenstein için: ''Bu kitap korkunç ve iğrenç saçmalıkları anlatıyor.'' demiştir. Her ne kadar bu yorumları alsa da zaman geçtikçe popülerleşen gotik türü bu eleştiri oklarını yerinden söküp atmıştır.

Frankenstein Çekilen İlk Korku Filmi Oldu

Frankenstein yayımlandıktan kısa bir süre sonra revize edilmiş ve tekrar yayımlanmıştır. Yayımlanan revizede Mary Shelley'nin ön sözü de yer almaktadır. Eser 1910 yılında Thomas Edison tarafından filme uyarlanmıştır. Film 16 dakika uzunluğundadır ve çekilmiş ilk korku filmlerinden biridir. Kitap daha sonradan birçok kez tekrar filme uyarlanmıştır. Her ne kadar birçok kez beyaz perdeye uyarlansa da 16 dakikalık kısa filme eşit olamaz, değil mi?

Birçok Sanatçıya İlham Kaynağı

Şüphesiz Frankenstein birçok sanatçıya ilham olmuştur. Sonuçta türünün en büyük eseri olma özelliğini taşıyor. İşte ilham olan sanatçılardan birisi olan Kore grubu Stray Kids Oddinary adlı albümünün Maniac adlı şarkı sözlerinde:

Maniac
나사 빠진 것처럼 미쳐
Maniac
핑핑 돌아버리겠지
Maniac
Frankenstein처럼 걸어
Maniac, maniac ha, ha

(Türkçe Çevirisi)

Manyak 
Bir tahtam eksikmiş gibi gülüyorum
Dönüyorum, deliriyorum
Manyak, Frankenstein gibi yürüyorum
Manyak manyak ha ha

 

Peki sizler neler düşünüyorsunuz? Frankenstein'ın perde arkasındaki hikayesini biliyor muydunuz? Sizce Frankenstein gerçek bir hikayeden ilham alınmış olabilir mi? Gotik edebiyat türünde en beğendiğiniz kitap nedir? Yorumlarda buluşalım!

1 Kasım 2022 Salı

Ahmet Ümit'in Yeni Kitabı: Bir Aşk Masalı

Kasım 01, 2022 17

Ahmet Ümit'in polisiye romanlarından sonra bir masal kitabıyla tekrardan okurlarıyla buluştu. Kaf Dağı'ndan ıssız çöllere uzanan ''Bir Aşk Masalı'' 11 Ekim'de raflardaki yerini aldı.

Ahmet Ümit'i kuşkusuz hepimiz polisiye romanlarıyla tanırız. Hatta Başkomser Nevzat denildi mi akla ilk o gelir. Tarihi, polisiye demişken Ahmet Ümit bu türler arasına masalı da eklemek istemiş ki 11 Ekim'de okurseverlerle buluşan Bir Aşk Masalı'yla bambaşka bir dünyaya adım atıyoruz. Yani bildiğimiz Ahmet Ümit karşımızda yok bu sefer.

Bir Aşk Masalı için yazar Ahmet Ümit: ''Büyükler için yazdım.'' dediği eser okurlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan roman Bir Aşk Masalı toplam 256 sayfadan oluşmakta.

Ahmet Ümit Twitter hesabından: ''Bir gece beş prens aynı rüyayı görmüşler: Bir kentin karanlık sokaklarında ışıktan bir güzellik halinde dolaşan bir kız. O kızı gördükten sonra artık ne eski hayatları kalmış ne de eski hakikatleri. Evet, büyükler için yazdığım 'Bir Aşk Masalı' 11 Ekim'de kitap satılan her yerde.'' olarak kitabı okurlarına sundu.

Özgürlük Yoksa Aşk Da Yoktur

Ahmet Ümit'ten insanlığın en yüce duygusu olan aşkın doğasına dair bir hikâyat.

Asla sevdiğin insanın gardiyanı olma... Bir varmış bir yokmuş, dünyada acayiplikler çokmuş. Bir gece beş farklı ülkede, beş prens aynı rüyayı görmüşler: Bir genç kız, kadim bir kentin alacakaranlık sokaklarında ışıktan bir güzellik halinde dolaşıyormuş. İşte o kızı gördükten sonra, artık ne eski hayatları kalmış ne de eski hakikatleri.

Bir Aşk Masalı, beş prensin sevda uğruna revan oldukları bir yol ve hal macerası. Kaf Dağı'ndan ıssız çöllere, ücra hanlardan savaşçı kabilelerin çadırlarına, devlerden denizkızlarına, balinalardan devasa yılanlara, cümle tabiatın ve mahlukatın geçiş yaptığı bir hayal perdesi.

Yolculukların en çilelisi aşk için yapılandır. Ve zorluk ne kadar artarsa aşk o kadar kıymete biner, o kadar anlam kazanır, o kadar vazgeçilmez bir hal alır.

 

Büyükler İçin Yazdım!

Bir Aşk Masalı için yazar Ahmet Ümit: ''Büyükler için yazdım.'' dediği eser okurlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Özellikle de bir masal kitabı olması ve büyükler için olarak vurgulaması da okurlar tarafından dikkat çekti. Tabii ki her okurun kafasında oluşan soru şudur: ''Acaba nasıl bir Ahmet Ümit kitabı okuyacağız?''

Türk edebiyatında polisiye denildi mi akla ilk gelen yazarlardan birisi olan Ahmet Ümit'in farklı bir türle okurların karşısına çıkması herkesi ters köşe etmişti. Çoğu okur yine bir polisiye kitabı beklerken karşılarına bir masal kitabı hatta ''büyükler için'' bir masal kitabı çıkması şaşırttı.

Kitap tamı tamına 256 sayfadan oluşmasına rağmen çoğu okur tarafından bir günde bitirilen, sürükleyici bir kitap olarak yorumlandı. Aramızda eğer kitabı temin eden veya okuyan varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden kitap hakkında görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.

Peki sizler hangi Ahmet Ümit'in kitaplarını okudunuz? En sevdiğiniz Ahmet Ümit kitabı nedir? Ahmet Ümit'in yeni kitabı Bir Aşk Masalı hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

31 Ekim 2022 Pazartesi

İçimdeki Melodi Çok Yakında Raflarda!

Ekim 31, 2022 10

Sharon M. Draper'in çok satan İçimdeki Müzik'in devam kitabı İçimdeki Melodi çok yakında raflardaki yerini almayı planlıyor.

Dört gün önce Genç Timaş'ın sosyal medya üzerinden paylaştığı duyuruyla İçimdeki Müzik severleri için müjdeyi paylaştı. Bu müjdeyi bir de tadımlık okumayla beraber okurseverlerle buluşturdu. Eğer kitabın ilk yedi sayfasını okumak istiyorsanız Genç Timaş'ın Instagram hesabına göz atabilir ve yedi sayfalık tadımlığı siz de tadabilirsiniz. Ayrıca ilk yedi sayfayı okuduktan sonra yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı da unutmayın.

İçimdeki Melodi için sayılı günlerin kaldığını belirten yayınevi, ön siparişten temin edilebileceğini de belirtti. Eğer siz de ilk basımdan kitabı temin etmek istiyorsanız Genç Timaş'ın web sayfasını takip etmenizi öneririz.

Peki Sharon M. Draper Kimdir?

Sharon M. Draper, 21 Ağustos 1948 tarihinde Cleveland, Ohio'da dünyaya geldi. Afrika Kökenli Amerikalı deneyimini konu alan kitaplarla beş defa Coretta Schott King ödülü kazanmıştır. 

Hazelwood ve Jericho serileri ve tarihi romanı Copper Sun ile ünlü olmuştur. Sharon M. Draper, 2007 yılında NAACP Edebiyat Resim Ödülüne aday gösterildi ve Genç Yetişkin Edebiyatı için Ohioana ödülü almıştır. Cupper Sun ayrıca New York Times Bestseller Listesinde de yer almıştır. Sharon M. Draper, tarafından kaleme alınan son kitabı "İçimdeki Müzik" Genç Timaş tarafından yayımlanmıştır ve aynı zamanda bu kitabı da The New York Times Çok Satanlar listesinde yerini almıştır.

Çok Yakında Raflarda!

New York Times Çok Satan listelerinde aylarca yerini koruyan ve farklı milletlerden milyonlarca okurun kalbinde taht kuran İçimdeki Müzik'in bu çarpıcı devam romanında Melody, tutkusunun peşinden gidebilmek adına korkularıyla yüzleşiyor. 

Melody, artık daha büyük ve daha cesur bir genç kızdır. Onun gibi farklı yeteneklere sahip çocuklara yönelik kamplar olduğunu keşfettikten sonra bir kampa gidebilmek için can atıyor. Ormanda yürüyebileceği, çelik halatla uçabileceği ve hatta ata binebileceği bir yer! Belki de sonunda gerçek bir arkadaş edinebileceği, kendi kararlarını verebileceği hatta kendi başına bir şeyler yapabileceği bir yer rüya gibi! Melody, titreyen kamp ateşinin ışığında ve fırtınaların gücüyle gerçekten ne kadar cesur ve güçlü bir genç kız olduğunu keşfetmek üzere. Peki siz bu yolcuğa hazır mısınız?

''On iki yaşındayım. Tek kelime etmeden nasıl yüksek sesle konuşulur gayet iyi biliyorum''


Peki İçimdeki Melodi Hakkında Yorumlar Nasıl?

Son dört gün kala ön okumanın açılması ve tabii ki de dilimize çevrilene kadar kitabı okuyanlar ve yorumlayanlar oldu. Spoiler olmadan sizlere bu yorumları paylaşmak istedik. İşte kitaba dair yapılan yorumlar:

Sevilen bir hikâyenin tatmin eden, kıymetli devamı. (Kirkus Review)


Melody'nin sesi her zamanki gibi esprili. Çeşitli etnik kökenlerden ve engellere sahip yardımcı karakterler ona saygıyla yaklaşıyor... Onu gerçekten anlayan bir topluluğun parçası olmuş durumda. (Publishers Weekly)


Bu kitapta Melody okulla alakalı tüm problemleri ve sınırları aşmış bir genç kız olarak karşımıza yeniden çıkıyor. Ama bekleyin! Henüz hiçbir şey görmediniz. (GoodReads, Okur Yorumu)


Açıkçası yorumlara bakılınca çok merak edici bir serüven bizi bekliyor gibi duruyor. Peki sizler neler düşünüyorsunuz? İlk kitap İçimdeki Müzik'i okumuş muydunuz? Okuduysanız ikinci kitaptan beklentileriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

Hayalci Cüce | Sevil Çevirgen

Ekim 31, 2022 10

Hayallerinin peşinden koşan bir cücenin öyküsünü hiç okumuş muydunuz? Ormanda arkadaşlarıyla yaşayan, mor gezegene giden, çölde bir deveyle arkadaş olan ve yunus balıklarıyla konuşan tatlı bir cüce bize bu yolculukta eşlik etmeye geliyor.

Sevgili Kitapkeşfimm geçen günlerde çok güzel bir kargo gönderdi. Bu kargonun içinde sevgili blogger arkadaşımız Sevil Çevirgen namıdiğer Düş Tasarımcısı'nın ikinci kitabı Hayalci Cüce de bulunuyordu. Açıkçası hem Kitapkeşfimm'e hem de Sevil Çevirgen'e buradan tekrardan teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Ayruca Kitapkeşfimm'in adıma imzalatıp göndermesi çok hoştu. Tekrardan bu güzel hediye için ikisine de teşekkür ediyorum.

Kitabımızın türü masal ki okumayı en çok sevdiğim türlerden birisidir. Kitabın tasarımı olsun, renk seçimleri olsun çok kaliteli bir kitap olduğu dıştan belli ediyordu. Kargo elime ulaşır ulaşmaz da Hayalci Cüce'yi hemen okumak ve sizlere kitap hakkındaki yorumlarımı paylaşmak istedim.

İlk olarak masal kitabımız sekiz ana bölümden oluşuyor. Bunlar;
  1. Mor Gezegenler ve Bilge Dede
  2. Minnoş Kızın Pembe Evi
  3. Bay Deve
  4. Yunus Balıkları
  5. Gökkuşağının Altında
  6. Kapıya Gelen Üşümüş Ördek
  7. Kara Yılan 
  8. Orman Göl ve Tüm Ördekler

Her bölüm de ne çok uzun ne de çok kısa. Zaten masal kitabı olduğu için de puntolar diğer romanlara göre daha büyük. Hayalci Cüce'nin konusu bir zamanlar ormanda arkadaşlarıyla yaşayan Hayalci bir cücenin yaşadıkları. Sürekli hayaller kuran bu cüce; yeşil koltuğuna oturur, gözlerini kapatır ve sorarmış kendine: "Bugün ne hayal kursam acaba, neyi düşlesem, nerelere gitsem?" diye. İşte bu hayallerin yolcuğuna çıkıyoruz hep birlikte.

Özellikle de kitabın en beğendiğim yönü de hayallerinin peşinde koşmayı öğütlemesi. Her ne kadar bir şeyde zorlansak da eğer ki bu hayalimiz ise bunun peşinden asla vazgeçmemizi söylüyor. Bunu öğütlerken de masaldaki olaylarla pekiştiriyor. Masal kitaplarının da en çok beğendiğim yön bu olsa gerek. Eğer kardeşinize veya yaşı daha küçük olan bir arkadaşınıza verebileceğiniz en güzel hediye Hayalci Cüce olabilir. Aklınızda bulunsun diyelim.

Hayalci Cüce sadece masal kitabı değil, interaktif bir masal kitabı da. Kitabın son sayfasında yazarımız Sevil Çevirgen diyor ki: ''İşte böyle çocuklar! Hayal etmek ve hayal kurmak güzeldir öyle değil mi? Siz de hayallerinizden hiç vazgeçmeyin sevgili çocuklar. Düşleyin!'' 

Ayrıca yazarımız Sevil Çevirgen'in bir notu da var: ''Bu kitapta hayalci cücenin resimleri özellikle yoktur. Çünkü onun görüntüsü siz nasıl hayal ettiyseniz sizin için öyledir, hayallerinizdeki gibi yani. Ve şimdi eğer isterseniz yandaki boşluğa hayallerinizdeki Hayalci Cüce'yi çizebilirsiniz.'' Ben de durur muyum, hemen hayalimdeki Hayalci Cüce'yi çizdim. Sizlerin de Hayalci Cüce'sini çok merak ediyorum. Kitabı elinde olan bizlerle paylaşabilir Hayalci Cüce'sini. Benimki biraz Trolllere benzese de güzel oldu. Sizce, yorumlarınızı bekliyorum.

Belirtmem gerekirse Hayalci Cüce'yi sadece Kitapyurdu'ndan sipariş verebilirsiniz. Bunun nedeni de kitabın Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık'tan basılmış olması. Eğer kitabı temin etmek istiyorsanız Kitapyurdu'ndan kolayca sipariş verebilirsiniz.

Peki sizler Hayalci Cüce'yi okudunuz mu? Eğer okuduysanız nasıl buldunuz? Hayalci Cüce'yi siz nasıl resmettiniz? Yorumlarda buluşalım!

Buraya geleceğini biliyordum, çünkü burası düşler gezegeni ve sen de sürekli düş kuruyorsun. Ve düşlerin seni buraya getirdi.


Ve her zaman yaptığı en iyi şeyi yapmak için yine yeşil çatılı evindeki meşhur yeşil koltuğuna oturup gözlerini kapatarak yeniden hayaller kurmaya başlamış ve gökyüzüne doğru usulca süzülmüş.


İşte böyle çocuklar! Hayal etmek ve hayal kurmak güzeldir öyle değil mi? Siz de hayallerinizden hiç vazgeçmeyin sevgili çocuklar. Düşleyin.


Sana tavsiyem güzel hayaller kur ve onların olacağına inan. Hayallerine sadık kal.



Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.