25 Ekim 2022 Salı

Bir Delinin Anıları | Gustave Flaubert

Gustave Flaubert'in henüz 17 yaşında kaleme aldığı o romanı: Bir Delinin Anıları. Flaubert denildi mi akla ilk gelen romanı Madame Bovary'dir kuşkusuz. Fakat Flaubert'i daha yakından tanımak ve gençliğinin nasıl olduğunu satırlarında yaşamak istiyorsanız Bir Delinin Anıları siz okuyucuları ağırlıyor.

Bu kısacık ama içi yazar hakkında bir sürü bilgi veren kitabını uzun uzun tartışmak isterdim doğrusu. Buradan da belirmek isterim ki bu kitabı okuduysanız aşağıdaki yorumlar bölümünden düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz ki yalnız olmadığımı bilmek isterim. 

Kitap genel olarak biraz okuyucuyu sıksa da sonlarına doğru hayata bakış açısını biz okurlara sunuyor. Fransızca aslından çevrilen bu otobiyografik kurgu, Gustave Flaubert'in çalkantılı duygu dünyasının da bir tezahürü: ''Daha gençken, yaşlanmıştım. Yüreğim kırışıklıklarla kaplanmıştı. Hâlâ dinç, coşkulu, inançlı ihtiyarlarla karşılaştıkça, böylesine gençken, hayattan, aşktan, utkudan, Tanrı'dan, var olan ve olabilecek her şeyden bu denli düş kırıklığına uğramış birine döndüğüm için kendi hâlime acı acı gülmekteydim. Uçurumun kenarına vardığımdaysa gözlerimi kapadım. İçine düştüm.''

Evet, bu kitabın en önemli özelliği Flaubert'in 17 yaşındayken kaleme almış olması. Özellikle de Flaubert'in kült eserlerini okuduktan sonra bu kitabı okursanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Denendi ve uygulandı. Ama hem Madam Bovary'de zirve yapan yazınını hem de iç dünyasını anlamak için mutlaka okunması gereken bir otobiyografik roman.

Bir Delinin Anıları, çağının ötesinde bir kalemin ve edebî derinliğin habercisi gençlik eserlerinden. Flaubert'in henüz on yedi yaşındayken kaleme aldığı roman, kimilerine göre aşka adanmıştır. Kimileriyse ''anomali'' hayat tarzının manifestosu olarak görür onun satırlarını. 17 yaşında ve 1838 yılında kaleme alınmış olmasına rağmen bazı bölümlerde değindiği konular ve yazarın kullandığı üslubu yaşının çok ve çok ötesinde.

Kitap farklı farklı bölümlerden oluşmakta. Son bölümünde de şunları dile getiriyor yazar: "Aç gözlerini zayıf ve kibir dolu insan, toz zerreciğinin üstüne güçlükle tırmanan karınca; kendi kendine özgür ve büyük olduğunu söylüyorsun, kendi kendine saygı duyuyorsun, hayatı süresince o kadar aşağılık olan sen, ve kuşkusuz alay etmek için, gelip geçen çürük bedenini selamlıyorsun. Ve sonra sanıyorsun ki, büyüklük adını verdiğin bir miktar gurur ve 'Toplumun' özü olan bu alçak çıkar arasında çalkalanan bu kadar güzel bir hayat, ölümsüzlükle taçlanacak."

Bir Delinin Anıları, yazarın kendisinin de dahil olduğu burjuva toplumuna, onun sahte ilişkilerine eleştirel bir bakış, kimi zaman alaycı bir yergi. İmkânsız fakat tutkulu platonik bir aşkın tüm yaraları, ibadet haline gelmiş bilinçli bir yalnızlığın tüm buhranları, hem fiziken hem de ruhen gelişmenin tüm çalkantılarının iç içe geçtiği roman, otobiyografik özellikler de taşıyor. Okurken daha on yedi yaşındaki bir çocuğun çalkantılı duygu dünyasına da şahit oluyorsunuz.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Gustave Flaubert'ten okuduğunuz en iyi roman hangisiydi? Sizce otobiyografik romanları okumak yazarı daha çok tanımamızı sağlıyor mu? Yorumlar bölümünde konuşalım!

Desenize, geri kalan her şey gibi siz de bir acı alaydan başka bir şey değilsiniz ve yalansınız. Tıpkı vaftiz, evlenme ve ölüm gibi her aşamasını duyurduğunuz yaşamın kendisi gibi.


Şu ölüm çanlarının iç karartıcı tınlaması, bende bir dizi düşünceye yol açıyor.


Tozun yüceliği, hiçliğin görkemi.


... maalesef yerinden söktüğün toprak yeniden kendi kendine oluşuyor, kanalların çöküyor, nehirler taşıp tarlalarının ve şehirlerinin üzerlerini kaplıyor, saraylarının taşları kendiliğinden ayrılıp düşüyor, taçlarının ve tahtlarının üstünde karıncalar geziyor, bütün o donanmaların okyanusun yüzeyini tek bir yağmur damlası ya da bir kuşun kanat çırpması kadar bile buruşturamaz hale geliyor.


Demek sana ölümsüzlük ha! Maymundan daha kösnük, kaplandan daha zalim, yılandan daha sürüngen olan sana!


Sonsuzlukta güzellik olsun isterdim ama orada bulabildiğim yegâne şey, kuşku.


Soruyordum kendime, bundan ibaret mi kalacaktı düşleyip duyduğum o zevkler, sevecenlik dolu çocuk kalbimin saflığı içinde hayalini kurduğum o yakıcı coşkular?


Evet, ölüyorum zira geçmişinin su gibi denize akıp gittiğini görmek, şimdiki zamanı bir kafesmiş gibi, geleceğiyse kefen gibi algılamanın nesine yaşamak denir ki...



16 yorum:

  1. çok zaman öncce okuduğum içindeki tek satırı bile hatırlamadığım kitaplardan biri ama yine okunası geldi mi hem de nasıl :) bu arada Ankara'daki buluşmaya gelme şansın olursa bekleriz buna olmasa bile bir sonrakine neden olmasın ki :) Yine bu arada instadan takibe aldım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için öncelikle çok teşekkür ederim. Evet, okuduktan sonra pek akılda kalıcı olmuyor fakat yazarı yakından tanımak için gayet ideal.

      Ankara'daki buluşma etkinliğini gördüm. Yakın olsaydım kesinlikle katılmak ve siz güzel insanlarla tanışmak isterimdim. Artık başka bir sefere... 😇

      Sil
  2. kitabı hiç okumadım ancak alıntılar gerçekten çok güzel...
    listeye eklenmek üzere yerini aldı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için çok teşekkür ederim. O zaman şimdiden keyifli okumalar diliyorum.

      Sil
  3. Madam Bovary'yi çok önce okumuştum anımsamıyorum bile, yazardan öyleyse ilk bunu okuyayım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar dilerim.

      Sil
  4. Madam Bovary en sevdiğim klasiklerdendir, çok severek okumuştum:))) Yazarın bu kitabını okumadım. Alıntılar çok güzel, ''Sonsuzlukta güzellik olsun isterdim ama orada bulabildiğim yegâne şey, kuşku.'' Bu alıntıyı hepsinden çok sevdim:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için çok teşekkür ederim. Açıkçası benim de en sevdiğim alıntı oldu. Kitabın sonlarına doğru bu alıntılara daha fazla rastlanıyor. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. 😇

      Sil
  5. bunu okumadım ama okurum tebi :)

    YanıtlaSil
  6. Okumadığım için üzüldüm şu an

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için çok teşekkür ederim. Açıkçası çok bir şey kaçırılmıyor. Emin olabilirsin.

      Sil
  7. Bu kitabı okumadım ama Madam Bovary kitabı da filmi de çok güzedir. Alıntılar der ki, bu kitabı da oku. Çokkkkk teşekkürler İremciğim 😊🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demek asıl ben teşekkür ederim yorumunuz için. 😇

      Sil
  8. Bu tip kitaplar bazen güzel, bazen de sıkıcı olabiliyor. Ama alıntılar güzel bir kitap olduğuna işaret ediyor.

    YanıtlaSil

Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.