31 Ekim 2022 Pazartesi

İçimdeki Melodi Çok Yakında Raflarda!

Ekim 31, 2022 10

Sharon M. Draper'in çok satan İçimdeki Müzik'in devam kitabı İçimdeki Melodi çok yakında raflardaki yerini almayı planlıyor.

Dört gün önce Genç Timaş'ın sosyal medya üzerinden paylaştığı duyuruyla İçimdeki Müzik severleri için müjdeyi paylaştı. Bu müjdeyi bir de tadımlık okumayla beraber okurseverlerle buluşturdu. Eğer kitabın ilk yedi sayfasını okumak istiyorsanız Genç Timaş'ın Instagram hesabına göz atabilir ve yedi sayfalık tadımlığı siz de tadabilirsiniz. Ayrıca ilk yedi sayfayı okuduktan sonra yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı da unutmayın.

İçimdeki Melodi için sayılı günlerin kaldığını belirten yayınevi, ön siparişten temin edilebileceğini de belirtti. Eğer siz de ilk basımdan kitabı temin etmek istiyorsanız Genç Timaş'ın web sayfasını takip etmenizi öneririz.

Peki Sharon M. Draper Kimdir?

Sharon M. Draper, 21 Ağustos 1948 tarihinde Cleveland, Ohio'da dünyaya geldi. Afrika Kökenli Amerikalı deneyimini konu alan kitaplarla beş defa Coretta Schott King ödülü kazanmıştır. 

Hazelwood ve Jericho serileri ve tarihi romanı Copper Sun ile ünlü olmuştur. Sharon M. Draper, 2007 yılında NAACP Edebiyat Resim Ödülüne aday gösterildi ve Genç Yetişkin Edebiyatı için Ohioana ödülü almıştır. Cupper Sun ayrıca New York Times Bestseller Listesinde de yer almıştır. Sharon M. Draper, tarafından kaleme alınan son kitabı "İçimdeki Müzik" Genç Timaş tarafından yayımlanmıştır ve aynı zamanda bu kitabı da The New York Times Çok Satanlar listesinde yerini almıştır.

Çok Yakında Raflarda!

New York Times Çok Satan listelerinde aylarca yerini koruyan ve farklı milletlerden milyonlarca okurun kalbinde taht kuran İçimdeki Müzik'in bu çarpıcı devam romanında Melody, tutkusunun peşinden gidebilmek adına korkularıyla yüzleşiyor. 

Melody, artık daha büyük ve daha cesur bir genç kızdır. Onun gibi farklı yeteneklere sahip çocuklara yönelik kamplar olduğunu keşfettikten sonra bir kampa gidebilmek için can atıyor. Ormanda yürüyebileceği, çelik halatla uçabileceği ve hatta ata binebileceği bir yer! Belki de sonunda gerçek bir arkadaş edinebileceği, kendi kararlarını verebileceği hatta kendi başına bir şeyler yapabileceği bir yer rüya gibi! Melody, titreyen kamp ateşinin ışığında ve fırtınaların gücüyle gerçekten ne kadar cesur ve güçlü bir genç kız olduğunu keşfetmek üzere. Peki siz bu yolcuğa hazır mısınız?

''On iki yaşındayım. Tek kelime etmeden nasıl yüksek sesle konuşulur gayet iyi biliyorum''


Peki İçimdeki Melodi Hakkında Yorumlar Nasıl?

Son dört gün kala ön okumanın açılması ve tabii ki de dilimize çevrilene kadar kitabı okuyanlar ve yorumlayanlar oldu. Spoiler olmadan sizlere bu yorumları paylaşmak istedik. İşte kitaba dair yapılan yorumlar:

Sevilen bir hikâyenin tatmin eden, kıymetli devamı. (Kirkus Review)


Melody'nin sesi her zamanki gibi esprili. Çeşitli etnik kökenlerden ve engellere sahip yardımcı karakterler ona saygıyla yaklaşıyor... Onu gerçekten anlayan bir topluluğun parçası olmuş durumda. (Publishers Weekly)


Bu kitapta Melody okulla alakalı tüm problemleri ve sınırları aşmış bir genç kız olarak karşımıza yeniden çıkıyor. Ama bekleyin! Henüz hiçbir şey görmediniz. (GoodReads, Okur Yorumu)


Açıkçası yorumlara bakılınca çok merak edici bir serüven bizi bekliyor gibi duruyor. Peki sizler neler düşünüyorsunuz? İlk kitap İçimdeki Müzik'i okumuş muydunuz? Okuduysanız ikinci kitaptan beklentileriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

Hayalci Cüce | Sevil Çevirgen

Ekim 31, 2022 10

Hayallerinin peşinden koşan bir cücenin öyküsünü hiç okumuş muydunuz? Ormanda arkadaşlarıyla yaşayan, mor gezegene giden, çölde bir deveyle arkadaş olan ve yunus balıklarıyla konuşan tatlı bir cüce bize bu yolculukta eşlik etmeye geliyor.

Sevgili Kitapkeşfimm geçen günlerde çok güzel bir kargo gönderdi. Bu kargonun içinde sevgili blogger arkadaşımız Sevil Çevirgen namıdiğer Düş Tasarımcısı'nın ikinci kitabı Hayalci Cüce de bulunuyordu. Açıkçası hem Kitapkeşfimm'e hem de Sevil Çevirgen'e buradan tekrardan teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Ayruca Kitapkeşfimm'in adıma imzalatıp göndermesi çok hoştu. Tekrardan bu güzel hediye için ikisine de teşekkür ediyorum.

Kitabımızın türü masal ki okumayı en çok sevdiğim türlerden birisidir. Kitabın tasarımı olsun, renk seçimleri olsun çok kaliteli bir kitap olduğu dıştan belli ediyordu. Kargo elime ulaşır ulaşmaz da Hayalci Cüce'yi hemen okumak ve sizlere kitap hakkındaki yorumlarımı paylaşmak istedim.

İlk olarak masal kitabımız sekiz ana bölümden oluşuyor. Bunlar;
  1. Mor Gezegenler ve Bilge Dede
  2. Minnoş Kızın Pembe Evi
  3. Bay Deve
  4. Yunus Balıkları
  5. Gökkuşağının Altında
  6. Kapıya Gelen Üşümüş Ördek
  7. Kara Yılan 
  8. Orman Göl ve Tüm Ördekler

Her bölüm de ne çok uzun ne de çok kısa. Zaten masal kitabı olduğu için de puntolar diğer romanlara göre daha büyük. Hayalci Cüce'nin konusu bir zamanlar ormanda arkadaşlarıyla yaşayan Hayalci bir cücenin yaşadıkları. Sürekli hayaller kuran bu cüce; yeşil koltuğuna oturur, gözlerini kapatır ve sorarmış kendine: "Bugün ne hayal kursam acaba, neyi düşlesem, nerelere gitsem?" diye. İşte bu hayallerin yolcuğuna çıkıyoruz hep birlikte.

Özellikle de kitabın en beğendiğim yönü de hayallerinin peşinde koşmayı öğütlemesi. Her ne kadar bir şeyde zorlansak da eğer ki bu hayalimiz ise bunun peşinden asla vazgeçmemizi söylüyor. Bunu öğütlerken de masaldaki olaylarla pekiştiriyor. Masal kitaplarının da en çok beğendiğim yön bu olsa gerek. Eğer kardeşinize veya yaşı daha küçük olan bir arkadaşınıza verebileceğiniz en güzel hediye Hayalci Cüce olabilir. Aklınızda bulunsun diyelim.

Hayalci Cüce sadece masal kitabı değil, interaktif bir masal kitabı da. Kitabın son sayfasında yazarımız Sevil Çevirgen diyor ki: ''İşte böyle çocuklar! Hayal etmek ve hayal kurmak güzeldir öyle değil mi? Siz de hayallerinizden hiç vazgeçmeyin sevgili çocuklar. Düşleyin!'' 

Ayrıca yazarımız Sevil Çevirgen'in bir notu da var: ''Bu kitapta hayalci cücenin resimleri özellikle yoktur. Çünkü onun görüntüsü siz nasıl hayal ettiyseniz sizin için öyledir, hayallerinizdeki gibi yani. Ve şimdi eğer isterseniz yandaki boşluğa hayallerinizdeki Hayalci Cüce'yi çizebilirsiniz.'' Ben de durur muyum, hemen hayalimdeki Hayalci Cüce'yi çizdim. Sizlerin de Hayalci Cüce'sini çok merak ediyorum. Kitabı elinde olan bizlerle paylaşabilir Hayalci Cüce'sini. Benimki biraz Trolllere benzese de güzel oldu. Sizce, yorumlarınızı bekliyorum.

Belirtmem gerekirse Hayalci Cüce'yi sadece Kitapyurdu'ndan sipariş verebilirsiniz. Bunun nedeni de kitabın Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık'tan basılmış olması. Eğer kitabı temin etmek istiyorsanız Kitapyurdu'ndan kolayca sipariş verebilirsiniz.

Peki sizler Hayalci Cüce'yi okudunuz mu? Eğer okuduysanız nasıl buldunuz? Hayalci Cüce'yi siz nasıl resmettiniz? Yorumlarda buluşalım!

Buraya geleceğini biliyordum, çünkü burası düşler gezegeni ve sen de sürekli düş kuruyorsun. Ve düşlerin seni buraya getirdi.


Ve her zaman yaptığı en iyi şeyi yapmak için yine yeşil çatılı evindeki meşhur yeşil koltuğuna oturup gözlerini kapatarak yeniden hayaller kurmaya başlamış ve gökyüzüne doğru usulca süzülmüş.


İşte böyle çocuklar! Hayal etmek ve hayal kurmak güzeldir öyle değil mi? Siz de hayallerinizden hiç vazgeçmeyin sevgili çocuklar. Düşleyin.


Sana tavsiyem güzel hayaller kur ve onların olacağına inan. Hayallerine sadık kal.



28 Ekim 2022 Cuma

Cadılar Bayramı'nda Okunması Gereken Kitaplar

Ekim 28, 2022 12
Cadılar Bayramı, her sene 31 Ekim'de kutlanan, kökleri Pagan ve sonrasında Hristiyan köklerine dayanmasına rağmen günümüzde popülerleşmiş bir kutlama halini alan kostüm bayramı diyebiliriz. 

Çocukların, genellikle korkunç kostümler giyerek, kapı kapı dolaşıp şekerleme ve harçlık topladığı bir bayramdır ki filmlerden bu repliği hepimiz çok iyi biliriz: ''Trick or treating?'' Konumuz Kitap ekibi olarak bu yıl Cadılar Bayramı'na özel içeriklerimizle sizlere güzel bir yayın akışı sunmaya hazırlanıyoruz. Bu yayından itibaren devam edecek olan korku ve gerilim içerikli yayınlar siz okurlarla en kısa zamanda paylaşacağız. Ayrıca bu tematik hafta için önerileriniz varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden görüşlerinizi bize iletmeniz yeterlidir.

Bu konseptteki ilk yayınımız ise Cadılar Bayramı'nda Okunması Gereken Kitaplar. Bu güzel atmosferi bir saleple ve önereceğimiz kitaplarla geçirmek isteyenler bu özel yayını kaçırmasınlar. Öyleyse Cadılar Bayramı için kitap önerilerimize hemen başlayalım!

Şeytanın İksirleri - E.T.A. Hoffmann

Ernst Theodor Amadeus Hoffmann, Alman besteci, müzik eleştirmeni, döneminde fantezi ve korku hikayeleri yazarıdır. Tabii ki Cadılar Bayramı denilince kendisini bu isteye almazsak haksızlık olurdu. Bir keşiş, acımasızca işlenen cinayetler, lanetli aile bağları... Şeytanın İksirleri, bilinçaltının tehlikeli arzularından kaynaklanan dehşeti, XIX. yüzyıl edebiyat geleneğinin "kötücül ikiz" motifiyle harmanlayan bir başyapıt. 

Şeytanın İksirleri karanlık güçler tarafından suç batağına sürüklenen Keşiş Medardus'un kurmaca yaşamöyküsünü aktarır. Keşiş Medardus'un ölümcül günahlarıyla dolaştığı manastırlar, işkence ve ölümün kol gezdiği zindanlar, insan ruhunun karanlık dehlizlerini temsil ederken biz de tutku, ölüm, haz, delilik ve lanetin girdabına yakalanırız. Bugün Alman edebiyatının en ünlü korku klasiği olarak edebiyat tarihinde yerini alan Şeytanın İksirleri, insanı kendi gölgesiyle karanlık yüzlü kendi ötekisiyle yüzleştiren büyük bir roman, kesintisiz her an delilikle baş başa bırakan bir yapıt, tekinsize bir giriş.

Cadılar Bayramı Ağacı - Ray Bradbury

Ray Bradbury'yi hepimiz Fahrenheit 451 romanıyla tanırız. Fakat bu konseptteki en iyi kitabı olan Cadılar Bayramı Ağacı siz okurları bekliyor. Özel günler için yazılmış hem çocukların hem de yetişkinlerin okuyabileceği bazı benzersiz öyküler vardır; Charles Dickens'ın Bir Noel Şarkısı ve Ray Bradbury'nin ürkütücü romanı Cadılar Bayramı Ağacı.

Sekiz erkek çocuğu Cadılar Bayramı gecesinde kasabanın kıyısındaki perili evde toplanmışlardı. Ancak arkadaşları Balbağı beklenmedik bir şekilde ortadan kaybolduğunda onu bulmak zorunda olduklarını biliyorlardı. Onlara yardım edebilecek tek kişi ise uzun boylu ve gizemli biri adamdı. İşte bu adamın anlatacağı geçmişe dair hikâyelerle çocuklar, uzak diyarlardaki sonbahar manzaralarında esen siyah rüzgâra binip yılın bu karanlık döneminde başka yerlerde bu bayramın nasıl kutlandığına şahit olacaklardı. 

Sonbahar Ülkesi ve Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana gibi korku edebiyatı başyapıtlarının yazarı Ray Bradbury’den Cadılar Bayramı ve tarihi üzerine yazılmış tüyler ürperten bir klasik. Kaçırılmamalı!

Mermer Adam - Jean Christophe Grange

Jean Christophe Grange'nin tür olarak en çok bu haftaya uygun olan yazarlarımızdan birisi. Özellikle de korku ve polisiye gerilim türlerindeki başyapıt eserleriyle bunu kanıtlıyor. Yazarın sayfamızda bulunan Siyah Kan ve Kızıl Nehirler adlı iki eseri mevcuttur. Onları da bu hafta için inceleyebilirsiniz.

Kötülük Hiç Beklenmedik Bir Yerden Gelebilir. Yıl 1939, Berlin... Avrupa yeni bir dünya savaşının eşiğinde... Reich'ın ileri gelenlerinin güzel eşleri tek tek vahşi cinayetlere kurban gider. Gestapo Subayı Franz Beewen, öldürülen kadınların Psikiyatrı Simon Kraus ve Aristokrat Psikiyatr Minna Von Hassel, Nazilerin nefes aldırmadığı Berlin'de bu cüretkâr cinayetleri işleyen katilin peşine düşerler. Jean-Christophe Grangé'den elinizden bırakmak istemeyeceğiniz gerilim dolu bir macera.

Innsmouth'un Üzerindeki Gölge - H. P. Lovecraft

Innsmouth'a giden otobüse sakın binme! Howard Phillips Lovecraft, Amerikalı tuhaf kurgu, bilimkurgu, fantezi ve korku kurgu yazarıdır. En bilinen eserleri, sonradan Cthulhu Mitosu adını alan eserleridir.

Innsmouth'un Üzerindeki Gölge, modern insanın çöküşünün, çürümesinin ve yozlaşmasının ilkel ve yabani geçmişimizle ilişkisini gösteren, gotik köklere sadık bir yolculuk, dönüşüm ve cinnet öyküsü. Lovecraft'ın 1930'ların başında kaleme aldığı ve sağlığında bir kitap halinde yayımlanan tek eseri olan Innsmouth'un Üzerindeki Gölge, genç ve isimsiz bir kahramanın kadim ve bilinmeyen bir dehşetle yüzleşmesinin öyküsünü anlatıyor. 

Innsmouth'un tuhaf görünümlü insanlarının geçmişine indikçe tekinsiz bir uygarlığın tüyler ürpertici efsaneleri şehrin sokaklarına sızıyor, insanların gölgelerine yansıyor. Kadim varlıklara kurban edilen karada başlayıp denizin dibinde biten yaşamların öyküsü. Bu uğursuz kasabadan kaçmaya çalışan kahramanımızın sürükleyici macerasıyla sona erse de Derinlerde Yaşayanlar ve Eskiler'in dehşeti hüküm sürmeye devam ediyor.

Peki sizler hangi kitabı önerirsiniz? Bu haftaya özel seçkileriniz var mı? Ya da yukarıdakilerden okuduğunuz herhangi bir kitap var mı? Yorumlarda buluşalım!

25 Ekim 2022 Salı

Bir Delinin Anıları | Gustave Flaubert

Ekim 25, 2022 16

Gustave Flaubert'in henüz 17 yaşında kaleme aldığı o romanı: Bir Delinin Anıları. Flaubert denildi mi akla ilk gelen romanı Madame Bovary'dir kuşkusuz. Fakat Flaubert'i daha yakından tanımak ve gençliğinin nasıl olduğunu satırlarında yaşamak istiyorsanız Bir Delinin Anıları siz okuyucuları ağırlıyor.

Bu kısacık ama içi yazar hakkında bir sürü bilgi veren kitabını uzun uzun tartışmak isterdim doğrusu. Buradan da belirmek isterim ki bu kitabı okuduysanız aşağıdaki yorumlar bölümünden düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz ki yalnız olmadığımı bilmek isterim. 

Kitap genel olarak biraz okuyucuyu sıksa da sonlarına doğru hayata bakış açısını biz okurlara sunuyor. Fransızca aslından çevrilen bu otobiyografik kurgu, Gustave Flaubert'in çalkantılı duygu dünyasının da bir tezahürü: ''Daha gençken, yaşlanmıştım. Yüreğim kırışıklıklarla kaplanmıştı. Hâlâ dinç, coşkulu, inançlı ihtiyarlarla karşılaştıkça, böylesine gençken, hayattan, aşktan, utkudan, Tanrı'dan, var olan ve olabilecek her şeyden bu denli düş kırıklığına uğramış birine döndüğüm için kendi hâlime acı acı gülmekteydim. Uçurumun kenarına vardığımdaysa gözlerimi kapadım. İçine düştüm.''

Evet, bu kitabın en önemli özelliği Flaubert'in 17 yaşındayken kaleme almış olması. Özellikle de Flaubert'in kült eserlerini okuduktan sonra bu kitabı okursanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Denendi ve uygulandı. Ama hem Madam Bovary'de zirve yapan yazınını hem de iç dünyasını anlamak için mutlaka okunması gereken bir otobiyografik roman.

Bir Delinin Anıları, çağının ötesinde bir kalemin ve edebî derinliğin habercisi gençlik eserlerinden. Flaubert'in henüz on yedi yaşındayken kaleme aldığı roman, kimilerine göre aşka adanmıştır. Kimileriyse ''anomali'' hayat tarzının manifestosu olarak görür onun satırlarını. 17 yaşında ve 1838 yılında kaleme alınmış olmasına rağmen bazı bölümlerde değindiği konular ve yazarın kullandığı üslubu yaşının çok ve çok ötesinde.

Kitap farklı farklı bölümlerden oluşmakta. Son bölümünde de şunları dile getiriyor yazar: "Aç gözlerini zayıf ve kibir dolu insan, toz zerreciğinin üstüne güçlükle tırmanan karınca; kendi kendine özgür ve büyük olduğunu söylüyorsun, kendi kendine saygı duyuyorsun, hayatı süresince o kadar aşağılık olan sen, ve kuşkusuz alay etmek için, gelip geçen çürük bedenini selamlıyorsun. Ve sonra sanıyorsun ki, büyüklük adını verdiğin bir miktar gurur ve 'Toplumun' özü olan bu alçak çıkar arasında çalkalanan bu kadar güzel bir hayat, ölümsüzlükle taçlanacak."

Bir Delinin Anıları, yazarın kendisinin de dahil olduğu burjuva toplumuna, onun sahte ilişkilerine eleştirel bir bakış, kimi zaman alaycı bir yergi. İmkânsız fakat tutkulu platonik bir aşkın tüm yaraları, ibadet haline gelmiş bilinçli bir yalnızlığın tüm buhranları, hem fiziken hem de ruhen gelişmenin tüm çalkantılarının iç içe geçtiği roman, otobiyografik özellikler de taşıyor. Okurken daha on yedi yaşındaki bir çocuğun çalkantılı duygu dünyasına da şahit oluyorsunuz.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Gustave Flaubert'ten okuduğunuz en iyi roman hangisiydi? Sizce otobiyografik romanları okumak yazarı daha çok tanımamızı sağlıyor mu? Yorumlar bölümünde konuşalım!

Desenize, geri kalan her şey gibi siz de bir acı alaydan başka bir şey değilsiniz ve yalansınız. Tıpkı vaftiz, evlenme ve ölüm gibi her aşamasını duyurduğunuz yaşamın kendisi gibi.


Şu ölüm çanlarının iç karartıcı tınlaması, bende bir dizi düşünceye yol açıyor.


Tozun yüceliği, hiçliğin görkemi.


... maalesef yerinden söktüğün toprak yeniden kendi kendine oluşuyor, kanalların çöküyor, nehirler taşıp tarlalarının ve şehirlerinin üzerlerini kaplıyor, saraylarının taşları kendiliğinden ayrılıp düşüyor, taçlarının ve tahtlarının üstünde karıncalar geziyor, bütün o donanmaların okyanusun yüzeyini tek bir yağmur damlası ya da bir kuşun kanat çırpması kadar bile buruşturamaz hale geliyor.


Demek sana ölümsüzlük ha! Maymundan daha kösnük, kaplandan daha zalim, yılandan daha sürüngen olan sana!


Sonsuzlukta güzellik olsun isterdim ama orada bulabildiğim yegâne şey, kuşku.


Soruyordum kendime, bundan ibaret mi kalacaktı düşleyip duyduğum o zevkler, sevecenlik dolu çocuk kalbimin saflığı içinde hayalini kurduğum o yakıcı coşkular?


Evet, ölüyorum zira geçmişinin su gibi denize akıp gittiğini görmek, şimdiki zamanı bir kafesmiş gibi, geleceğiyse kefen gibi algılamanın nesine yaşamak denir ki...



16 Ekim 2022 Pazar

Yazarlar Hakkında En İlginç Bilgiler

Ekim 16, 2022 19

Kitaplarını okuduğunuz yazarın hayatını hiç merak ettiniz mi? Ya da bu eseri ortaya çıkarmasındaki sebebini hiç araştırmış mıydınız? Özellikle de öyle bir hikayeler var ki okuyacağınız zaman çok şaşıracaksınız. Belki de bu hikayeleri okuduktan sonra yazarın kitaplarına artık başka bir gözle tekrardan okumak isteyeceksiniz.

Evet, bugün konumuz Yazarlar Hakkında En İlginç Bilgiler olacak. Yorumlardan da belirttiğiniz gibi en çok istenilen başlıklardan biriydi. Eğer bunun bir seri olarak devam etmesini isterseniz aşağıda bulunan yorumlar bölümünden belirtmeniz yeterlidir.

Bu yazıda, dünyaca ünlü Türk ve yabancı yazarların daha önce hiç duymadığınız ya da bilinmeyen yönlerini öğreneceksiniz. O zaman şimdi, hem Türk yazarlar hem de yabancı yazarlar hakkında en ilginç bilgilere birlikte göz atalım.

Victor Hugo'nun Yaşlılık Sorunu

Dünyanın en çok okunan romanlarından birisi olan Sefiller'in yazarı Victor Hugo yaşlanmaktan o kadar korkuyormuş ki vücudu diri kalsın diye her sabah buz gibi suyla duş alıyormuş. 

Aynı zamanda sesi güzel olsun diye çiğ yumurta yermiş. Her zaman bakımlı, temiz ve şık görünen Hugo insanların onu daima beğenmesini istermiş. Ama her ne kadar uğraşsa da yaşlılıktan kaçamamış.

Insomnia Hastası Mark Twain

Kuşkusuz Mark Twain'in en ünlü kitabı Tom Sawyer'in Maceraları'dır. İşte bu eşsiz eseri edebiyata sunan Twain bir Insomnia hastasıydı. Insomnia uykusuzluk hastalığıdır. Geceleri bir türlü uyuyamayan Twain mecburen yazı yazıyormuş. Gündüzleri ise hiç olmayacak yerlerde uyuyakalıyormuş. 

Twain'in uykusuzluk sorunu o kadar ileri boyuttaymış ki çevresindekilere: ''Bana güzel bir yatak verin, size ölümsüz başyapıtlar vereyim.'' dermiş. Sizce bu hastalığı olmasaydı dediği gibi daha fazla ölümsüz eser verebilir miydi? Yorumları size bırakalım.

Gürültülü Adam: Cemal Süreya

Aşk şiirleri denince kuşkusuz açık ara önde olan Cemal Süreya, İkinci Yeni akımının en önemli temsilcilerinden biridir. Edebiyat dünyasına çok küçük yaşlarda adım atan Süreya'nın en ilginç özelliği ise gürültü olmadan yazamamasıdır. Okul yıllarında gürültülü ortamda başladığı yazı yazma alışkanlığı, sonraki yıllarda da devam etmiş. Evinde bile sessiz yazamadığını fark edince radyo ve televizyonun sesini sonuna kadar açarak yazabiliyormuş. 

Cemal Süreya hakkında herkesin bildiği bir bilgiyi olan ''y'' harfini de anlatmadan geçmeyelim. Olay şöyle gerçekleşiyor: Süreyya olan soyadını arkadaşı Süreyya Evren ile girdiği bir iddia sonucu, Süreya olarak değiştirmiştir. Buradan alınan “y” harfi ise arkadaşının adına eklenerek Süreyyya Evren olmuştur.

Sabahattin Ali'nin En İlginç Takıntısı

Sabahattin Ali hem kaleme aldığı eserleriyle hem de canice katledilişiyle asla unutulmayacak kült isimdir. Kısacık ömründe bile birçok eserle edebiyata vedan eden Sabahattin Ali'nin çok ilginç bir takıntısı varmış. Bu takıntı diksiyon takıntısıymış.

Sabahattin Ali’nin diksiyon takıntısı varmış. Kelimeleri birisi yanlış şekilde kullanınca hemen düzeltme isteği duyarmış. Bu huyu üzerine eşi Aliye Hanım'ın şikayetlerini de arkadaşlarına şöyle anlatmış: “Bu yüzden Aliye Hanım bana fena içerliyor. Karı koca ağız tadıyla kavga edemiyoruz. Kavganın en can alacak yerinde tutup diksiyon yanlışlarını düzeltiyorum.” Acaba Sabahattin Ali günümüzde yaşıyor olsaydı ne yapardı acaba? Çok merak ederdim açıkçası.

Tolstoy'un 13 Çocuğu Vardı

Sadece Rus değil, dünya edebiyatının da kült isimlerinden birisi olan Tolstoy'un tamı tamına on üç çocuğu vardı ve bu on üç çocuk da farklı kadınlardanmış. 

Eşine aşırı dürüstlüğüyle tanınan Tolstoy bu deneyimlerini eşine de anlatıyormuş. 48 yıl süren evliliğin ardından artık yalnız kalmayı ve dünya işlerinden vazgeçmeyi tercih ettiğini söyleyerek 82 yaşında evinden ayrılmış. Aradan çok geçmeden bir tren istasyonunda donarak ölmüş.

Ayrıca Tolstoy en çok okunan eserlerinden birisi olan Kroyçer Sonat'ını merak edenler için buraya bir link bırakalım. Okumayı unutmayın!

Kendini Hiçbir Zaman Beğenmeyen Cahit Sıtkı Tarancı

Hepimizin hafızalarında Otuz Beş Yaş şiiriyle kazınan Cahit Sıtkı Tarancı kendini hiçbir zaman beğenmiyormuş. Bu beğenmemezlikten dolayı da kendini hep yalnız ve karamsarlığa doğru sürüklemiş. 

Galatasaray Lisesinde okuyan Cahit Sıtkı, orada da yalnız kalmış. Tabii ki de bu durum eserlerine yansımış. İsterseniz bu gözle bir daha okuyun derim şiirlerini. Bakalım ilk okuduğumuzla şimdiki bu bilgiyle arada bir fark olacak mı? Yorumlarda bekliyorum!

Edebiyatımızın Feminist Yazarı: Halide Edip Adıvar

Kurtuluş Savaşı yıllarında hiç şüphesiz gösterdiği emekle beraber kahraman Türk kadınının simgesi olan Halide Edip Adıvar, edebiyatımızın ilk kadın romancılardan biridir. 

Eserlerinin bir çoğunda yer alan kadın sorunları ve kadının toplumdaki yerini en etkili bir biçimde dile getirmiştir. Torununun ağzından dinlediğimiz bir röportajda; Halide Edip'in genellikle asık suratlı ama özünde çok duygusal bir insan olduğunu da öğreniyoruz. Kuşkusuz Halide Edip Adıvar dediğimiz zaman o eski siyah beyaz fotoğrafı geliyordur.

Maviye Aşık Olan Adam: Halikarnas Balıkçısı

Halikarnas Balıkçısı olarak bildiğimiz ve asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan yazarımızın maviye olan özellikle de Bodrum'a olan ilgiyi hepimiz biliyoruzdur. Fakat aslında olay hiç de öyle bir şey değil.

Cevat Şakir Kabaağaçlı sanılanın aksine Bodrum'a kendi isteğiyle yerleşmemiştir. İstanbul'da yaşadığı dönemde gazete ve dergilerde yazılar yazan Cevat Şakir, bir gün yazıları yüzünden tutuklanır. İstiklal Mahkemesine sevk edilen yazara ceza olarak sürgün edilmesi kararı verilir. Bu sürgün yeri ise Bodrum'dur. İşte bu aşk aslında zorunlu olmuş. Belki Bodrum'a sürgün edilmeseydi bu güzel eserleri yazmamış olabilirdi. Hayat işte!

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Yazarların bilinmeyen yönlerini siz biliyor muydunuz? En şaşırdığınız isim ne oldu ve niçin? Sizce bütün bunlar yazarlık için gerekli bir ilham kaynağı mı? Yorumlarda buluşalım!

6 Ekim 2022 Perşembe

2022 Nobel Edebiyat Ödülü'nü Annie Ernaux Kazandı!

Ekim 06, 2022 20

Herkese yeniden merhaba! Edebiyat dünyasının en prestijli ödülü olan Nobel Edebiyat Ödülü bu sene de ilgi odağı oldu. Kıran kırana geçen 2022 Nobel Edebiyat Ödülü'nü Fransız yazar Annie Ernaux kazandı.

Kazanan kişinin açıklanmasına saatler kala tahminler ağırlıklı olarak Michel Houellebecq ve Salman Rushdie olarak öne çıkmıştı ki Nobel bizi yine önceki yıllar gibi şaşırtmadı. 2021 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Abdulrazak Gurnah da aynı Annie Ernaux gibi bu senedeki favori listelerinde yer almamıştı.


Detaylara geçmeden önce Nobel Edebiyat Ödülü, her yıl Alfred Nobel'in sözleri ile bir idealist eğilimi en farklı şekilde ifade eden yazara verilmektedir. Edebiyatçılar için en prestijli ödül olan Nobel, İsveç Akademisi tarafından her yıl bu ödüle layık kişileri seçmektedir.


2022 Nobel Edebiyat Ödülü'nü İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi'nde düzenlenen basın toplantısında, ödülün, "Kişisel hafızanın köklerini, yabancılaşmalarını ve kolektif kısıtlamalarını ortaya çıkarmadaki cesareti ve klinik duyarlılık konusundaki çalışmaları sebebiyle layık görüldü." diye belirtilerek ödülün Fransız yazar Annie Ernaux'e verildiği açıklandı. Ernaux'un, yazılarında cinsiyet, dil ve sınıf açısından güçlü eşitsizliklerin damgasını vurduğu bir yaşamı tutarlı bir şekilde ve farklı açılardan incelediği, yazarlığa giden yolunun uzun ve zorlu olduğu belirtildi. Böylelikle ödülün sahibi olan Fransız yazar Ernaux, 10 milyon İsveç kronunun da sahibi oldu. 


2021 Nobel Edebiyat Ödülü'nü Abdulrazak Gurnah Kazanmıştı

2021 yılında Afrika kıtasının doğusunda Tanzanya'ya bağlı iki adadan oluşan ve özerk yönetilen Zanzibar'da doğan romancı Abdulrazak Gurnah ödülün sahibi olmuştu. Gurnah ise, "Kültürler ve kıtalar arasındaki uçurumda sömürgeciliğin etkilerine, yanı sıra mültecilerin kaderine kesin ve merhametli şekilde nüfuz etmesi" nedeniyle ödüle layık görülmüştü.


Peki Annie Ernaux Kimdir?

Annie Ernaux 1 Eylül 1940 tarihinde Fransa'da dünyaya geldi. Ailesinin bir bakkal ve kafeye sahip olduğu Normandiya'daki küçük Yvetot kasabasında büyüdü. Annie Ernaux, Fransız yazar ve edebiyat profesörüdür. Çoğunlukla otobiyografik olan edebi eserleri sınıf egemenliği ve aşk tutkusunun ağırlığını incelediği yirmiye yakın otobiyografi ve romanı bulunuyor. Annie Ernaux'nun dilimize çevrilmiş Yalın Tutku, Babamın Yeri, Boş Dolaplar ve Seneler isimli kitapları bulunmaktadır.


Peki siz ne düşünüyorsunuz? Annie Ernaux'un herhangi bir kitabını okudunuz mu? Ödülü kesinlikle kazanır dediğiniz bir yazar var mıydı? Yorumlarda buluşalım!

Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.