Süveyda serisi, Kibrit ve İzmarit ikilemesinden sonra yeni bir "texting roman" türündeki ikilemesi Safir ve Milas biz okurlarla buluşmaya hazırlanıyor. Birbirini tamamlayan bu iki roman yine bizi bambaşka dünyalara yolculuğa çıkaracak gibi görünüyor.
İzmarit ve Kibrit Evreninden... Safir ve Milas!
Cemal Latifoğlu, "texting roman" anlatım biçimini yalnızca teknik bir yenilik olarak değil, aynı zamanda insan ruhunun çağdaş yalnızlığını, bağlantı kurma çabasını ve kırılganlıklarını yansıtmak için son derece etkileyici kullanıyor.
İzmarit, Kibrit ve son olarak Safir ve Milas romanlarıyla Cemal Latifoğlu bizi yine aynı evrenden ama bambaşka karakterlerle büyülemeye devam ediyor.
Ayrıca bugün (17 Mayıs'ta) Yazar Cemal Latifoğlu'nun İçerenköy Penguen Kitabevi'nde gerçekleşen imza gününden karelerle birçok şanslı okur bu iki güzel romanı yazarından imzalı olarak edinme fırsatı buldu.
Safir Romanının Konusu
"Saklandığım tüm kuytularda tek başımaydım ta ki senin karanlığınla tanışına dek."
On sekiz yaşına kadar bir gün bile babasının koyduğu kuralların dışına çıkmayan ve mükemmeliyet kavramına takıntılı bir zihnin sınırlarıyla yaşayan Safir Rochelle, bir gece ansızın aldığı mesajla hayatının en büyük hatasıyla tanışır. Yüksek sosyete ve cemiyetin ortasındaki parıltılı hayatının aksine, yalnızlığıyla kendine sarıldığı karanlık odasını aydınlatan loş ışığın altında, bilgisayar ekranına düşen bildirimle hayatı boyunca saklandığı perdenin arkasından o gece çıkmak zorunda kalır. O anlarda ona mesaj atan kişinin başlı başına bir hata olduğundan emin olsa da henüz bilmediği bir şey vardır: Ona ait bir hata olacağı... Onu alıp kalbinin ortasına koyacağı.
Kendisinden kilometrelerce uzakta olmasına rağmen ilk defa ondan saçılan parıltıyı fark eden biriyle tanışması, Safir'i bu iletişimden kaçmaya çalışırken kendini ona çekilmiş halde bulmasını sağlar. Günden güne hiç tanımadığı ve görmediği biriyle kurduğu ruh birliği ve aralarındaki ahenk günün birinde yaşadığı kristal kafesin içindeki hayatını altüst edecek ve büyük bir karmaşaya yol açacaktır.
Yaşamak için yüz çevirdiği gerçekler ile yüzünü gülümseten yalanlar arasında bir seçim yapması gereken Safir, bu hikâyenin sonunda neyi ve kimi seçecektir? Özgürlüğe kanat çırpmayı mı yoksa yerle yeksan olan kristal kafesin enkazında beklemeyi mi?
Milas Romanının Konusu
"İnsan en derin yaralarını en sevdiği silahlarla açar. Dikiş tutmayacak kesiklerle bir ömür yaşar ancak tek bir hayal kırıklığıyla nabzı yavaşlar."
Kendisi olmanın savaşını vermeye hazırlanan Safir Rochelle, bir maskeli balonun tam ortasında aylardır hayalini kurduğu soluk mavi gözleri gördüğünde kendisini büyük bir tuzağın içinde bulur. Bir av olup olmadığı endişesi kâbuslarının başkahramanı olmaya başladığında o endişenin günden güne yerini hayal kırıklığına bırakacağından bihaberdir. Oyunları ve yalanlarıyla kalbinin etrafını çepeçevre saran kişiden kaçmak için her yolu denese de bu saklambacın sonunda yenileceği şeyin tek bir isim olduğunun farkındadır: Efes Milas Çağlayan.
Safir, kendini hayatının merkezinde birdenbire başlayan savaşın tam ortasında bulduğunda artık mücadele etmesi gereken üç ayrı cephe vardır. Yara almamak için tüm cephelerden kaçmaya karar verir ancak hesaba katmadığı bir şey vardır: tüm kaçışlarının sonunda yakalandığı serin yağmur, onu kaçtığı savaşlardan daha çok bertaraf edecektir.
Öyleyse korkma; kal, savaş, ve inandığın şey uğruna yara al.
Yara ve silah.
Özgürlük ve esaret.
Ahenk ve karmaşa.
Ön siparişe açılan Safir ve Milas romanları 20 Mayıs'ta tüm seçkin kitapçılarda yerini alacak. Ayrıca Safir ve Milas ikilemesinin kutulu setleri de satışa sunulacak. Şimdiden bu iki güzel romanı sepetinize eklemeyi unutmayın. Bizden söylemesi!
Peki siz Cemal Latifoğlu'nun Safir ve Milas ikilemesi için heyecanlı mısınız? "Texting roman" türünden kitaplar okumayı seviyor musunuz? Yorumlarda buluşalım!