26 Haziran 2023 Pazartesi

Korku | Stefan Zweig

İhanet ve korku... Stefan Zweig'in kadın psikolojisine dair yazdığı en güçlü metinlerden biridir Korku.

Stefan Zweig'in 1913'te yazmaya başladığı ve 1920'de tamamladığı Korku, diğer eserlerinden çok farklı. Çünkü bu eserinde Zweig kadın zihnine ve duygularına dair en çarpıcı örnekleri biz okurlarına sunmuş.

Korku'yu okurken sadece bir kadının pişmanlığını değil onun bu pişmanlığıyla nasıl yaşamaya çalıştığını, etrafındaki insanlara dair değişen duygu çalkantılarına da şahit oluyoruz. Zweig'in en çok bilinen eserlerinden birisi olan Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'ndan daha çarpıcı nitelikte.

Tokluk açlık kadar tahrik edici olabilir...

Açıkçası kitaptaki bu cümle Zweig'in anlatmak istediğini kısaca özetliyor diyebiliriz. Zweig Korku'da anlatmak istediğini karakterler aracılığıyla çok net bir şekilde anlatmakta.

Korku, bir anne ve bir eş olarak burjuva hayatına saplanıp kalmış olan Irene Wagner'in hikayesini anlatmaktadır. Burjuva sınıfının bütün imkanlarına sahip ama hayatla barışamayan güzel ve alımlı Irene, genç bir müzisyenle tanışır. Evliliğinde mutludur ama karşı konulamaz biçimde müzisyeni hayatına dahil eder. Heyecan, tutku, beğenilme arzusu benliğini ele geçirir. 

Her şey yolunda giderken korkuyla tanışır Irene. Tanımadığı bir kadının tehdit ve şantajla üzerine saldığı bu yabancı duygu hayatını altüst eder. Kaçtıkça daha da bataklığa saplanır. Halbuki hiçbir kaçış, cezadan daha ağır değildir. Cezaya razı olmak, ruhu özgür bırakır, İrene bunu çok geç anlayacaktır. Çünkü Irene çok geçmeden bir türlü peşini bırakmayan bir korkunun ve suçluluk duygusunun pençesine düşecektir.

Korku ve Pişmanlık

Eser boyunca şu iki kelimeye odaklanıyoruz: korku ve pişmanlık. Hikayenin kahramanı Irene, hem yaptıklarının pişmanlığıyla hem de sırrının açığa çıkmasının verdiği korkuyla hayatı yaşanılmayacak hale gelmektedir. Irene yaptığı ihanetin sonucunda pişmanlığıyla baş etmek zorunda kalırken ne kadar düzenli bir hayatın ve güzel bir ailesinin olduğuna da geç fark edecektir. Açıkçası Korku'yu okurken ihanetin ve onun verdiği pişmanlık duygusunu en net biçimde Irene'de görüyoruz.

Korku'yu okurken en çok yakınacağınız şey hikayenin daha devam etmesi gerekliliği. Çünkü kitap tamı tamına 80 sayfa fakat hikaye sanki devam etmeliymiş gibi geliyor. Tadı bir nevi damağınızda kalıyor. Bir nevi korkuya ve pişmanlığa saplanıp kalıyorsunuz. Acaba Irene'nin bir sonraki hamlesi ne olacak, eşi Fritz bu ihaneti öğrenecek mi, aşık olduğu genç ve yakışıklı piyanisti hala sevmeye devam edecek mi?..

Kısacası Stefan Zweig, kadın ruhuna ve duygularına dair en gerçekçi yazarlardan birisi. Kitabı okurken bu hikayeyi Zweig'in yazdığına şaşırıyorsunuz çünkü kadın psikolojisini o kadar güzel yerleştiriyor ki yazarın bir kadın olması gerektiğini düşünüyorsunuz. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Korku, Zweig'in en başarılı eserlerinden birisi olmaya aday.

İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır.


Korku cezadan çok daha beterdir.


Yabancı bir yüze bakar gibi bakıyor, tanıdığı ama bir anda yabancılaşan...


Ancak şimdi kaybetmek üzereyken değerini anladığı onca şey, bu dünyaya aitti, bütün bunların nasıl da varlığının kopmaz birer parçası olduklarını şimdi hissediyordu.


Her şey ona “ben” diyordu; hayat yorgunu, umutsuz insan, baştan çıkarılan hizmetçi kız ve terk edilmiş çocuk, her biri kendi kaderi gibiydi.


Zamanında çoktan silindiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan?


Yarın, ne kadar yakın ve ne kadar sonsuzca uzaktı.


Tekrar teninin içine işleyip kanını tutuşturan okşayıcı sözcükler duymak nasıl da rahatlatıcıydı.


İnsanların yüzlerine baktı, hepsi yabancı geliyordu, her şey ölü, bir şekilde canlılığını yitirmiş görünüyordu.


Peki sizler Korku'yu okudunuz mu? Sizce yapılan bir ihanet affedilebilir mi? Irene'nin yaptığı en büyük yanlış nedir? Yorumlarda buluşalım!


6 yorum:

  1. Korku’yu okumadım. İhanet affedilmez. Kitapları hep kısa diye hatırlıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim. 😇 Evet, Stefan Zweig'in kitapları genellikle 100 sayfanın üstüne çıkmıyor. Örneğin Korku 70 sayfaydı.

      Sil
  2. Yıllar önce okumuştum. Şimdi detayları çok fazla hatırlayamıyorum ama İrene'nin kocasının sabırlı davrandığını anımsar gibiyim. Ahh otobüste yolculuk ederken okuduğumu net olarak hatırlıyorum.:)
    İnce bir eser, çabucak bitiyor. :)
    Bu harika paylaşım için teşekkür ediyorum. Okuyan gözlerinize sağlık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demek, yorumunuz için asıl biz teşekkür ederiz. 😍😇

      Sil
  3. Okumadığım kitaplarından:) İhanet affedilmez, affedilmemeli bence:)

    YanıtlaSil

Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.