İlk Aşk | Turgenyev
Konumuz Kitap
Temmuz 30, 2021
19
Temmuz'un son kitabı klasiklerden olsun dedim ve Rus edebiyatının en önemli yazarlardan birisi olan Ivan Sergeyevic Turgenyev'in ilk eseri olan İlk Aşk adlı kitabını okuyup sizlerle paylaşmak istedim. Açıkçası Rus edebiyatındaki en beğendiğim yazarlardan birisi Turgenyev. Hem dil açısından diğerlerden sade olması hem de konu bakımından biraz daha farklı bakış açılarıyla değerlendiren bir yazar olarak düşünüyorum. Kitabımıza geçmeden önce sizler nasılsınız? Temmuz ayının son günü ve yeni başlangıçların habercisi olan Ağustos ayında neler okumayı planlıyorsunuz? Yorumlarda buluşalım derim. O zaman kitabımıza hızlıca geçelim!
Sadece Rus edebiyatında değil dünya edebiyatında da yeri sarsılmayacak bir usta Turgenyev. Onu çevresindeki diğer yazarlardan ayıran derin ayrılıklar var. Yaşamının büyük bir kısmını Fransa'da geçirmesinden dolayı çağdaşı olan Rus yazarlarından epey farklı bir edebi hava vardır eserlerinde. Zaten kitaplarından herhangi birini alıp okumaya başladığınızda kolaylıkla fark edebileceksiniz. Ayrıca Turgenyev olay örgüsünün yanı sıra aynı zamanda çoğu Rus yazarlarında gördüğümüz Çarlık Rusya'nın toplumsal koşullarına ve yazıldığı dönemde ki her katmandan insana da şahitlik ediyoruz. Onların duyguları, nesiller arasında çatışmalar, soylu ve fakir kesimlerinin derin uçurumları adeta gözümüzün önünde canlanıyor diyebiliriz. Önceki aylarda Turgenyev'in unutulmaz şaheseri olan Babalar ve Oğullar'nı okumuştum. Tabii ki bu kitap o kadar da etki bırakmadı bana. Fakat zaten Turgenyev'in ilk eseri olmasının dezavantajları da vardı. Babalar ve Oğullar'ın detaylı kitap incelemesi için buraya tıklayabilirsiniz.
İlk Aşk'ın konusu henüz ergenlik çağında kendinden büyük bir kadına âşık olan Vladimir Petroviç'in hayranlık, kıskançlık, umutsuzluk ve tutku dolu bağlılığının ustaca betimlendiği bir “uyanış” romanıdır. Gönlünü yirmi bir yaşındaki komşu kızı güzel Zinayda'ya kaptıran Petroviç, babasının deyişiyle “henüz derisi kalınlaşmamışken” tanıştığı güçlü duyguların girdabında bulur kendini. On altı yaşının toyluğuyla sürüklendiği sarsıcı hislerin etkisi altındaki bu genç, delice bağlandığı âşığının karşısında yalnız değildir. Etrafına doluşan onca talibinin ilgisiyle hırçınlaşan Zinayda da âşık olmak için düşlediği adamı aramaktadır. On dokuzuncu yüzyıl Rusya'sının çürüyen aristokrasisinde geçen İlk Aşk, bir gencin içinde büyüyen sevginin karmaşık doğasına ışık tutarken, bir yandan da kalbinde uyanan olgunluğun ve bilgeliğin, iradeye karşı üstünlüğünün tasviridir.
Kitabın konusu, yukarıda da anlattığım gibi bir aşk hikayesi. Klasik Rus romantizmi diyebiliriz hem de sinir bozucu cinsten. Fakat dünyada "karşılıksız aşk" konusu üzerine o kadar çok roman yazıldı ki çita biraz yüksekte diyebiliriz. Ama Turgenyev bana kalırsa o dönem için çıtanın en üstünde diyebiliriz. Ondan sonra zaten Behlül ve Bihter olarak adlandırdığım Goethe'nin Genç Werther'in Acıları geliyor. Onun da detaylı yorumuna buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Kitap kısa ve öz. Bir oturuşta biten çerezlik ve güzel bir klasik diyebiliriz. Ayrıca klasiklere hiç başlamamış fakat başlamak isteyenler için önerim Turgenyev'den eserler okumanız. Hatta ilk başta İlk Aşk'ı okuyabilirsiniz. Bu konuda her yerden bana mesaj atabilirsiniz. Memnuniyetle cevaplar ve önerilerimi sizlere sunarım.
Peki sizler Rus edebiyatında hangi önemli yazarların eserlerini okudunuz? Turgenyev'den okuduğunuz kitaplar var mı? Karşılıksız aşk hakkında düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!
Temmuz'un son kitabını da paylaştığıma göre bu ayda toplam altı kitap okudum. Açıkçası bu kavurucu sıcaklarda güzel bir rakam diye düşünüyorum. Aslında biraz daha sıksam ona çıkabilirdim. Fakat önümüzde bir üniversite sınavı olduğu için şu son hafta kitap okuyamadım ve onun acısı... Anlatılamaz. Bu arada bugün çok özel bir kargo geldi. O da yakında sizlerle olacak. Zaten Instagram'dan takip edenler anladı. O zaman kendinize çok iyi bakın, kitapla kalın!
Ah, zamanımızı boş şeylerle öldürmeseydik neler yapmazdık!..
Kalp seçemez sadece sever.
Başkalarının seni avuçlarının içine almalarına izin verme. Kendine ait olmak: Hayatta esas mesele budur.
Kendini feda etmek bazı insanlara ne kadar da tatlı geliyor.
Biri için en büyük mutlulukların ve en derin kederlerin kendinden emin, karşılıksız tek kaynağı olmak hoş bir şeydir.
Senin güzelliğin, her şeyi yapabilme gücünde değil, bunu yapabileceğine olan inancındadır.
Tanrım! Aşk nasıl bir güçle, yeniden yakmıştı içimi!
Sevilip sevilmediğimi bilmek istemiyordum, sevilmediğimi kendime itiraf etmek de.