Herkese yeniden merhaba. Karşınıza yeni bir etkinlikle geldim. Arada bir böyle etkinlikler yapmaya karar verdim. Eğer sizin de etkinliklerle ilgili önerileriniz veya görüşleriniz varsa bana ulaşmayı unutmayın. Çünkü bilgi paylaştıkça çoğalır. Etkinliğimizin adı ''Sende İz Bırakan Kitap''. Bu etkinlikte adı üstünde olduğu gibi okuduktan sonra sizde bir iz bırakmış ya da unutamadığınız bir kitabın fotoğrafını çekebilirsiniz. Ama fotoğrafını çektikten sonra adınız ve kitabınızın özetini de yazarsanız daha iyi olur. Çünkü sizin çektiğiniz fotoğraflar ve kitabın özetiyle blog sayfamda paylaşmış olacağım. Eğer bir blog sayfanız da varsa kitap özetinin altına linkini de koyabilirsiniz. Her ay düzenli olarak kitaplarla ilgili etkinlikler düzenlemeyi düşünüyorum. Sizlerin de fikirlerinizi çok merak ediyorum. Yorumlar kısmına önerilerinizi yazarsanız çok memnun olurum. Şimdiden katılan herkese teşekkür ederim. Bu yayını paylaşarak diğer kitap düşkünü arkadaşlarımıza da iletirseniz çok memnun olurum. İyi Okumalar!

Herkese yeniden merhaba. Tevfik Fikret'in unutulmaz eseri Şermin'i hep birlikte detaylı bir şekilde inceleyelim. Aslında şiir kitaplarına pek ilgim olmamasına rağmen Şermin, çok etkileyici bir şiir kitabıydı. Şermin, 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve 18 Mart Çanakkale Zaferi adlı kompozisyon yarışmasında kazandığım bir kitap. Sizlere de bir önerim var. Eğer sizler de okullarınızda veya bulunduğunuz şehirlerdeki kompozisyon yarışmalarına katılmanızı öneririm. Yazdıkça kendinizi daha çok geliştiriyorsunuz. Herkesin böyle bir tecrübe sahibi olması gerektiğini düşünmekteyim. Peki sizin de benzer bir anınız varsa yorumlar kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Ayrıca etkinliğimiz hala devam etmektedir. Siz de buraya tıklayarak etkinliğimize katılabilirsiniz. 

Şermin; çocuklar için Tevfik Fikret tarafından yazılan şiirler 1914 yılında yayınlanmıştır ve şairin son eseridir. Bu önemli eserin ilk şiiri İthaf, çocuk yuvalarının minikler üzerindeki olumlu etkisini göstermek için okul öğrencilerine ithaf edilmiştir. Şermin, edebiyatımızın ilk eğitsel çocuk kitabı ve çocuk şiiri alanındaki ilk yayınıdır. Kitabın ismi ise şairin genç yaşta ölen kız kardeşi Sıdıka Hanım'ın kızı olan yeğeni Şermin'den almaktadır. Kitaptaki şiirler tamamen sekizli hece ölçüsüyle yazılmıştır. Tevfik Fikret'in aruz ölçüsü yerine hece ölçüsünü kullandığı tek eseridir. İyi Okumalar!

Herkese yeniden merhaba. Her okuduğumda zevk aldığım, her kelimesinde çok anlamlı evrensel mesajlar veren sevimli mi sevimli Vladimir Tumanov'un yazdığı iki eşsiz kitabı sizlerle paylaşmak isterim. Ama önemli hatırlatmada bulunmak istiyorum. Haritada Kaybolmak ve Kraliçeyi Kurtarmak kitapları bir seri değildir. Sadece aynı yazardan çıkmış ve beni iki kitapta çok etkilediğinden dolayı sizlere birlikte sunmak için bir başlık altında toplamak istedim. Eğer bu iki kitabı da okuduysanız yorumlar bölümünden görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın.

İlk olarak Haritada Kaybolmak; aileleriyle birlikte uzun süredir yaşadıkları sessiz ve sıkıcı kasabadan büyük kente taşınan Alt Kardeşler Chris ve Francis'in yaşamı, sinemadan dönerken yağmura yakalandıkları bir akşam hiç ummadıkları bir biçimde değişir. Daha doğrusu, bir karabasana dönüşür. Yağmurdan kaçmak için sığındıkları, tuhaf nesnelerle dolu dükkanda, izinsiz atıştırdıkları leziz şekerlerden dolayı çocukları hızla yaşlandırmaya başlar. Tek kurtuluş yolları, eski bir dünya haritasında beliriveren bilmeceleri çözmektir. Başlangıçta, kolay görünse de, peşlerine bir de hırslı muhabir Wrangler takılınca, hem ondan kaçmak, hem de yaşlanmanın ağırlaşan koşullarıyla baş etmek haritanın gizini çözmelerini neredeyse olanaksızlaştırır. Oğlunun sorun yaşadığı dersleri sevmesi için kitaplar yazan Vladimir Tumanov, bu kitabında coğrafyaya eğiliyor. İki kardeşin başlarına açtıkları dertten kurtulabilmeleri için, harita kullanma becerilerinin gelişmesi gerekiyor. Bilmecelerde ipuçları verilen ülkelerin, dünya haritası ve ansiklopedi kullanılarak bulunmasıyla ilerleyen roman, hem öğrenmeyi eğlenceli kılıyor hem de coğrafyanın yaşamımızdaki önemini vurguluyor. Eldeki verileri değerlendirerek problem çözmeye yönlendiren kitap, birbirinden ilginç bilmeceler sayesinde harita okumayı geliştirirken, ansiklopedi gibi başvuru kaynaklarından araştırma yapmaya da özendiriyor.

Diğer kitap ise Kraliçeyi Kurtarmak. Yolda bulduğu tuhaf kalemin, canını sıkan bütün matematik problemlerini çözüverdiğini fark eden Aleks, nasıl bir maceraya atılmakta olduğunu bilmemektedir. Kitaplığında ortaya çıkıveren esrarengiz kitap, hem onu hem de arkadaşları Sam ile Vanessa'yı neredeyse esir aldı. Kitapta anlatıldığına göre, Kral Rechner'in şatosuna kaçırılan Zümrüt Kraliçe Jayden'ın birbirinden ilginç matematik problemleri halindeki yüzlerce bilmeceyi çözmesi gerekiyordu. Bu zorlu bilmeceler çözüldükçe zindanların kapısı birer birer açılacaktı. Kraliçeye yardım etmek zorunda kalan üç kafadar için soluksuz bir mücadeleden başka kurtuluş yoktur. Bu zorlu bilmeceler çözüldükçe zindanların kapısı birer birer açılmaktadır. Rus asıllı Kanadalı profesör Vladimir Tumanov'u, çocuklara matematiği sevdirmek için bu kitabı yazmaya iten neden, yine oğlu Aleks. Onun, matematik çalışmak yerine fantastik romanlar okumayı yeğlediğini gören yazar, baştan sona zorlaşarak çözülmeyi bekleyen birbirinden ilginç matematik bilmecelerinden oluşan bu kitabı kaleme aldı. Bu kitabı, özellikle Kanada'da matematik öğretmenleri derslerde etkin olarak kullanmaktadır. Yazarın yine çocuklar için, zor bir konu olan coğrafyayla ilgili olan kitabı Haritada Kaybolmak ise dünyada ilk kez Türkiye'de yayımlanmıştır. İyi Okumalar!

Onca bilmece çözdün. Sona bir tane kaldı. Monoculus görevini yaptı. Gerisi sana kaldı.

Her bulmacanın seni götüreceği bir başka yer, dokunman gereken bir başka memleket. Onun için iyice tart bilgileri her sefer; ne kadar çok düşünsen o kadar bereket.

Anna Karenina, Savaş ve Barış gibi dünya edebiyatına kazandırdığı başyapıtlarla tanınan Rus romancı Lev Nikolayeviç Tolstoy, yaşamında son otuz yılında din, devlet, toplum, birey ve özgürlük gibi kavramlar üzerine yoğunlaşmış ve bu konularda eserler vermiştir. Bu döneme ait olan "İnsan Neyle Yaşar?" kitabında insan yaşamına dair hayati sorular sorarken, bu soruları iyilik kötülük; yaşam ölüm, harislik kanaatkarlık gibi zıtlıkları temel aldığı ahlaki bir çerçevede yanıtlar. Bu ibret verici meselleri didaktik yani öğüt verici bir şekilde kaleme alan Tolstoy, aynı zamanda kısa öykü yazma konusundaki becerisini de gözler önüne sermektedir. Siz de klasik aşığısınız hangi klasikleri okumaktan zevk aldığınızı yorumlarda belirtebilirsiniz. Hepinizi iyi okumalar... 

www.kelime-bul.com olarak artık yayındayız. Sitemizin kurulmasında bolca emekleri olan başta Babam, Murat abi ve Borut abi olmak üzere herkese çok teşekkür ederiz. Hedefimiz, kullanıcılarımıza en doğru bilgiyi, en kolay yoldan ulaşmasını sağlayıp; zeka oyunları, kelime oyunları ve kelime bulma bağlamında, eğlenerek öğreten Türkiye' nin önde gelen sitesi olmaktır. Tabii sizlerin desteğiyle ilk sitemiz olan www.kelime-bul.com'u daha da büyütmektir. 

Aynı zamanda sitemizde bulunan ''Kitap Önerileri'' kısmında da yazılarımı paylaşıyor olacağım. İlginizi çekebilecek birçok bölüm sitemizde bulunmaktadır. Kelime anlamından burçlara, rüya tabirlerine, bulmaca soru cevap ve sözlüğüne, kelime oyunlarına, zeka oyunlarına, Scrabble oyununa,  deyimler ve atasözlerine, gençlik diline, anagram çözücüye, eş anlamlı kelimelere, isim şehir hayvan oyununa, blog bölümünden de güncel haberlere, kelime-bul.com ile ilgili ve gündemde olan eğitim haberlerine ulaşabilirsiniz. ''Kelime Anlamı Nedir?'' bölümünden aradığınız kelimenin anlamına ulaşabilir, dünya dillerine çevirisini görebilirsiniz. Ayrıca aramanızı daha kolaylaştırarak harf ile biten, harf ile başlayan veya içerisinde aradığınız harf ile ilgili olan kelimelere de ulaşabilirsiniz. Şimdiden desteğiniz ve yorumlarınız için çok teşekkür ederiz, iyi ki varsınız! 

Yeniden merhaba kitap kurtlarım. Bugün Edebiyat öğretmenimizle beraber bir kütüphane gezisi yaptık. Kütüphanenin adı Emine Hacıkura Kütüphanesiydi. Kütüphane çok geniş bir yere sahip olmasa bile diğer kütüphanelere karşın iyi bir konumla yerleştirilmiş kitap raflarla doluydu. Herkesin ilgisini çekebilecek kitap türleri de bulunuyordu. Her kütüphanede klasik bir kural olan sessizlik ilkesini çok güzel bir şekilde uygulayan kütüphane, kitap kokularıyla sizi içerisine alıyordu. Benim de dikkatimi çeken bir olay ise en çok okunan kitapların bazıları yıpranmış olmasıydı. En az okunan kitaplar ise tertemizdi. Tabi bu durum kütüphaneden kütüphaneye değişebilir. Ben sadece gezdiğimiz kütüphaneye göre görüşümü size aktarıyorum. 

Son zamanlarda teknolojinin de gelişmesiyle kütüphaneye gidilme oranları yıl boyunca azalmaktaydı. Ama ben hiç böyle bir yargıya ulaşamadım. Bugün gittiğimizde öğrenciler, büyükler, hatta kucağında bebeğiyle gelen anneleri görünce şaşırdım. Herkesin elinde bir kitap olması gerçekten de ortamın sıcaklığını da arttırdığını söyleyebilirim. Kütüphane içerisindeki kitapların çoğu günceldi. Benim özellikle dikkatimi çeken bir kitap türü olan cinayet kitaplarına da bakmadan gitmedim. Kütüphane çalışanları kitaplarla ilgili detaylı bilgilere sahipti. Özellikle dikkatimi çeken bir diğer durum ise kitapların numaralarıyla ayrılmış olmasıydı. Çocuk kitapları da aynı şekilde yaş gruplarına göre ayrılması kitabı bulmayı kolaylaştıran bir diğer yöntemdi. Ben her zaman söylediğim gibi kütüphane ortamlarından çok zevk alıyorum. Kitapların sıcak kokusu, ortamın sessizliği öyle dikkatimi çekiyor ki insanın bütün kitapları okuyası geliyor. Bana göre sanal ortamda okunan kitapların hiç zevkleri yok. Kitap okumak; kitabın kokusuna, teninize değişine göre sizi daha fazla etkiliyor. Eğer siz de bir kütüphane anınız varsa yorumlar kısmına bizimle paylaşmayı unutmayın. Her gününüzün kütüphanelerle geçmesi dileğiyle...

Büyük Güç Büyük Sorumluluklar Getirir. Doğru ama bu sözün daha iyi bir akış açısı var, ve gerçekten derin bir bakış açısı. Tek yapmanız gereken sözlerin yerini değiştirmek: “Büyük sorumluluklar büyük güç getirir.” “Her şeyi iyi tarafından görmek” gibi bir şey iyi gibi görünse de, gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir. Negatif duyguları inkar etmek daha derin ve daha uzun ömürlü negatif duygulara ve duygusal bozukluğa neden olur. Sürekli pozitif olmak hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkar biçimidir. Doğru değerleri seçerseniz, bu sorunlar size zindelik, kuvvet ve şevk verir. Dedemin zamanına dönersek, kendini çok kötü hissettiğinde şöyle düşünürdü, “Bugün berbat bir günümdeyim. Ama ne yapalım hayat böyle, ben samanları havalandırmaya devam etmeliyim.” Ama ya şimdi? Şimdi beş dakikalığına bile kendinizi çok kötü hissetseniz son derece mutlu ve harika hayatları varmış gibi sunan insanların 350 fotoğrafıyla bombardıman ediliyorsunuz, bu durumda hatanın sizde olduğunu hissetmemeniz imkansız kuşkusuz. Değmeyecek şeyleri kafaya takmamak çok önemlidir. Dünyayı kurtaracak olan şey budur. 

Dünyanın bazen berbat olduğunu ama bunun da doğal olduğunu kabul ederek yaşamak gerek. Çünkü her zaman böyleydi ve her zaman da böyle olacak. Sosyal medyada her gün milyonlarca kere paylaşılan “Nasıl Mutlu Olunur” tarzı saçmalıklarda yanlış olan ve kimsenin fark etmediği şey şudur: Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve de tam tersine, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir. Pokerde elinde korkunç kağıtlar olan biri çok güzel eli olan birini yenebilir. Elbette eli güzel olanın kazanma ihtimali daha büyüktür, ama sonunda kazanan her oyuncunun oyun süresinde yaptığı seçimlerle belirlenir. Hayatı da aynı şekilde görüyorum. Hepimize dağıtılmış bir el var. Bazılarının eli daha iyi. Sadece kağıtlara bakarak berbat durumda olduğumuzu söylemek kolaysa da, gerçek oyun o kağıtlarla yapacağımız seçimlere, almaya karar verdiğimiz risklere ve birlikte yaşamayı seçtiğimiz sonuçlara bağlıdır. İçinde bulundukları duruma göre sürekli en iyi seçimleri yapanlar tıpkı pokerde olduğu gibi hayatta da öne çıkarlar ve illa da eline en iyi kağıtlar gelmiş olmaları gerekmez. Eğer sizde bu kitabı okuduysanız yorumlar kısmına kitap yorumlarınızı, alıntılarınızı yazabilirsiniz. İyi Okumalar!

Herkesin gözyaşlarını sele dönüştürecek bir köpeğin hikayesi. Bundan 100 yıl kadar önce, bir köpekle bir profesör arasında, sonraları tüm dünyayı derinden etkileyecek bir dostluk başladı. Fakat bu dostlar, profesörün ölümüyle kısa süre sonra ayrılmak zorunda kaldı. Peki bir köpeğe ölümün ne olduğunu anlatabilir misiniz? Elbette hayır. İşte Hachiko da bu yüzden, en yakın dostunu yaklaşık 10 yıl boyunca bekledi. Hem de her gün, aynı saatte ve aynı yerde. Köpekler, yüzyıllardan beri insanların en sadık dostlarıdır. Ancak bazı dostluklar, filmlere ve kitaplara konu olacak kadar büyük izler bırakmıştır hafızalarda. Sahibini yıllarca, sabırla beklediği tren istasyonuna heykeli dikilen Hachiko’nun hikayesi, genç yaşlı demeden tüm kalpleri ısıtacak türden. İyi Okumalar...

Hachiko bize hiçbir zaman vazgeçmemeyi öğretti. Bize sadakati ve bağlılığı öğretti. Umudu ve inancı öğretti. Sabrı ve sorumluluğu öğretti. Ama hepsinden öte, Hachiko bize arkadaşlığın gerçek anlamını ve sevdiklerimizi asla unutmamayı öğretti. Teşekkürler, Hachiko.