Arden 2 | Işıl Işık

Konumuz Kitap
0
Bugün kalemini severek okuduğum ve en beğendiğim serilerden birisi olan Tünelden Önceki Beyaz Ev'in unutulmaz karakteri Arden'in maceraları Arden serisinin 2 kitabıyla devam ediyor. Temmuz ayında sizlerle paylaştığım serinin ilk kitabı Arden 1'in ardından Arden 2 çok kısa bir zamanda okurlarla buluştu.

Detaylara geçmeden önce aramızda Işıl Işık'ın yeni romanı Arden 2'yi okuyanlar varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle kitaba dair görüşlerinizi yazabilirsiniz. Yorumlarınızı dört gözle bekliyor olacağız.

Arden 2 Romanının Konusu

Vasilko'nun talimatıyla İstanbul'a gelen Arden'in yeni görev yeri bellidir: Beyaz Ev. Plaza'nın sağladığı imkânlarla yeni bir eve ve ofise yerleşen Arden'in, Beyefendi'nin malikânesine yani Beyaz Ev'e girmesi için önünde yalnızca bir seçenek vardır: Eren...

Hedeflerine odaklanmışken, bir yandan Plaza'nın soruşturmalarıyla diğer yandan da Beyaz Ev'in merkezinde dönen karanlık olaylarla uğraşması gerekir. Evin sınırındaki ormanda bulunan insan uzuvları yüzünden İstanbul'daki yeni görevi tehlikeye giren Arden, olayları çözmeye çalışan Komiser Emris ve ekibiyle de mücadele etmek zorunda kalır. Ancak hiçbir plan, hiçbir eğitim, onu Eren'le yollarının kesişeceği ana hazırlamamıştır. Çünkü kalbini ona kaptıracağını hiç hesaba katmamıştır.

Tüm bu karmaşada Arden'e yardım eli uzatan tek kişi ise Romanya'dan geçmişin gölgeleriyle birlikte gelen, çoktan mezarda olması gereken eski bir dosttur: Drogo

Tünelden Önceki Beyaz Ev evrenine dair merak edilen birçok soru, bu kez Arden'in gözlerinden yanıt buluyor. 

Beyaz Ev'in kapıları bir kez daha açılıyor... Bu kez, içeri girmeye cesaretin var mı?

"Nasıl olsa aşk, en büyük riski almak demekti..."

Arden 2, zaman skalası olarak Tünelden Önceki Beyaz Ev ile paralel ilerliyor. Bu romanda Tünelden Önceki Beyaz Ev kitabında okuduğumuz olaylar Arden'in bakış açısıyla bir kez daha şahit oluyoruz. Eğer kitaplığınızda Tünelden Önceki Beyaz Ev romanı varsa Arden 2'yi okurken paralel bir şekilde okumalar yapabilirsiniz. Açıkçası ben yaptım ve aklımda soru işaretleri kalan bölgelerde resmen bir aydınlanma yaşadım.


Arden 2, ilk kitap Arden 1 gibi değil. Çünkü Arden'in İstanbul'daki Beyaz Ev görevi diğer görevlerinden tamamıyla ayrılıyor. Çünkü aslında kendisine dahil itiraf edemediği bir şey yaşıyor; Beyaz Ev'in sahibi Beyefendi'nin torunu Eren'e aşık oluyor.

Eren'e aşık olmasına olsun ama ben en çok romandaki Drogo karakterinin bölümlerini beğendim. Arden 1'i okuyanlar bilecektir ki Drogo yaşayan bir ölü ve Arden'in görevindeki ilk istisnası. Ama ona yardım etmesi, Beyaz Ev'in sırrını çözmesi açısından kritik bir rol oynadığını düşünüyorum. Galiba ben Drogo'cuyum arkadaşlar... :)

Serinin ikinci kitabıyla da yine muhteşem bir kurgu yazan Işıl Işık, YouTube kanalında Arden serisini dört kitaplık bir seriden oluşacak şekilde planladığını duyurmuştu. Eğer siz de bu seriyi kaçırmak istemiyorsanız serisinin ilk kitabı ve ikinci kitabını mutlaka okuyun.

Arden Serisinin Sıralaması

Birinci Kitap: Arden 1
İkinci Kitap: Arden 2
Devamı gelecek...

Arden 2'nin Kutulu Setini Kaçırmayın!

Artemis Yayınlarının kutulu setlerini beğenmeyenler var mı? Açıkçası hiç yoktur. Arden için hazırlanan kutulu set de hem birinci kitap hem de ikinci kitap da harika ötesi!


Karakter kartlarından posterlere kadar, rozetten pleksi ayracına, defterinden stickerlara kadar her bir detay özenle hazırlanmış. Özellikle de kutulu sette bulunan stickerların tasarımı ikinci kitapta çok daha kaliteliydi. Okurken ki duygularınızı yansıtacak kitaba ait stickerları yapıştırmak da çok eğlenceliydi.

Artemis Yayınlarının kaliteli baskısına karşı söylenecek bir söz yok. Arden 2'nin ciltli baskısı o kadar güzel ki... Renkler, tasarımlar, kitabın içeriğindeki detaylar gerçekten de ince eleyip sık dokunulan bir işin ürünü olduğu belli. Şu an sınırlı sayıda üretilen Arden 2'nin kutulu setini sakın kaçırmayın.

Arden 2 öyle bir yerde bitti ki... Üçüncü kitabı dört gözle bekliyorum!

Peki siz Işıl Işık'ın yeni romanı Arden 2'yi okumuş muydunuz? Okuduysanız Arden 2 romanını nasıl buldunuz? Seri hakkında düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

Ataerkil toplumlarda kadın olmak çok zor... Bir adamın nefretiyle terk edildim. Bir adamın hırsıyla parçalandım. Bir adamın arzusuyla öldüm... Peki bir adamın sevgisiyle hayata dönebilir miydim?


Nasıl olsa aşk, en büyük riski almak demekti...


Hayatımın hiçbir döneminde böylesine bir kör kuyuya düşmemiştim. Şimdiyse o dipsiz kuyunun dibine doğru düşmeye devam ediyordum.


Hayat, risk alabildiğin kadar gerçekti. Alamadığın her risk ise ölümüne bir davetti.


Gri olduğumu düşünürken beyaza yaklaşmıştım ama hep siyahta kalmalıydım. Gölgelerde. Karanlıkta...


Eren gerçek duygularla yanlış kişiye bakıyordu, bilmeden. Bense doğru kişinin yanlış bakışlarına maruz kalıyordum, bile isteye...


Kusursuzluk, her zaman en büyük yalandır.


Birinden hoşlanmak böyle bir şey miydi? Kusuru olsa bile görmemek, görememek... Onu en saf, en doğal haliyle kabul etmek. Sevmek...


Belki başka bir hayatta... Belki de bu hayatta...


Çünkü bazı anılar silinmez, sadece sessizleşir.


Kimi cehennemler ateşle yanmaz. Bazıları insanın kendi gözlerinin içinde, sessizce kavrulur.


Ben şeytanı beklerken, meğer onun yavaş dönüşümünü yaşıyormuşum.


Masum bir kıyafet, sade bir yüz, ince bir gülümseme... Ve içimde kurumuş bir bataklık gibi suskun bir vicdan.


İnsan, canını en çok acıtanın ne olduğunu zamanla öğreniyor. Bir söz, bir bakış, bir anı... Ya da aynadaki kendi silüeti.


Belki ben de değişiyordum. Önceliklerim. Hayattaki yerim... Belki olması gereken buydu. Belki de çok geç kaldığım...


Ve Arden o gün, bir mezarlıkta doğmuştu işte. Eren'in gözlerinde, Eren'in bakışlarında. Ne zaman göçüp gideceğini bilmeden...


Her hikâye bir mezarlıkta sonlanmıyordu. Bazıları bizzat mezarlıkta başlıyordu.


Kimi cehennemler ateşle yanmaz. Bazıları insanın kendi gözlerinin içinde, sessizce kavrulur.



Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)

#buttons=(Ok, tamamdır) #days=(20)

Sayfamızda daha iyi bir deneyim için çerez politikası uygulanmaktadır. Check Now
Ok, Go it!