27 Eylül 2023 Çarşamba

Işıl Işık'ın Yeni Romanı: Ona Kadar Say

Eylül 27, 2023 2

Evet, yanlış duymadınız. Işıl Işık'ın yeni romanı Ona Kadar Say okurseverlerle buluşuyor!

Tünelden Önceki Beyaz Ev serisinin sonlanmasıyla beraber Işıl Işık okurları gelecek olan yeni romanı beklemekteydiler. Bu bekleyiş de geçtiğimiz günlerde sonlanmış oldu.

Işıl Işık, YouTube hesabından yeni kitabının çok kısa bir zamanda çıkacağını duyurmuştu. Bu duyurunun ardından okurlar bekleyişe geçmişti. 

Şu an için stok ve teslimat süreci Ekim ayının ilk günlerini göstermekte.

Işıl Işık'ın yeni romanına geçmeden önce Tünelden Önceki Beyaz Ev serisini daha okumayanlar varsa "buradan" seri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar dileriz.

Ona Kadar Say Konusu Nedir?

Işıl Işık'ın merakla beklenen yeni romanı Ona Kadar Say'ın konusu ise şöyle:

"Bir ev, bir cinayet. Ya da iki mi demeliyim? Peki ya ölmüş bir insanı yeniden öldürmek mümkündür müdür? Diyelim ki öldürdük; peki bu ikinci bir cinayet sayılır mı?"

İngiltere'de yaşayan ancak bütün dünyaya haberler hazırlayan genç adli muhabir Mabel, aldığı ani bir telefonla Türkiye'ye döner. Bu kez çok bilinmeyenli bir cinayetin ya da suç örgütlerinin izini sürmeyecek, çocukluğundan beri en yakını saydığı, sevdiği birinin beklenmedik ölümünü örten sır perdesini aralamaya çalışacaktır. Ne var ki gelişen olaylar yüzünden çok geçmeden o da bu gizemli olayın bir parçası haline gelir. Bazen mavi bir gökyüzünde, sımsıcak bir güneşte, pofuduk bir bulutta, bir dostun selamında buldum onu ben!

Kendi hikâyeni ve mutluluk şarkını yazman dileğiyle!

2 Ekim İtibariyle Tüm Kitapçılarda!

Işıl Işık'ın yeni kitabı Ona Kadar Say, 2 Ekim tarihinden itibaren tüm kitapçılarda yerini almış olacak. Işıl Işık, kitabının duyurusunun ardından sosyal medya üzerinden şunları da paylaştı:

"Yeni bebeğimiz geldi! Ona Kadar Say (Saklambaç) uzun süredir üzerinde çalıştığım bu yeni hikayede soluksuz bir macera yine sizleri bekliyor dostlarım. Sia Kitap ile birlikte çıkarttığımız bu yeni serinin ön siparişleri yarın açılacak, linkler için takipte kalın! 2 Ekim itibariyle de kitap satan tüm mağazalarda bulabilirsiniz. Yorumlarınızı duymak için ölüyorum..."

Ona Kadar Say, 320 sayfa ve ciltsiz olarak raflardaki yerini 2 Ekim tarihinde almış olacak.

Peki Işıl Işık'ın yeni romanı Ona Kadar Say için heyecanlı mısınız? Kitabın konusu ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Tünelden Önceki Beyaz Ev serisini okumuş muydunuz? Yorumlarda buluşalım!

26 Eylül 2023 Salı

Cenevre Gölü'ndeki Olay | Stefan Zweig

Eylül 26, 2023 7

Bir Stefan Zweig klasiği ile karşınızdayız. Uzun bir zamandır sizlerle bir Zweig eserini okuyup tartışmamıştık. İşte büyük gün bugün.

Şimdiden söylemek gerekirse kısa ve öz hikayeleri okumayı seven okurlarımız varsa Cenevre Gölü'ndeki Olay tam da size göre.

Kitabın içeriğinde tamı tamına üç hikaye bulunmakta. Bu hikayeler bir Zweig klasiği olan kısa hikayeler şeklinde. Eğer bu aralar kısa hikayeler okumak istiyorsanız Stefan Zweig'in Cenevre Gölü'ndeki Olay'ını kesinlikle okumanızı öneririz. Ayrıca Stefan Zweig'ın diğer kitaplarını merak ediyorsanız buradan kitap yorumlarına ulaşabilirsiniz.

İlk Hikaye: Ormanın Üzerindeki Yıldız

Kitabın ilk hikayesi Ormanın Üzerindeki Yıldız. Hikaye bir otelde garson olarak çalışan François'in güzel Barones Ostrouska'ya olan platonik aşkını anlatıyor. "Bir insanın, varlığını ölümle kanıtlamak istemesi bile, belki bir varoluştur. Kim bilir?" sorusu kitap boyunca aklınıza takılıyor.

Bir anlık zaafının ve aşkının kurbanı olanların,  bunun farkında olmadan yaşadığı karanlıkları en ince detayına kadar anlatıyor Zweig. Aşkın, çalkantılarla dolu bir ruhta yarattığı hazin son hiç bu kadar etkileyici olmamıştı.

İkinci Hikaye: Leporella

Zweig, Leporella ve Zıt İkizler'de kadını anlatıyor. Güzelliği, çirkinliği, iyiliği ve kötülüğü kadının varlığında somutlaştırıyor. 

Hayatının çoğunu kırsalda geçirmiş, herhangi bir duyguyu gerçek anlamda tanımayan içe dönük bir kadın, Viyana’da bir baronun evinde çalışmaya başladıktan sonra gerçek anlamda da yaşamaya başlıyor; bir duygu kıvılcımı ya da anlık bir farkına varış bir kadının hayatını iyi ve kötü anlamda değiştirebiliyor.

Birbirine ayna olacak kadar benzeyen iki kadının, hayatı birbirinden oldukça farklı yaşayışları; iyiyle kötünün amansız savaşı; kötünün galibiyeti; ancak, zamanın iyiden yana olan akışı, zıt ikizlerin ruhsal çözümlemeleriyle okuru masalsı bir dünyaya çağırıyor.

Üçüncü Hikaye: Cenevre Gölü'ndeki Olay

Üçüncü ve son öykü Cenevre Gölü'ndeki Olay'da ise Rusya'da savaşan bir askerin sürgünden eve dönmek için verdiği amansız mücadele anlatılıyor. Ayrıca ülke sınırlarının aileleri parçaladığı ve savaşın ne kadar da insafsızca olduğu vurgulanıyor hikaye boyunca.

Üç hikayenin de ortak noktası sonu ortak bir şekilde bitiyor diyebiliriz. Eğer kısa hikayeleri okumayı seviyorsanız bu kitabı rafınıza ekleyebilirsiniz.

Burada yaşayamam. Başkalarının istediği gibi bir hayat sürmenin ağırlığına insan ne kadar katlanabilir?


Zaten kim arkasına dönüp gölgesine bakar ki? İnsan bilir ki gölgesi her zaman sessizce adımlarını takip eder; bazen de sanki daha farkına varmadığı bir dilek gibi hızla önüne geçip koşar. Ama insan o eğri büğrü şekillerin hep kendisini taklit ettiğini düşünmez, dönüp ona da kendisini görmeye çalışmaz.


Aşk, tedbirden yoksundur; düşünmez, sadece hayal eder.


Onun dudaklarının değdiği bardakları tavan arasındaki , küçük küf kokan odasına götürdü ve ay ışığını arttır gece de sanki değerli mücevherlermiş gibi parıldamalarını seyretti.


Mutfaktaki ocağın ateşi güneşi, yıllar boyu yaktığı odunlar ise ormanıydı.


Hiç kimse yabancı adamın soyadını bilmediğinden gömüldüğü yere ucuz tahta bir haç dikildi. Hani şu, Avrupa'yı bir uçtan diğer  bir uca kaplayan isimsiz askerlerin mezarları üzerindeki küçük haçlardan.


Böylece, basit bir adamın hayatında ansızın bir düş uyanmıştı.


Peki sizler Cenevre Gölü'ndeki Olay'ı okumuş muydunuz? Hikayeler arasında en beğendiğiniz hikaye hangisi? Yorumlarda buluşalım!


15 Eylül 2023 Cuma

Feminist Manifesto | Chimamanda Ngozi Adichie

Eylül 15, 2023 8

Selam kızlar! diye başlamayacağım tabii ki. Çünkü Konumuz Kitap okurları bilirler ki feminizm sadece kadınlar için bir hareket değildir.

Bu girişi yapmazsak olmazdı bizce. Açıkçası bugün çok özel bir kitabı sizlerle beraber inceleyeceğiz. Bizce bu kitabın tüm raflarda olması gerekir. Çünkü yazar yaşadığımız durumları o kadar iyi anlatmış ki -bu arada yaşadığımız durum denilince sadece kadınlar üzerinden değil erkeklerin de yaşadığı zor durumlardan da bahsediyorum- bu kadar net bir kitap olamazdı.

Kitabın içi o kadar dolu dolu ki her yere not almak, altını çizmek istiyorsunuz. Açıkçası KK okurları olarak kitabı okurken alıntılar seller gibi akıp gitti. Ama kitaba geçmeden önce yazarı sizlere tanıtmak istiyoruz. Çünkü yazarın hayat hikayesi de ilham alınması gereken nitelikte.

Chimamanda Ngozi Adichie Kimdir?

Chimamanda Ngozi Adichie, Nijerya asıllı bir yazardır. Roman, kısa öykü ve kurgu dışı eserler vermiş birçok uluslararası ödüle layık görülmüş bir edebiyatçı ve tanınmış bir feminist aktivisttir. Chimamanda Ngozi Adichie adını dünya çapında duyuran en önemli olay ise TED konuşmasıdır. 

Chimamanda Ngozi Adichie'nin "We Should All Be Feminists" başlıklı TED konuşması, 2012 yılında gerçekleşti. Bu konuşma, feminizm hakkında önemli ve etkileyici bir konuşma olarak tanınır ve kadın haklarına duyduğu güçlü inançları ve deneyimlerini paylaşır. Adichie, toplumun kadınları nasıl algıladığını ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı neden mücadele etmemiz gerektiğini vurgulayan önemli bir mesaj sunar.

En bilindik eserleri ise şunlardır: Keder Üzerine, Mor AmberYükselen Güneşin Ülkesinde, Feminist ManifestoBoynunun Etrafındaki Şey ve Amerikana'dır.

Normlara Karşı Çıkmak!

Evet, yanlış duymadınız. Normlara karşı çıkmanın en net göstergesi. Yazarın da dediği gibi: "Hepimiz hayatımızda bin bir türlü zorlukla karşı karşıya kalıyoruz. Siz hem siyahi hem kadın hem de bir Afrikalı olarak dünyaya gelmek nasıl bir zorluktur bilir misiniz? Daha önceden karşılaştığınız bütün zor yaşamları unutun..."

İlgilenenler için Adichie'nin TED konuşmasını dinlemenizi öneririm. Çok çarpıcı ve bir o kadar da gerçek. İsterseniz ya kitabı okuduktan sonra ya da kitaba hiç başlamadan önce konuşmayı kesinlikle dinlemelisiniz. Önemli notlar çıkaracağınıza, hayata karşı bakış açınıza bir yenisi daha ekleneceği şüphesiz.

Feminist Manifesto Konusu Nedir?

Chimamanda Ngozi Adichie, bir gün çocukluk arkadaşından bir mektup aldı. Arkadaşı, kızını feminist olarak yetiştirme konusunda Chimamanda'dan yardım istiyordu. Chimamanda, kendisinin ve hemcinslerinin deneyimlerinden süzüp getirdiği 15 madde sıraladı küçük kız için.

Erkek egemen bir dünyada, eşit ve tam bir birey olarak varlığını sürdürmesini, sırf kadın olduğu için kendisinden beklenilen rolleri elinin tersiyle itmesini, sırf kadın olduğu için ona yaşatılacak kısıtlamaları reddetmesini sağlayacak öneriler.

Feminist Manifesto, yalnız kadınlar için değil, kız ve erkek çocuklarını önyargılardan, ayrımcılıktan, toplumsal cinsiyet tuzaklarından arındırılmış bir dünyada büyütmek isteyen ebeveynler; öğrencilerine okulun ötesinde bir hayat vermek isteyen eğitimciler için de başucu kitabı.

Bana göre bir feminist, ‘evet, günümüzde bir toplumsal cinsiyet sorunu var ve onu çözmeliyiz, daha iyisini yapmalıyız’ diyen kişidir. Kadın erkek, hepimiz daha iyisini yapmalıyız.


Adichie'nin Kadınların Özgürlüğü İçin 15 Maddesi

Adichie, "Kadınların Özgürlüğü için 15 Madde" aracılığıyla sadece kadınlar için değil herkes için önemli olan o 15 maddeyi çok güzel bir şekilde anlatıyor kitapta. Ayrıca bu maddeler yazarın arkadaşının yeni doğan kız çocuğu için yazmış olması da çok tatlı. Bakalım bu 15 madde neymiş?

  • Tam bir birey ol.
  • Her şeyi birlikte yapın.
  • Kızına toplumsal cinsiyet rolleri fikrinin tam bir saçmalık olduğunu öğret.
  • Hafif feminizm diye nitelendirdiğim şeyin tehlikelerinden sakın.
  • Ona okumayı ve kitapları sevmeyi öğret.
  • Ona dili sorgulamayı öğret. Önyargılarımızın inançlarımızın varsayımlarımızın deposudur dil.
  • Evlilikten asla başarı olarak söz etme.
  • Ona sempatik ve sevimli görünmek zorunda olmadığını öğret.
  • Ona bir kimlik kazandır.
  • Kendisiyle ve görünüşüyle nasıl ilişki kurduğuna dikkat et. Bu konuda özenli ol.
  • Ona kültürümüzün biyolojiyi işine geldiği zaman toplumsal normların gerekçesi olarak kullanmasını sorgulamayı öğret.
  • Ona cinsellikten söz et ve bunu erkenden yap.
  • Aşkı ve romantizmi de yaşayacak. Buna hazırlıklı ol.
  • Ona baskıyı öğretirken baskıya uğrayanları kutsallaştırmamaya çalış.
  • Ona farkı öğret.
İşte 15 maddemiz bu kadar. Yazar bu 15 maddeyi teker teker hem açıklayarak hem de örnek vererek o kadar güzel anlatıyor ki kitabın her köşesine bir şeyler yazıp çizmek istiyorsunuz.

Bu 15 maddeye ne kadar hakim olabilirsek, bizce her şey bir nebze olsun çözülebilecek nitelikte olabilir. Çünkü çocuklara bu farkındalığı daha doğrusu doğrunun bunlar olduğu öğretilirse gelecek bambaşka bir yere doğru gidebilir. Sonuçta bu 15 madde o kadar zor ve çözülmez maddeler değil. Çözülemez olan yanlışlara saplanıp kalmak.

Giysilerin ahlak değil zevk ve çekicilik meselesi olduğunu öğret. Çünkü giysilerin ahlakla hiçbir ilgisi yoktur.


Toplumsal cinsiyet bugünkü işleyişiyle ciddi bir adaletsizlik. Öfkeliyim. Hepimiz öfkeli olmalıyız.


İnsanlar haklı çıkmak için "gelenekleri" istedikleri gibi kullanırlar.


Koca, bir okul müdürü değildir. Kadın da bir okul öğrencisi değildir. İzin almak veya izin vermek, tek taraflı kullanıldığında -ki genellikle böyle kullanılır hep- eşitlikçi bir evlilikte yeri olmayan tabirlerdir.


Kızlara utancı öğretiyoruz. Bacaklarını kapat. Üstünü ört. Kadın olarak doğdukları için kendilerini sürekli suçlu hissetmelerine neden oluyoruz. Bu yüzden kızlarımız büyüdüklerinde arzularını dile getiremiyorlar. Kendilerini sansürlüyorlar. Ne düşündüklerini söyleyemiyorlar. Rol yapmayı bir sanata dönüştürdük.


Yemek pişirme bilgisi, vajinaya anne karnında yüklenen bir özellik değil. Hem kadınlar hem erkekler için elzem bir beceri.


"Kız olduğun için" sözcükleri hiçbir şeyin gerekçesi değildir. Asla!


Regl olmak utanılacak bir şey değildir. Doğal ve normaldir regl olmak, kadınlar regl olmasaydı insan türü var olmazdı.


Peki sizler Feminist Manifesto'sunu daha önce okumuş muydunuz? Okuduysanız kitap hakkındaki görüşleriniz neler? Sizce bu eşitsizlik neyden kaynaklanıyor? 15 madde içerisinden en beğendiğiniz madde nedir ve niçin? Yorumlarda buluşalım!


11 Eylül 2023 Pazartesi

Vadideki Zambak | Honore de Balzac

Eylül 11, 2023 2

Realizm akımının öncülerinden olan Honore de Balzac'ın en ünlü romanlarından birisi olarak bilinen Vadideki Zambak'ı sizlerle inceliyoruz.

FelixHenriette ve Lady Dudley. Vadideki Zambak'ın en önemli karakterleri. Balzac'ın özellikle de karakter aracılığıyla anlatmak istediği ne varsa en iyi şekilde bizlere aktarıyor. İşte Vadideki Zambak da bunun en güzel örneği.

Romanımıza geçmeden önce belirtmek isteriz ki dili ilk okuyuşta ağır gelebilir. Çünkü Balzac biliyorsunuz ki betimlemeleriyle ünlü bir yazar. Bundan dolayı şimdiden sizleri uyarmak istedik. Eğer hiç klasik bir roman okumadan direkt Vadideki Zambak'tan başlamayı düşünüyorsanız bu iyi bir seçenek olmayabilir.

Vadideki Zambak'ı Karbon Yayınlarının cep boy klasiklerinden okuduk. Eğer yanınızda kolayca taşımak ve gittiğiniz herhangi bir yerde rahatça kitabınızı okumak istiyorsanız Karbon Yayınlarının cep boy serilerini tavsiye ederiz.

Vadideki Zambak Konusu Nedir?

Vadideki Zambak, realizm akımının öncüsü Balzac’ın en ünlü romanlarından biridir. Kendi dönemindeki Fransız toplumunun parodisinden oluşan kitaplar serisi İnsanlık Komedyası'nın bir parçası olan bu eser, trajik bir aşk hikâyesini anlatmaktadır.

Genç Félix de Vandenesse, bir baloda tanıştığı ve kendisinden yaşça büyük Madam de Mortsauf'a yani Kontes'e aşık olur. Mutsuz bir evlilik içinde olsa da kocasını aldatmayı düşünmeyen Madam de Mortsauf ise değerleri ve duyguları arasında büyük bir çatışma yaşamaya başlar.

İnsanlık Komedyası'nın Töre İncelemesi ayağında "Taşra Yaşamından Sahneler" başlığı altında yer alan Vadideki Zambak 1836 yılında yayımlandı. Roman, gençlikten yetişkinliğe uzanan yolu, evli bir kadına duyduğu aşkla kat eden Felix'in hikâyesini anlatıyor.

Felix'in Vadideki Zambağı: Henriette

Roman boyunca sadece ulaşılamayan o büyülü aşkı okumuyoruz tabii. Aşk üzerinden Balzac bize dönemin atmosferini de çok iyi anlatıyor. Fransa'nın savaş yılları, İngiltere'le olan çekişmeler roman boyunca biz okuyuculara ulaşıyor.

Kahramanlarımızdan birisi olan Genç Félix de Vandenesse'nin çocukluk anılarıyla başlıyoruz. Felix çocukken ailesi ve çevresi tarafından hiç sevilmeyen birisi. Kimse Felix'i ne seviyor ne de onu düşünüyor. Tabii ki bu durum Felix'in hayatında çok büyük bir yara açıyor.

Açıkçası romana başladığınızda Felix'in Henriette'ye olan aşkını annesinin göstermemiş olduğu annelik sevgisine bağlıyorsunuz. Kendinden yaşça büyük bir kadını sevmesi bizce romanda şaşılacak bir şey değil. Çünkü Felix roman boyunca Henriette'in anneliğine de hayran birisiydi.

Henriette ise ölen ağabeylerinden sonra tek çocuk olarak miras ona kalıyor. Ayrıca "kız" olarak doğması da maalesef o dönemde annesi tarafından hiç sevilmeyen bir çocuk olmuş. O da tıpkı Felix gibi sevgisiz büyümüş. En büyük ortak noktaları da bu: çocukluklarının sevgisiz geçmesi.

Kendinden Vazgeçmek, Yeni Arayışlar ve Vadi...

Mutsuz bir evlilik içerisinde olan Henriette, roman boyunca yaşadığı ikilemler o kadar iyi anlatılmış ki iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Vadideki Zambak'ta da var olan ve literatürde yer alan "özgecilik" diğer adıyla "diğerkamlık" çok iyi işlenmiş. 

"Özgecilik nedir?" diye soracaksınız, işte cevabı şu şekilde: Bireyin herhangi bir çıkar gözetmeden, dışarıdan ödül beklemeden, hatta bazen de bir bedel ödeyerek diğer bireylerin veya toplumun iyiliği uğruna fedakârlıkta bulunma tutumdur. Ayrıca başkalarının yararını da kendi yararı kadar gözetme, maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin diğer insanlara yararlı olmaya çalışma ve bencillik karşıtı hareketlerde bulunma olarak da tanımlanmaktadır.

Roman boyunca bu durum Henriette üzerinden çok iyi anlatılmış. Zaten romanı okudukça Henriette'nin kendinden nasıl vazgeçtiğini, mutsuz bir evliliği nasıl yürütmeye çalıştığını çok iyi göreceksiniz.

Ayrıca romanın bize kalırsa en çarpıcı sembolü Genç Felix'in sevdiği kadını Henriette'i vadideki zambağa benzetmesiydi. O zorlu vadideki açan o güzel zambak, Genç Felix'in umutsuz aşkı Henriette'in ta kendisiydi.

Gerçekteki hayat budur: Büyük özenmeler, küçük gerçekler.


Bütün kırlar vadinin en güzel zambağına, onun sade kır hayatına güle güle diyordu.


Bir melek seviyordum bir de şeytan.


En çok sevilen, tek sevilen sensin Henriette!


Duygularımızın eylemlerimize egemen oldukları bir çağda, içindeki arzuların şiddetle bastırıldığı bir delikanlıydım.


En canlı sevgiler bile her an görüşmeye dayanamazlar.


Ama unutmayın ki birini yargılarken siz de yargılanırsınız.


Doğruluk, şeref, dürüstlük, incelik sizin önünüzü açacak en kesin en kestirme araçlardır.


Her alanda ilginin derecesi, yararlarının büyüklüğüne bağlıdır.


Acı sonsuzdur, sevincin ise sınırları vardır.


Dün içimi altüst eden korkular, ileride çekeceğim bütün acılar için bir mihenk taşı olacak.


Saygı öyle bir sınırdır ki büyüğü de küçüğü de korur. Böylece herkes birbirinin yüzüne bakabilir.


Peki sizler Vadideki Zambak'ı okumuş muydunuz? Siz Felix ve Henriette'in aşkını nasıl tanımlardınız? Henriette'nin eşi Kont hakkındaki düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!


3 Eylül 2023 Pazar

Stephen King'in Yeni Romanı: Holly

Eylül 03, 2023 4

Stephen King'in ünlü karakterlerinden birisi olan Dedektif Holly Gibney, yeni bir maceraya atılıyor.

Sonbahar ne deseler açıkçası biz Stephen King'in ayı deriz. Çünkü birçok eserini özellikle de sonbaharın ilk aylarında okuyucularıyla duyurmasıyla ünlüdür.

Amerika'da Scribner Yayınevi tarafından yayımlanacak Holly'nin konusu, kapağı ve çıkış tarihi gibi önemli detaylar belli oldu. Stephen King'in yeni romanı Holly 5 Eylül 2023 tarihinde raflardaki yerini almış olacak.

Ünlü Stephen King karakteri olan Dedektif Holly Gibney; ilk olarak "Bill Hodges roman üçlemesi"nde (Bay Mercedes, Kim Bulduysa Onundur ve Son Nöbet) yer aldı, daha sonra "Yabancı"da önemli bir yardımcı karakter olarak, aynı adlı koleksiyonda yer alan "Kan Varsa" adlı kısa romanda ana karakter olarak yer almıştı.

Holly 5 Eylül 2023 Tarihinde Raflarda!

Evet, yanlış duymadınız. Tam tamına iki gün sonra Holly okuyucularıyla buluşacak. Türkiye için tam bir tarih belirtilmese de en kısa zamanda Türkçeye çevrileceği öngörülüyor. Eğer detaylar belli olursa sizlerle paylaşacağız.

Stephen King'in genel olarak romanları polisiye suç türünde olduğu için Holly de bu türün içerisinde yer alacak. Yani bizi çok heyecanlı olaylar beklemekte. Özellikle de King'in en ünlü karakterlerinden birisi olan Holly Gibney'le yeniden buluşmak heyecanlı olacak.

Holly'nin Konusu Nedir?

Holly'nin kısaca konusu şöyle: Finders Keepers dedektiflik bürosundan Holly Gibney'nin yeni macerası, kaybolan küçük bir kızın peşinde korkunç bir gerçeğe sürüklenen bir hikâye anlatılıyor.

King'in yeni romanında Holly tek başınadır ve hayal edilemeyecek derecede ahlaksız ve zekice gizlenmiş bir çift düşmanla karşı karşıyadır.

Penny Dahl, kayıp kızının yerini bulma konusunda yardım umuduyla Finders Keepers dedektiflik bürosunu aradığında Holly, davayı kabul etme konusunda isteksizdir. Ortağı Pete'te Kovid var. Onun (çok karmaşık) annesi yeni öldü. Ve Holly'nin izinli olması gerekiyor. Ancak Penny Dahl'ın çaresiz sesindeki bir şey Holly'nin onu geri çevirmesini imkansız hale getiriyor.

Bonnie Dahl'ın kaybolduğu yerden sadece birkaç blok ötede Profesör Rodney ve Emily Harris canlı yayında. Burjuva saygınlığının tablosu bunlar: Evli, birbirlerine bağlı seksen yaşındakiler ve ömür boyu yarı emekli akademisyenler. Ancak bakımlı, kitap dolu evlerinin bodrumunda Bonnie'nin ortadan kaybolmasıyla ilgili olabilecek kötü bir sır saklıyorlar. Ve onların neyin peşinde olduklarını keşfetmek neredeyse imkansız olacaktır: Onlar anlayışlıdırlar, sabırlıdırlar ve acımasızdırlar.

Stephen King'in bu tüyler ürpertici yeni başyapıtında Holly, şaşırtıcı derecede sapkın profesörlerden daha iyi düşünmek ve onları geride bırakmak için tüm müthiş yeteneklerini toplamalı.

Stephen King'in en ilgi çekici ve ustaca becerikli karakterlerinden biri olan Holly Gibney, bu heyecan verici romanda bir orta batı kasabasında birden fazla ortadan kaybolma olayının ardındaki korkunç gerçeği çözmek için geri dönüyor.

Holly Gibney'in gitmesine asla izin veremem. Bay Mercedes'te sıradan bir karakter olması gerekiyordu ve bir nevi kitabı çaldı ve kalbimi çaldı. (STEPHEN KING)


Stephen King'in Asla Vazgeçemediği Karakteri: Holly Gibney

Stephen King'in Holly'si, sevilen King karakteri Holly Gibney'nin muzaffer dönüşünü simgeliyor. Okuyucular, Holly'nin Bay Mercedes'teki utangaç (ama aynı zamanda cesur ve ahlaklı) bir münzeviden Bill Hodges'ın  Finders Keepers'taki ortağına, Yabancı'da  tam teşekküllü, akıllı ve zaman zaman sert bir özel dedektife doğru kademeli dönüşümüne tanık oldu. Bakalım bu romanda Holly nasıl bulacağız?

Orijinal adıyla The Outsider, ülkemizde ise Yabancı olarak yayımlanan HBO dizisinde Holly Gibney'i Cynthia Erivo tarafından canlandırılmıştı.

Stephen King karakteri Holly Gibney hakkında şunları da ekliyor: "Holly Gibney'in gitmesine asla izin veremem. Bay Mercedes'te sıradan bir karakter olması gerekiyordu ve bir nevi kitabı çaldı ve kalbimi çaldı."

Stephen King'in yeni romanı Holly, 5 Eylül 2023 tarihinde raflardaki yerini alacak. Roman 464 sayfa olarak hem ciltli hem de karton kapakla okuyucularıyla buluşmayı bekliyor.

Peki siz Stephen King'in yeni romanı Holly hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce Türkiye'de ne zaman yayınlanır? En sevdiğiniz King romanı nedir ve niçin? Yorumlarda buluşalım!

Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.