3 Aralık 2023 Pazar

Beyza Alkoç’un Romanı 3391 Kilometre Beyazperdede!

Aralık 03, 2023 1

Beyza Alkoç'un çok okunan romanı 3391 Kilometre vizyona giriyor! 3391 Km, Beyza Alkoç'un aynı isimli kitabından sinemaya uyarlanıyor. Derya Pınar Ak ve Haktan Zavlak'ın başrollerini paylaştığı ve 12 Ocak tarihinde vizyona girecek filmin ilk fragmanı yayınlandı.

Kitabı okuyanların heyecanla beklediği film, yakında izleyiciyle buluşacak. Bu güzel haberin ardından 3391 Kilometre okurları dört gözle 12 Ocak tarihini beklemeye başladılar.

3391 Kilometre okurları filmle ilgili detayları yayınlanan fragmanla izlemeye başladılar. Fragmanda kitapla ilgili detayların yer almasıyla birçok okur tarafından ilgiyle karşılandı.

Yazdığı kitaplarla beğeni toplayan genç yazar Beyza Alkoç, 2018 yılında çıkan 3391 Kilometre ile kendinden söz ettirmişti. Yazar 3391 Kilometre kitabıyla, dünyanın en yüce duygusu olan aşkın önünde engellerin nasıl diz çöktüğünü bir kez daha okuyucuya gösteriyor. Başka şehirlerde yaşayan iki sevgilinin konu edildiği kitap, sevginin koşulsuzluğunu herkese kanıtlamaya geliyor!

3391 Kilometre 12 Ocak'ta Vizyonda!

Okuyanların heyecanla beklediği film 3391 Kilometre 12 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak. Başrollerini Derya Pınar Ak ve Haktan Zavlak'ın paylaşacağı film bir "uzak mesafe ilişkisini" konu alıyor. Filmin yönetmeni Deniz Enyüksek, senaristliği de Fulya Özcan üstleniyor.

Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Gözlerim kapalıyken de görebiliyorum seni. Zaten seni gözlerim kapalıyken görebiliyorum sadece...

Bu hikaye, uzak bir ilişkinin hikayesi! Birbirlerini görmeden ve duymadan, aylar boyunca gece gündüz konuşan; birbirlerine bu kadar uzak, ama bir o kadar da yakın olan; aralarına giren onca kilometreye rağmen birbirlerine aşık iki insanın hikayesi!

3391 Kilometre Romanın Konusu Nedir?

Hiç Görmediğiniz Birine Aşık Olabilir Misiniz?

Uğruna nice hayatlar adanan, adına destanlar yazılan aşk... Mecnun'a çölleri aştıran, Ferhat'a dağları deldiren bu kadim duygunun önünde ne durabilir? 3391 Kilometre, söz konusu aşk olduğunda engellerin nasıl ortadan kalktığını gözler önüne seriyor. Eser, iki gencin sımsıcak hikayesiyle yürekleri ısıtıyor. Dokunmadan hissetmeyi, bakmadan görmeyi mümkün hale getiren aşkta imkansız diye bir şey olmadığını bir kez daha kanıtlıyor. 3391 Kilometre ile aşkı iliklerinize kadar hissetmeye hazır olun!

Bir gece yarısı gelen mesaj, mesafeleri hiçe sayan sımsıcak bir aşkın kapılarını ardına kadar açıyor: "Uyu artık!" 3391 Kilometre, birbirinden kilometrelerce uzakta olmalarına rağmen sevginin güçlü bağını yüreklerinde hisseden iki gencin hikayesini okuyucuyla buluşturuyor. Kitap, Fransa'da yaşayan Ege ile İzmir'de yaşayan İzmir'in sosyal medyada tanışmasının ardından yaşadıkları aşkı anlatıyor. Ege ile İzmir, birbirlerine kilometrelerce uzakken yaşadıkları ilişki ile aşkın koşul gözetmeksizin yürekte yer edinebildiğini bir kez daha gösteriyor.

Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz?

3391 Kilometre'yi okurken, Ege ve İzmir ile birlikte aşık olacak, özlem duyacak ve sevginin gücünü hissedeceğiniz büyülü bir yolculuğa çıkacaksınız. Okuyan herkesin şiddetle tavsiye ettiği bu kitabı hemen sepetinize ekleyin, siz de bu aşkın mesafeleri aşan gücüne şahitlik edin!

Beyza Alkoç Kimdir?

Yazıya olan yeteneği küçük yaşlardan itibaren öne çıkan Beyza Alkoç, yazmaya tiyatro oyunları ve romanlar kaleme alarak başladı.

Önceleri bir sosyal medya platformunda yazan Alkoç, elde ettiği başarıyla kendisine hatırı sayılır miktarda okuyucu kitlesi oluşturmayı başardı. Ardından 2015'te ilk kitabı olan Asansör'ü yayımladı. 

Kısa süre içerisinde Karantina, Karantina: İkinci Perde, Sınır ve Sınırsız kitaplarını da yayımlayan yazar, bu defa 3391 Kilometre'yi okuyucuyla buluşturdu.

Peki siz 3391 Kilometre romanından uyarlanan film için heyecanlı mısınız? 3391 Kilometre'yi daha önce okumuş muydunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bir Ölünün Defteri | Halit Ziya Uşaklıgil

Aralık 03, 2023 1

Meşhur Aşkı-ı Memnu'nun yazarından bambaşka bir hikaye... Bir Ölünün Defteri sizi hem etkileyecek hem de tarihin önemli yıllarına şahit olacaksınız.

Kasım ayında okuduğumuz kitaplar arasında yer alan Bir Ölünün Defteri'ni sizlerle birlikte detaylıca inceleyeceğiz. Konumuz Kitap okurları olarak güzel bir ayı tamamlamış olduk. Şimdiden herkese Aralık ayı için keyifli okumalar dileriz.

Kitabımıza geçmeden önce eğer aramızda Halit Ziya Uşaklıgil'in Bir Ölünün Defteri'ni okuyanlar varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

Bir Ölünün Defteri Konusu Nedir?

Beylerbeyi'nin denize nazır yalılarından biri... Yağmurlu bir ekim ayı gecesi... Etraf sessizlik içinde... Ancak ince bir yağmurun, rıhtımın taşlarına, pencerelerin camlarına temasından doğan hayal okşayıcı nağmeleri devam ediyor.

Halit Ziya, ilk dönem romanlarından Bir Ölünün Defteri ile Servet-i Fünûn kapısını aralamıştır. 1890 yılında tefrika edildikten kısa bir süre sonra yayınlanan ve 1943 yılında da sadeleştirilerek tekrar basılan romanda Halit Ziya ümitsiz bir aşkın hikâyesini anlatır.

Halit Ziya Uşaklıgil'in İzmir dönemi romanlarından olan Bir Ölünün Defteri, aynı zamanda Servet-i Fünun dönemi romanını müjdeleyen bir örnek olması bakımından önem taşımaktadır. Romanda iki erkek ve bir genç kız arasındaki aşk ilişkisi ve bu durumun yarattığı trajik durum söz konusu edilmiştir.

Beklenmedik bir ölüm. Yazı masasının çekmecesinde siyah bir anı defteri. Ve bu defter, o güne kadar herkesçe bilindiği sanılan bir yaşamın aslında gizlerle örülü olduğunu anlatmaya hazırlanıyordu...

Nigar, Vecdi ve Hüsam arasında olup bitenleri bir defter sayesinde öğreniyoruz. Artık hayatta olmayan birine ait satırları okurken, hem Servet-i Fünûn'un ayak seslerini duyar hem de dostlukla aşk arasında kalan biriyle duygudaş olursunuz.


Tarihe Tanıklık Eden Roman: Bir Ölünün Defteri

Bir Ölünün Defteri, üçlü bir aşk ilişkisini konu almakla beraber 93 Harbi'nin izlerini de taşımaktadır. Eser, roman tekniği açısından yazarın önceki romanlarından farklı bir teknikle yazılmıştır. Okuyucu bütün olup biteni bir hatıra defteri aracığıyla öğrenmektedir. Bu sayede anlatıcı, okuyucuya gizemli bir şekilde seslenip onun eline bir hatıra defteri vermiş, okuyucu ile hikâyeyi ve hikâyenin karakterlerini baş başa bırakmıştır.

Halit Ziya, basit ve kaba romancılığa son verdi. Kahramanlarının ihtiras ve duygularını tahlil etmeyi, onları muhitleri içinde göstermeyi esas gaye bilerek sanatkârane bir üslup ile Türk dilinde hakiki garplı romanı o yarattı. (Mehmet Kaplan)

Eser, Hizmet gazetesinde tefrika edildikten sonra 1892 ve 1896 yıllarında eski yazıyla iki baskı yapmış ve 1943 yılında da bizzat yazarı tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır. Elinizdeki kitap hazırlanırken bu baskı esas alınmış, günümüzde kullanılmayan veya az kullanılan kelimelerin anlamları dipnotlarda verilmiştir.

Kitap yorumumuza gelecek olursak Halit Ziya Uşaklıgil'in en sade romanı diyebiliriz. Bir oturuşta bitirebileceğiniz klasik eser. Karakterler, hikaye tarihe tanıklık ediyor. Ayrıca roman o kadar etkileyici bir dille yazılmış ki okurken bazı bölümlerde duygu yoğunluğu yaşayabiliyorsunuz. Eğer klasik ve ağır olmayan bir eser okumak istiyorsanız kesinlikle Bir Ölünün Defteri'ni okumalısınız.

Halit Ziya Uşaklıgil Kimdir?

Halit Ziya Uşaklıgil (1866-1945), Türk edebiyatının önemli yazarlarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında edebi çalışmalarını sürdürmüştür. Edebiyat hayatına Servet-i Fünun dergisi çevresinde başlamış ve bu dönemin önde gelen yazarları arasında yer almıştır.

Halit Ziya Uşaklıgil, roman, hikaye, makale ve deneme gibi farklı türlerde eserler vermiştir. Eserlerinde genellikle toplumsal konulara odaklanmış, modernleşme ve batılılaşma çabalarını ele almıştır. "Mai ve Siyah" adlı romanı, onun en önemli eserlerinden biridir. Bu roman, aşk, modernleşme ve çatışma gibi temalara odaklanarak dönemin toplumsal değişimlerini yansıtmaktadır.

Halit Ziya Uşaklıgil, Türk edebiyatına katkılarıyla tanınan bir yazar olmanın yanı sıra, Türk romanının gelişimine de önemli bir etki yapmıştır. Eserleri, edebiyatımızda realizm akımının öncülerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Peki Bir Ölünün Defteri'ni daha önce okumuş muydunuz? "Halit Ziya Uşaklıgil" denilince aklınıza gelen ilk kitap hangisidir? Yorumlarda buluşalım!

Bazı olaylar önceki duygusal sözleri alıkoyar.


Hayat... O daima odur; hükümsüz, neticesiz bir rüyadır.


Ölüm, egemenlik hakkını kullanıyordu.


Bu hatıra defteri sana o hastalığın sırrını anlatırken ben de onun kurbanı olmuş olacağım.


Ciddi ıstıraplar o kadar azamet ve yüceliğe sahiptirler ki en kayıtsız insanlara bile saygı telkin eder.


Bir hayatı eline alarak kemiren zalim bir hastalıktan kurtaracak olan; ne bir kelebeğin kanatlarına binerek uçan fikirlerdir ne de geceleri hülyalarını yıldızlarda takip eden gözler! Bir neşterin ucunda bağlı olan deva, bilmem ki bir kafiyenin bir hecesine bağlı olan ahenkte var mıdır?


Meçhul bir rüzgâr insanları meçhul bir ufka sevk ediyor; bugün deniz sakindir, oysa yarın fırtına tehlikesi söz konusu olabilir.


Sevmek, sevilmek... Bu iki hayal içinde zaman hızla geçip gidiyordu.


Umutsuzluğun cesareti kadar umudun da zaafı vardır.


İnsanların hayatı ancak mutlulukla güzelleştiği hâlde, onu mahvetmeye nasıl da küçük bir şey sebep olabiliyor.


Bu sessizliğe, bu yalnızlığa hayat vermek için sadece senin varlığın yeterdi.


İstikbal meraklı bir kitaba benzer. İnsan her yaprağını çevirdikçe bir merak hissi duyar, bizim çevirmek üzere bulunduğumuz yapraksa önemli bir sır saklıyordu.


Her akşam ben böyle o tablonun karşısında şaşkın bir şekilde dururdum. Bu seyredişte her zaman bir hüzün vardı; o hüzün benim için artık bir ruh gıdası olmuştu.



27 Kasım 2023 Pazartesi

Colleen Hoover Geri Dönüyor: Çok Geç

Kasım 27, 2023 2

Colleen Hoover hayranlarına muhteşem bir haberle geldik! Hazırsanız, Colleen Hoover psikolojik gerilim türündeki romanı Çok Geç Epsilon Yayınevinden çıktı.

New York Times çoksatan listesinin bir numaralı yazarı Colleen Hoover'dan takıntılı ve tehlikeli bir aşk hakkında nefes kesici bir psikolojik gerilim romanı olan Çok Geç, okurlarını gizemli dünyaya çağırıyor.

Bu güzel haber, Epsilon Yayınevinin duyurmasıyla çığ gibi büyüdü. Hoover okurları için bu sefer diğer romanlarından farklı bir macera bekliyor. Aslında alışık olmadığımız bir Hoover romanı diyebiliriz.

Romanla ilgili detaylara geçmeden önce aramızda Colleen Hoover okurları varsa en beğendiğiniz Hoover romanını aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Öyleyse geçelim detaylara!

Çok Geç Romanının Konusu Nedir?

New York Times çoksatan listesinin bir numaralı yazarı Colleen Hoover’dan takıntılı ve tehlikeli bir aşk hakkında nefes kesici bir psikolojik gerilim!

Kırık insanlar bazen geçmişleri yüzünden önlerini göremezler. Kırılmış olmak onlar için zayıflıktır, dolayısıyla da öfkelerine sığınırlar. Bazıları da geçmişte onları kıran şeylerden uzaklaşmaya çalışırken daha çok kendilerini geçmişte bulurlar. 

Sloan'un hayatı doğduğundan beri kolay olmamıştı. Kendini bildi bileli otizmli kardeşini uyuşturucu bağımlı annesinden korumaya çalışıyordu. Erkek arkadaşı Asa, kardeşinin bakım masraflarını üstlenmişti fakat Sloan, onun kirli parasının nereden geldiğinin farkındaydı. Ama kardeşi için bu adama katlanmaya mecburdu. Asa'nın da kendince onu sevdiğine inanmak zorundaydı ve o da Asa'yı sevmek zorundaydı. Çünkü Asa'nın tehlikeli çevresinden onu koruyabilecek tek kişi yine Asa'ydı. Ta ki Carter gelene kadar...

Hayatı boyunca sürekli mücadele etmiş, rol yapmaya alışmış Sloan, Carter'ın aşkına güvenebilir miydi? Güvense bile bu aşkı yaşatabilir miydi? Asa gitgide kontrol edilemez bir hâl alırken acaba bu cehennemden kurtulabilir miydi?

Colleen Hoover Kimdir?

Colleen Hoover (11 Aralık 1979 doğumlu), öncelikle romantizm ve genç yetişkin kurgu türlerinde romanlar yazan Amerikalı bir yazardır. Kariyerine yazar olarak başlayana kadar çeşitli sosyal hizmet ve öğretmenlik işlerinde çalışmıştır.

Hoover'ın ilk romanı Hopeless, Aralık 2012'de yayınlandı. Devlet lisesine gitmeden önce hayatı boyunca evde eğitim gören bir kızı konu alıyor. 20 Ocak'ta New York Times En Çok Satanlar listesinde 1 numaraya ulaştı ve orada üç hafta kaldı. Bu, listenin başında yer alan ilk yayınlanan romandı. Ekim 2022 itibarıyla Hoover, 20 milyondan fazla kitap satmıştır.

Colleen Hoover, Çarpılma serisi, Umutsuz serisi, Belki Bir Gün serisi, Çirkin Aşk, İtiraf, 9 Kasım, Bizimle Başladı, Bizimle Bitti kitaplarıyla New York Times'ın en çok satan yazarlarından birisidir.

432 sayfadan oluşan orijinal adıyla "Too Late" ilk basımı 19 Kasım 2016 tarihinde yayımlanmıştı. Türkçe versiyonu olan "Çok Geç" de Kasım 2023 itibarıyla raflarındaki yerini almaya başladı. Şimdiden herkese keyifli okumalar dileriz!

Peki siz Çok Geç romanı hakkında neler düşünüyorsunuz? En beğendiğiniz Hoover romanı nedir? Yorumlarda buluşalım!

26 Kasım 2023 Pazar

Aynı Yıldızın Altında | John Green

Kasım 26, 2023 1

Filmi yapılan romanı ilk önce okur musunuz yoksa izler misiniz? Bugünkü tanıtacağımız roman için ön koşul bu soruyu yanıtlamak. Aslında çoğu okur bu muazzam hikayeyi daha önce hem okumuş hem de izlemiştir.

Bugün, John Green'in en çok okunan romanlardan birisi olan ve aynı zamanda filme uyarlanan Aynı Yıldızın Altında'yı hep birlikte inceleyeceğiz.

Eğer aramızda okumayanlar varsa ilk iş Aynı Yıldızın Altında romanını okuyup daha sonra filmini izlemelerini tavsiye ederiz. Sonuçta hayal gücümüz, biz kitabı okurken daha sıra dışı oluyor. Uyarımız da yapıldığına göre bu güzel romana geçebiliriz!

Aynı Yıldızın Altında Romanının Konusu Nedir?

On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır. 

Fakat Augustus Waters isimli yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubu'nda boy gösterince Hazel'ın hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır.

Aynı Yıldızın Altında romanını kısaca özetlememiz gerekirse şunu söyleyebiliriz: İki yaralı kalbin birbirini tamamlaması ve anın kıymeti. Romanı okurken kimi yerlerde Hazel Grace gibi nefesiniz kesiliyor ve nefes almak için direniyorsunuz kimi yerlerde de Augustus Waters gibi anın kıymetini daha iyi anlıyorsunuz.

John Green Kimdir?

John Green New York Times Bestseller'ı olmuş dört kitabın yazarıdır. Michael L. Printz Ödülü, Michael L. Printz Onur Ödülü ile Edgar Ödülü kazanmış, iki kez L.A Times Kitap Ödülü finalisti olmuştur.

Ayrıca kardeşi Hank'le birlikte tüm dünyada üç yüz milyondan fazla izlenmiş bir video serisi olan Vlogbrothers'ın yaratıcısıdır. John eşi ve iki çocuğuyla birlikte Indianapolis'te yaşamaktadır.

John Green'in Yayımlanan Diğer Kitapları
  • Alaska'nın Peşinde (2012)
  • Kağıttan Kentler (2009)
  • İlk Aşk (2006)
  • Kaplumbağa Kabuğunda Dünya (2017)
  • Tek İsim, Tek Kader (2012)
  • Kar Taneleri (2012)
Uzun bir zamandır edebiyat dünyasında olmayan John Green, YouTube kanalında okuyucularına "My Next Book" adlı bir video yayınladı. Bu videoda Green kısaca şunları dile getirdi:

"Günaydın Hank, bugün Salı. Bütün bu romanları yazdım (videoda romanlarını gösteriyor.) ama altı yıldır yeni bir roman yayınlamadım ve bir daha ne zaman yayınlayacağımı da bilmiyorum. Ama yazıyorum ve bugün ne yazdığım ve neden yazdığım hakkında konuşmak istiyorum."

Devamı için John Green'in YouTube kanalına göz atabilirsiniz. Ayrıca bu konuyla ilgili özel bir yazımız da yakında yayımlayacağız.

Hatırlanmak ve İz Bırakmak...

Aynı Yıldızın Altında, sadece bir roman değil aynı zamanda dünyayı farklı bir şekilde bakabilmenizi, yakınınızdakilere daha bağlı olmanızı ve anı yaşamanın ne kadar değerli olduğunu öğretiyor. Her bir satıra o iki güçlü gencin birbirlerine bağlılığına hayran kalıyorsunuz. Hem Hazel hem de Augustus size çok şey öğretecek.

Dâhiyane. Çok etkileyici... Güçlü ve saf duygularla korkusuzca yüzleşebiliyor. – TIME

Kitapta geçen hatırlanmak ve iz bırakmak da çokça geçen ifadelerden. Sonuç olarak kanserle savaşan iki gencin en büyük korkularından birisi unutulmak... Ki bu durum hepimizde var. Özellikle de sosyal medya unutulmamak hatta iz bırakmak için değil mi? Açıkçası bu soruların sonu yok ve çok derin...

Sinemaya Uyarlanmış ve Çok Ses Getirmiş Roman

Aynı Yıldızın Altında 2014 Amerikan romantik dram filmi, yönetmen Josh Boone, John Green'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Filmin başrollerindeyse Shailene Woodley, Ansel Elgort ve Willem Dafoe yer almakta.

Kitabını okuyanlar için güzel bir film önerisi de geldi. Eğer aramızda kitabı okuyup filmini izlemeyenler varsa kaçırmamanızı öneririz. Şimdiden herkese keyifli seyirler dileriz!

Peki siz Aynı Yıldızın Altında'yı okumuş muydunuz? Okuduysanız roman hakkında, izlediyseniz filmi hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Düşüncelerim takımyıldızlarına dönüştüremediğim yıldızlar gibi.


Yazmak tekrar canlandırmaz. Gömer.


Bazı sonsuzlar başka sonsuzlardan büyüktü.


Peki ya kanserim ne? Kanser de benim. Tümörler benden oluşuyor. Beynin ve kalbim ne kadar benden oluşmuşsa onlar da bir o kadar benden oluştu. Bu bir iç savaş ve galibi önceden saptanmış, Hazel Grace


Kalbimin senin tarafından kırılması bir onur olurdu.


Gerçi insanlar bir süre sonra güzelliğe alışıyor.


Gerçekten canım yanıyordu fakat yılların getirdiği deneyimle acının kör ve spesifik olmayan bir teşhis yöntemi olduğunu biliyordum.


Belki peki bizim sonsuza dek'imiz olur.


Bilinç denilen gemiye yapışan kabuklu midyeleriz.


Bir insan olmayı seviyordum. Böyle devam etmesini istiyordum. Endişe de ölmenin yan etkilerindendi.


Acı hissedilmeyi talep eder.


Tüm gece ve yarının büyük kısmını beklemeye razıyım.



18 Kasım 2023 Cumartesi

İçimdeki Müzik | Sharon Mills Draper

Kasım 18, 2023 1

Herkese yeniden merhaba! Bugün siz Konumuz Kitap okurlarına çok güzel bir kitap önerisiyle geldik. 

Haftalarca çoksatanlar listesinden yerini kaptırmamış, konusuyla birçok ödüle layık görülen usta yazar ve "Yılın Ulusal Öğretmeni" unvanıyla göz kamaştıran Sharon Mills Draper'in İçimdeki Müzik romanını sizlerle birlikte inceleyeceğiz.

Geçtiğimiz yıl İçimdeki Müzik romanının bir nevi devamı olan İçimdeki Melodi okurlarıyla buluşmuştu. Hatta Konumuz Kitap ekibi olarak bu güzel haberi "İçimdeki Melodi Çok Yakında Raflarda!" başlığıyla siz okurseverlere duyurmuştuk. İçimdeki Melodi hakkındaki yorumlarımızı da çok yakında sizlerle paylaşacağız. O zaman İçimdeki Müzik romanını gelin hep birlikte detaylıca inceleyelim!

İçimdeki Müzik Konusu Nedir?

11 yaşındaki Melody'nin fotografik hafızası vardır. Kafası bir kamera gibi gördüğü her şeyi kaydeder. Ve "stop" düğmesi yoktur. 

Okulun en zeki çocuğudur ama bunu kimse bilmez. Çünkü Melody konuşamaz, yürüyemez ve yazamaz. Ama bir gün bir mucize olur! Melody kafasının içindeki sesi keşfeder. Sesini asla unutamayacağınız bu cesur kızla tanışmaya hazır mısınız? 

İngiltere'nin saygın edebiyat ödüllerinden Coratta Scott King ödüllü yazar Sharon M. Draper'dan hüzün ve umut dolu soluksuz okunacak bir roman.

Kelimeler kar taneleri gibi etrafımda uçuşuyor. Her biri narin ve eşsiz, yere düşmeden avucumda eriyip gidiyor. İçimde kocaman bir yığın halinde birikiyorlar.

Bu kitap, gerçek bir yaşam öyküsünden ilham alınarak kaleme alınmış. 48 ödüllü kitap, New York Times Bestseller Publishers Weekly Bestseller listelerinde toplam 8 hafta 4. sırada kalmıştır. 11 yaşındaki Melody'nin hastalığı: Spastik ikili kuadripleji, yani beyin felci. Yürüyemiyor, konuşamıyor, tekerlekli sandalyeye mahkum. Hiçbir uzvuna komut veremeyen bu küçük kızın beyni ise mükemmel işliyor. Hikâye Melody'nin öğretmenlerine, arkadaşlarına, komşularına kısaca dış dünyaya kendini kanıtlama çabasını anlatıyor. İncelikli, naif, akıcı, komik ve ilham verici bir metin.

Peki Sharon Mills Draper Kimdir?

Sharon M. Draper, 21 Ağustos 1948 tarihinde Cleveland, Ohio'da dünyaya geldi. Afrika Kökenli Amerikalı deneyimini konu alan kitaplarla beş defa Coretta Schott King ödülü kazanmıştır.

Hazelwood ve Jericho serileri ve tarihi romanı Copper Sun ile ünlü olmuştur. Sharon M. Draper, 2007 yılında NAACP Edebiyat Resim Ödülüne aday gösterildi ve Genç Yetişkin Edebiyatı için Ohioana ödülü almıştır. Cupper Sun ayrıca New York Times Bestseller Listesinde de yer almıştır. 

Sharon M. Draper, tarafından kaleme alınan İçimdeki Müzik romanının devam kitabı "İçimdeki Melodi" Genç Timaş tarafından yayımlanmıştır ve aynı zamanda bu kitabı da The New York Times Çok Satanlar listesinde yerini almıştır.

Var Olan Sınırları Aşan Kız: Melody

Yorumlarımıza gelecek olursak İçimdeki Müzik, her yaştan okunabilecek bir roman. Konusuyla, verdiği mesajlarıyla başucu kitaplardan birisi olabilecek nitelikte.

Romanın başkarakteri Melody, çoğumuzda var olan önyargılarını bir bir yıktığına şahit oluyorsunuz. Kitap o kadar akıcı bir dille yazılmış ki bir oturuşta bitirebileceğiniz ve içinizi sıcacık yapacak. Açıkçası devam kitabı olan İçimdeki Melodi'yi okumak için dört gözle beklediğimi söyleyebilirim.

Ayrıca şunu belirtmek isterim ki bu kitap; her öğretmen ve öğretmen adaylarının okuması, üzerinde kafa yorması gereken bir hikaye. Özellikle de aramızda olan Özel Eğitim Öğretmenliği, Okul Öncesi Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve diğer tüm branşlardaki öğretmen ve öğretmen adaylarının detaylıca incelemesi gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.

Peki siz İçimdeki Müzik'i okumuş muydunuz? Eğer okuyduysanız Melody hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce devam kitabı İçimdeki Melodi'de neler olacak? Yorumlarda buluşalım!

Sessizlik nasıl bu kadar gürültülü olabilirdi?


İnsanlar seni Melody olduğunu için seviyor, yaptıkların ve yapamadıkların için değil.


Hava ağır ve nemli; tıpkı çığlıklar, ağlamalar ve sirenlerin ardından gelen sessizlik gibi.


Sadece bir kez olsun kardeşime sarılabilmek ve babama onu sevdiğimi söyleyebilmek isterdim. Bir makine üzerinden değil, gerçek kelimelerle...


Düşününce aileme hiç ama hiçbir zaman doğrudan bir şey söylememiş olduğumu fark ettim. Birkaç tuşa bastım ve cihaz benim hiçbir zaman söyleyemeyeceğim yeni kelimeleri seslendirdi: "Sizi seviyorum."


Onu sevdiğimi söyleyebilmeyi çok isterdim.


Yapabilmeyi istediğin şeyleri bir bebeğin yaptığını izlemek berbat bir şey!


Görünen o ki Stephen Hawking'in ALS denilen bir hastalığı vardı, yürüyemiyor ve konuşamıyordu. Muhtemelen dünyadaki en zeki insandı, bunu da herkes biliyordu. Çok havalıydı. Eminim ki bazı zamanlar o da çok sinirleniyordu.


... Ama bir insan teşhis tablosundaki isimlerden çok daha fazlasıdır!


Sanırım hiçbir şeyi unutamamak güzel bir şey, hayatımın her anı kafamın içinde. Bu aynı zamanda çok sinir bozucu. Çünkü hiçbirini paylaşamıyorum fakat hiçbiri kaybolmuyor.



12 Kasım 2023 Pazar

Şarkını Söylediğin Zaman | İnci Aral

Kasım 12, 2023 3

Herkese yeniden merhaba! Bugün çok güzel bir romanı sizlere tanıtacağız. Gerçek olaylardan ilham alınarak kurgulanan romanları okumayı seviyorsanız İnci Aral'ın Şarkını Söylediği Zaman'ı kesinlikle okumalısınız.

Romanımıza geçmeden önce eğer aramızda İnci Aral'ın Şarkını Söylediğin Zamanı'ı ve diğer romanlarını okuyanlar varsa yorumlarda bizlere düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

Önceden belirtmemiz gerekirse bu romanda yer alan siyasi olaylar gerçektir ve roman gerçeğine uygun olarak kurgulanmıştır. Kişiler ise hayal ürünüdür, gerçek kişilerle ilgileri yoktur. İnci Aral'dan paylaştığımız ilk roman incelemesi olduğundan dolayı kitap önerilerinizi de merakla bekliyoruz. Eğer aramızda İnci Aral'ın herhangi bir romanını okumayanlar varsa başlangıç olarak Şarkını Söylediğin Zamanı'nı okumanızı tavsiye ederiz. Dilin sade ve akıcı oluşu kitabı birkaç güne bitirebilmenizi sağlayacak. Ama bundan da öte konusuyla farklı dünyalara yolculuk edeceksiniz. O zaman kitabımıza hızlıca geçelim!

Şarkını Söylediğin Zaman Konusu Nedir?

İnci Aral, arka planında değişen bir ülke, insanlar, gençlik ve siyaset olan, bambaşka bir aşkın izini sürüyor. Umudun, arzunun, hüznün, şarkılarla canlanan iklimini bir kez daha, derinlik ve ustalıkla anlatıyor. İnci Aral, Şarkını Söylediğin Zaman'la Türk romanını zirveye taşıyor. Okuyanın aklından yıllarca çıkmayacak bir ezgi dinletiyor.

Bu roman, Deniz ile Cihan'ın hüzünlü şarkısını anlatıyor. 70'li yılların sonunda Ankara'da, üniversitede tanışan Deniz ile Cihan'ı ortak tutkuları olan müzik bir araya getirir. Deniz, Ankaralı bir ailenin isyankar kızı, Cihan taşradan gelmiş bir genç adamdır. 

12 Eylül öncesinin en karanlık günlerinde yolları kesişen bu iki genç arasındaki ilişki birini tutkulu bir aşka götürürken, diğeri devrimci düşlerinin rüzgarına kapılır. Yaşanmamış bir aşkın izdüşümü, aradan otuz yıl geçtikten sonra farklı bir boyutta, ama aynı tutkuyla iki insana yansır: Biri artık orta yaşını sürmekte olan Cihan, diğeriyse ona hem yabancı hem de son derece tanıdık olan bir kadındır.

Bende anlayamadığın nedir biliyor musun?
Neymiş?
Nazım'ın dediği gibi: 'Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum. Kendi şarkımı.' Ama yapamam biliyorum, çünkü o şarkı içimde kuruyup kaldı. Beni öldüren bu işte.
Şarkılar bitmez, yeni şarkılar filizlenip doğar her zaman...


İnci Aral Kimdir?

27 Kasım 1944 tarihinde Denizli'de doğdu. Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümünü bitirmiştir. Samsun, İzmir ve Manisa'da öğretmenlik yapmıştır.

İlk öykü kitabı 1977 yılında yayınlanan "Ağda Zamanı"dır. Bu kitap, 1980 yılında Akademi Kitabevi İl Kitap Başarı Ödülü aldı. 1983 yılında Kahramanmaraş'taki toplumsal olaylar hakkında yazdığı "Kıran Resimleri" ile Nevzat Üstün Öykü Ödülü'nü aldı. Kıran Resimleri 1989 yılında Fransızcaya çevrilmiştir.

Yazar, 1992 yılında Ölü Erkek Kuşlar adlı romanı ile Yunus Nadi Ödülü'nü kazanmıştır. 2002 yılında yayınlanan romanı Mor ile Orhan Kemal Roman Armağanı'nı almıştır. 1994'te yayımladığı Yeni Yalan Zamanlar, 2002'de yayımlanan Mor ve 2007'de yayımlanan Safran Sarı romanını Yeni Yalan Zamanlar başlıklı bir üçleme haline getirmiştir.

İnci Aral'ın Eserleri

Roman
Ölü Erkek Kuşlar (1992) 
Yeni Yalan Zamanlar (1994)
Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm (1997)
İçimden Kuşlar Göçüyor (1998)
Mor (2002) 
Taş ve Ten (2005)
Safran Sarı (2007)
Sadakat (2010)
Şarkını Söylediğin Zaman (2011)
Unutmak (2009)

Öykü
Ağda Zamanı (1980)
Kıran Resimleri (1983)
Uykusuzlar (1984)
Sevginin Eşsiz Kışı (1986)
Gölgede Kırk Derece (2003)
Anlar İzler Tutkular (2003) 
Ruhumu Öpmeyi Unuttun (2006)
Unutmak (2008)

İnci Aral'ın eserlerini ilk defa okumaya başlayacaklara özel Şarkını Söylediğin Zaman romanını sizlere tavsiye ederiz. Şimdiden keyifli okumalar!

Peki siz daha önce İnci Aral'ın romanlarını okumuş muydunuz? Okuduysanız İnci Aral ile ilgili düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

Evin içinde hafif müzik, tatlı bir hüzün ve sıcak bir kavuşma esintisi vardı. Bir de aralarında ezilen menekşelerin kokusu...


Kısa sürede çok uzun yaşadım. Yaşanacak ne varsa tümünü yaşadım.


"Ezilen fidanlar doğrulur, kırılanların yerine yenileri biter..." dedi biri, alayla. "Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok!"


Nazım'ın da dediği gibi; Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyordum. Kendi şarkımı. Yapamayacağımı biliyorum çünkü o şarkı içimde kuruyup kaldı. Beni öldüren bu işte.


Bu ülkedeki karşıtlıklar, her konuda can yakıcıydı aslında.


Bu sıradan, basit bir gençlik aşkı değildi. Sonsuzluk kitabına kaydetme isteğiyle kaleme alınmış çok daha derin, trafik bir sevgiydi. Bir itiraf, bir özür ve baştan sona imkansızlıktı.


Havuzun başında, eski Ekim güneşleri kumrular saçlarını okşarken ve biz tahta bankın üstünde yan yana otururken yaşamak ne güzelmiş.


Kuşları görebilmek için yalnızca gökyüzüne değil, kumdaki ayak izine de bakmak gerekiyordu.


... Evet ama aşk, hak etmeden sevilmekti zaten. Hak edilmemiş bir armağandı.


Doğa kaygısızca kendi döngüsünü sürdürüyordu. Dünya buydu işte. Bu kadar yalındı. Onu karmaşık hale getirense insandı.


Ara sıra başını kaldırıp yıldızlara bakarak kendini evrenin bilinmezliği içinde sabit bir noktada yerleşik ama bağımsız hissetmek ne kadar güzeldi.


"Dünyayı parayla değil kafamızla değiştirebileceğimize inanıyorduk da ondan. Ne kadar yanılmışız!"


Gelecek. O yaklaşmaya çalıştıkça öteye kaçan bir şey.


Bir yığın yıkık dökük anı, yarım kalmış bir aşk, umutsuzluk ve acı bırakmıştı ardında giderken.



Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.