3 Aralık 2023 Pazar

Beyza Alkoç’un Romanı 3391 Kilometre Beyazperdede!

Aralık 03, 2023 1

Beyza Alkoç'un çok okunan romanı 3391 Kilometre vizyona giriyor! 3391 Km, Beyza Alkoç'un aynı isimli kitabından sinemaya uyarlanıyor. Derya Pınar Ak ve Haktan Zavlak'ın başrollerini paylaştığı ve 12 Ocak tarihinde vizyona girecek filmin ilk fragmanı yayınlandı.

Kitabı okuyanların heyecanla beklediği film, yakında izleyiciyle buluşacak. Bu güzel haberin ardından 3391 Kilometre okurları dört gözle 12 Ocak tarihini beklemeye başladılar.

3391 Kilometre okurları filmle ilgili detayları yayınlanan fragmanla izlemeye başladılar. Fragmanda kitapla ilgili detayların yer almasıyla birçok okur tarafından ilgiyle karşılandı.

Yazdığı kitaplarla beğeni toplayan genç yazar Beyza Alkoç, 2018 yılında çıkan 3391 Kilometre ile kendinden söz ettirmişti. Yazar 3391 Kilometre kitabıyla, dünyanın en yüce duygusu olan aşkın önünde engellerin nasıl diz çöktüğünü bir kez daha okuyucuya gösteriyor. Başka şehirlerde yaşayan iki sevgilinin konu edildiği kitap, sevginin koşulsuzluğunu herkese kanıtlamaya geliyor!

3391 Kilometre 12 Ocak'ta Vizyonda!

Okuyanların heyecanla beklediği film 3391 Kilometre 12 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak. Başrollerini Derya Pınar Ak ve Haktan Zavlak'ın paylaşacağı film bir "uzak mesafe ilişkisini" konu alıyor. Filmin yönetmeni Deniz Enyüksek, senaristliği de Fulya Özcan üstleniyor.

Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Gözlerim kapalıyken de görebiliyorum seni. Zaten seni gözlerim kapalıyken görebiliyorum sadece...

Bu hikaye, uzak bir ilişkinin hikayesi! Birbirlerini görmeden ve duymadan, aylar boyunca gece gündüz konuşan; birbirlerine bu kadar uzak, ama bir o kadar da yakın olan; aralarına giren onca kilometreye rağmen birbirlerine aşık iki insanın hikayesi!

3391 Kilometre Romanın Konusu Nedir?

Hiç Görmediğiniz Birine Aşık Olabilir Misiniz?

Uğruna nice hayatlar adanan, adına destanlar yazılan aşk... Mecnun'a çölleri aştıran, Ferhat'a dağları deldiren bu kadim duygunun önünde ne durabilir? 3391 Kilometre, söz konusu aşk olduğunda engellerin nasıl ortadan kalktığını gözler önüne seriyor. Eser, iki gencin sımsıcak hikayesiyle yürekleri ısıtıyor. Dokunmadan hissetmeyi, bakmadan görmeyi mümkün hale getiren aşkta imkansız diye bir şey olmadığını bir kez daha kanıtlıyor. 3391 Kilometre ile aşkı iliklerinize kadar hissetmeye hazır olun!

Bir gece yarısı gelen mesaj, mesafeleri hiçe sayan sımsıcak bir aşkın kapılarını ardına kadar açıyor: "Uyu artık!" 3391 Kilometre, birbirinden kilometrelerce uzakta olmalarına rağmen sevginin güçlü bağını yüreklerinde hisseden iki gencin hikayesini okuyucuyla buluşturuyor. Kitap, Fransa'da yaşayan Ege ile İzmir'de yaşayan İzmir'in sosyal medyada tanışmasının ardından yaşadıkları aşkı anlatıyor. Ege ile İzmir, birbirlerine kilometrelerce uzakken yaşadıkları ilişki ile aşkın koşul gözetmeksizin yürekte yer edinebildiğini bir kez daha gösteriyor.

Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz?

3391 Kilometre'yi okurken, Ege ve İzmir ile birlikte aşık olacak, özlem duyacak ve sevginin gücünü hissedeceğiniz büyülü bir yolculuğa çıkacaksınız. Okuyan herkesin şiddetle tavsiye ettiği bu kitabı hemen sepetinize ekleyin, siz de bu aşkın mesafeleri aşan gücüne şahitlik edin!

Beyza Alkoç Kimdir?

Yazıya olan yeteneği küçük yaşlardan itibaren öne çıkan Beyza Alkoç, yazmaya tiyatro oyunları ve romanlar kaleme alarak başladı.

Önceleri bir sosyal medya platformunda yazan Alkoç, elde ettiği başarıyla kendisine hatırı sayılır miktarda okuyucu kitlesi oluşturmayı başardı. Ardından 2015'te ilk kitabı olan Asansör'ü yayımladı. 

Kısa süre içerisinde Karantina, Karantina: İkinci Perde, Sınır ve Sınırsız kitaplarını da yayımlayan yazar, bu defa 3391 Kilometre'yi okuyucuyla buluşturdu.

Peki siz 3391 Kilometre romanından uyarlanan film için heyecanlı mısınız? 3391 Kilometre'yi daha önce okumuş muydunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bir Ölünün Defteri | Halit Ziya Uşaklıgil

Aralık 03, 2023 1

Meşhur Aşkı-ı Memnu'nun yazarından bambaşka bir hikaye... Bir Ölünün Defteri sizi hem etkileyecek hem de tarihin önemli yıllarına şahit olacaksınız.

Kasım ayında okuduğumuz kitaplar arasında yer alan Bir Ölünün Defteri'ni sizlerle birlikte detaylıca inceleyeceğiz. Konumuz Kitap okurları olarak güzel bir ayı tamamlamış olduk. Şimdiden herkese Aralık ayı için keyifli okumalar dileriz.

Kitabımıza geçmeden önce eğer aramızda Halit Ziya Uşaklıgil'in Bir Ölünün Defteri'ni okuyanlar varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

Bir Ölünün Defteri Konusu Nedir?

Beylerbeyi'nin denize nazır yalılarından biri... Yağmurlu bir ekim ayı gecesi... Etraf sessizlik içinde... Ancak ince bir yağmurun, rıhtımın taşlarına, pencerelerin camlarına temasından doğan hayal okşayıcı nağmeleri devam ediyor.

Halit Ziya, ilk dönem romanlarından Bir Ölünün Defteri ile Servet-i Fünûn kapısını aralamıştır. 1890 yılında tefrika edildikten kısa bir süre sonra yayınlanan ve 1943 yılında da sadeleştirilerek tekrar basılan romanda Halit Ziya ümitsiz bir aşkın hikâyesini anlatır.

Halit Ziya Uşaklıgil'in İzmir dönemi romanlarından olan Bir Ölünün Defteri, aynı zamanda Servet-i Fünun dönemi romanını müjdeleyen bir örnek olması bakımından önem taşımaktadır. Romanda iki erkek ve bir genç kız arasındaki aşk ilişkisi ve bu durumun yarattığı trajik durum söz konusu edilmiştir.

Beklenmedik bir ölüm. Yazı masasının çekmecesinde siyah bir anı defteri. Ve bu defter, o güne kadar herkesçe bilindiği sanılan bir yaşamın aslında gizlerle örülü olduğunu anlatmaya hazırlanıyordu...

Nigar, Vecdi ve Hüsam arasında olup bitenleri bir defter sayesinde öğreniyoruz. Artık hayatta olmayan birine ait satırları okurken, hem Servet-i Fünûn'un ayak seslerini duyar hem de dostlukla aşk arasında kalan biriyle duygudaş olursunuz.


Tarihe Tanıklık Eden Roman: Bir Ölünün Defteri

Bir Ölünün Defteri, üçlü bir aşk ilişkisini konu almakla beraber 93 Harbi'nin izlerini de taşımaktadır. Eser, roman tekniği açısından yazarın önceki romanlarından farklı bir teknikle yazılmıştır. Okuyucu bütün olup biteni bir hatıra defteri aracığıyla öğrenmektedir. Bu sayede anlatıcı, okuyucuya gizemli bir şekilde seslenip onun eline bir hatıra defteri vermiş, okuyucu ile hikâyeyi ve hikâyenin karakterlerini baş başa bırakmıştır.

Halit Ziya, basit ve kaba romancılığa son verdi. Kahramanlarının ihtiras ve duygularını tahlil etmeyi, onları muhitleri içinde göstermeyi esas gaye bilerek sanatkârane bir üslup ile Türk dilinde hakiki garplı romanı o yarattı. (Mehmet Kaplan)

Eser, Hizmet gazetesinde tefrika edildikten sonra 1892 ve 1896 yıllarında eski yazıyla iki baskı yapmış ve 1943 yılında da bizzat yazarı tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır. Elinizdeki kitap hazırlanırken bu baskı esas alınmış, günümüzde kullanılmayan veya az kullanılan kelimelerin anlamları dipnotlarda verilmiştir.

Kitap yorumumuza gelecek olursak Halit Ziya Uşaklıgil'in en sade romanı diyebiliriz. Bir oturuşta bitirebileceğiniz klasik eser. Karakterler, hikaye tarihe tanıklık ediyor. Ayrıca roman o kadar etkileyici bir dille yazılmış ki okurken bazı bölümlerde duygu yoğunluğu yaşayabiliyorsunuz. Eğer klasik ve ağır olmayan bir eser okumak istiyorsanız kesinlikle Bir Ölünün Defteri'ni okumalısınız.

Halit Ziya Uşaklıgil Kimdir?

Halit Ziya Uşaklıgil (1866-1945), Türk edebiyatının önemli yazarlarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında edebi çalışmalarını sürdürmüştür. Edebiyat hayatına Servet-i Fünun dergisi çevresinde başlamış ve bu dönemin önde gelen yazarları arasında yer almıştır.

Halit Ziya Uşaklıgil, roman, hikaye, makale ve deneme gibi farklı türlerde eserler vermiştir. Eserlerinde genellikle toplumsal konulara odaklanmış, modernleşme ve batılılaşma çabalarını ele almıştır. "Mai ve Siyah" adlı romanı, onun en önemli eserlerinden biridir. Bu roman, aşk, modernleşme ve çatışma gibi temalara odaklanarak dönemin toplumsal değişimlerini yansıtmaktadır.

Halit Ziya Uşaklıgil, Türk edebiyatına katkılarıyla tanınan bir yazar olmanın yanı sıra, Türk romanının gelişimine de önemli bir etki yapmıştır. Eserleri, edebiyatımızda realizm akımının öncülerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Peki Bir Ölünün Defteri'ni daha önce okumuş muydunuz? "Halit Ziya Uşaklıgil" denilince aklınıza gelen ilk kitap hangisidir? Yorumlarda buluşalım!

Bazı olaylar önceki duygusal sözleri alıkoyar.


Hayat... O daima odur; hükümsüz, neticesiz bir rüyadır.


Ölüm, egemenlik hakkını kullanıyordu.


Bu hatıra defteri sana o hastalığın sırrını anlatırken ben de onun kurbanı olmuş olacağım.


Ciddi ıstıraplar o kadar azamet ve yüceliğe sahiptirler ki en kayıtsız insanlara bile saygı telkin eder.


Bir hayatı eline alarak kemiren zalim bir hastalıktan kurtaracak olan; ne bir kelebeğin kanatlarına binerek uçan fikirlerdir ne de geceleri hülyalarını yıldızlarda takip eden gözler! Bir neşterin ucunda bağlı olan deva, bilmem ki bir kafiyenin bir hecesine bağlı olan ahenkte var mıdır?


Meçhul bir rüzgâr insanları meçhul bir ufka sevk ediyor; bugün deniz sakindir, oysa yarın fırtına tehlikesi söz konusu olabilir.


Sevmek, sevilmek... Bu iki hayal içinde zaman hızla geçip gidiyordu.


Umutsuzluğun cesareti kadar umudun da zaafı vardır.


İnsanların hayatı ancak mutlulukla güzelleştiği hâlde, onu mahvetmeye nasıl da küçük bir şey sebep olabiliyor.


Bu sessizliğe, bu yalnızlığa hayat vermek için sadece senin varlığın yeterdi.


İstikbal meraklı bir kitaba benzer. İnsan her yaprağını çevirdikçe bir merak hissi duyar, bizim çevirmek üzere bulunduğumuz yapraksa önemli bir sır saklıyordu.


Her akşam ben böyle o tablonun karşısında şaşkın bir şekilde dururdum. Bu seyredişte her zaman bir hüzün vardı; o hüzün benim için artık bir ruh gıdası olmuştu.



27 Kasım 2023 Pazartesi

Colleen Hoover Geri Dönüyor: Çok Geç

Kasım 27, 2023 2

Colleen Hoover hayranlarına muhteşem bir haberle geldik! Hazırsanız, Colleen Hoover psikolojik gerilim türündeki romanı Çok Geç Epsilon Yayınevinden çıktı.

New York Times çoksatan listesinin bir numaralı yazarı Colleen Hoover'dan takıntılı ve tehlikeli bir aşk hakkında nefes kesici bir psikolojik gerilim romanı olan Çok Geç, okurlarını gizemli dünyaya çağırıyor.

Bu güzel haber, Epsilon Yayınevinin duyurmasıyla çığ gibi büyüdü. Hoover okurları için bu sefer diğer romanlarından farklı bir macera bekliyor. Aslında alışık olmadığımız bir Hoover romanı diyebiliriz.

Romanla ilgili detaylara geçmeden önce aramızda Colleen Hoover okurları varsa en beğendiğiniz Hoover romanını aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle paylaşırsanız çok memnun oluruz. Öyleyse geçelim detaylara!

Çok Geç Romanının Konusu Nedir?

New York Times çoksatan listesinin bir numaralı yazarı Colleen Hoover’dan takıntılı ve tehlikeli bir aşk hakkında nefes kesici bir psikolojik gerilim!

Kırık insanlar bazen geçmişleri yüzünden önlerini göremezler. Kırılmış olmak onlar için zayıflıktır, dolayısıyla da öfkelerine sığınırlar. Bazıları da geçmişte onları kıran şeylerden uzaklaşmaya çalışırken daha çok kendilerini geçmişte bulurlar. 

Sloan'un hayatı doğduğundan beri kolay olmamıştı. Kendini bildi bileli otizmli kardeşini uyuşturucu bağımlı annesinden korumaya çalışıyordu. Erkek arkadaşı Asa, kardeşinin bakım masraflarını üstlenmişti fakat Sloan, onun kirli parasının nereden geldiğinin farkındaydı. Ama kardeşi için bu adama katlanmaya mecburdu. Asa'nın da kendince onu sevdiğine inanmak zorundaydı ve o da Asa'yı sevmek zorundaydı. Çünkü Asa'nın tehlikeli çevresinden onu koruyabilecek tek kişi yine Asa'ydı. Ta ki Carter gelene kadar...

Hayatı boyunca sürekli mücadele etmiş, rol yapmaya alışmış Sloan, Carter'ın aşkına güvenebilir miydi? Güvense bile bu aşkı yaşatabilir miydi? Asa gitgide kontrol edilemez bir hâl alırken acaba bu cehennemden kurtulabilir miydi?

Colleen Hoover Kimdir?

Colleen Hoover (11 Aralık 1979 doğumlu), öncelikle romantizm ve genç yetişkin kurgu türlerinde romanlar yazan Amerikalı bir yazardır. Kariyerine yazar olarak başlayana kadar çeşitli sosyal hizmet ve öğretmenlik işlerinde çalışmıştır.

Hoover'ın ilk romanı Hopeless, Aralık 2012'de yayınlandı. Devlet lisesine gitmeden önce hayatı boyunca evde eğitim gören bir kızı konu alıyor. 20 Ocak'ta New York Times En Çok Satanlar listesinde 1 numaraya ulaştı ve orada üç hafta kaldı. Bu, listenin başında yer alan ilk yayınlanan romandı. Ekim 2022 itibarıyla Hoover, 20 milyondan fazla kitap satmıştır.

Colleen Hoover, Çarpılma serisi, Umutsuz serisi, Belki Bir Gün serisi, Çirkin Aşk, İtiraf, 9 Kasım, Bizimle Başladı, Bizimle Bitti kitaplarıyla New York Times'ın en çok satan yazarlarından birisidir.

432 sayfadan oluşan orijinal adıyla "Too Late" ilk basımı 19 Kasım 2016 tarihinde yayımlanmıştı. Türkçe versiyonu olan "Çok Geç" de Kasım 2023 itibarıyla raflarındaki yerini almaya başladı. Şimdiden herkese keyifli okumalar dileriz!

Peki siz Çok Geç romanı hakkında neler düşünüyorsunuz? En beğendiğiniz Hoover romanı nedir? Yorumlarda buluşalım!

26 Kasım 2023 Pazar

Aynı Yıldızın Altında | John Green

Kasım 26, 2023 1

Filmi yapılan romanı ilk önce okur musunuz yoksa izler misiniz? Bugünkü tanıtacağımız roman için ön koşul bu soruyu yanıtlamak. Aslında çoğu okur bu muazzam hikayeyi daha önce hem okumuş hem de izlemiştir.

Bugün, John Green'in en çok okunan romanlardan birisi olan ve aynı zamanda filme uyarlanan Aynı Yıldızın Altında'yı hep birlikte inceleyeceğiz.

Eğer aramızda okumayanlar varsa ilk iş Aynı Yıldızın Altında romanını okuyup daha sonra filmini izlemelerini tavsiye ederiz. Sonuçta hayal gücümüz, biz kitabı okurken daha sıra dışı oluyor. Uyarımız da yapıldığına göre bu güzel romana geçebiliriz!

Aynı Yıldızın Altında Romanının Konusu Nedir?

On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır. 

Fakat Augustus Waters isimli yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubu'nda boy gösterince Hazel'ın hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır.

Aynı Yıldızın Altında romanını kısaca özetlememiz gerekirse şunu söyleyebiliriz: İki yaralı kalbin birbirini tamamlaması ve anın kıymeti. Romanı okurken kimi yerlerde Hazel Grace gibi nefesiniz kesiliyor ve nefes almak için direniyorsunuz kimi yerlerde de Augustus Waters gibi anın kıymetini daha iyi anlıyorsunuz.

John Green Kimdir?

John Green New York Times Bestseller'ı olmuş dört kitabın yazarıdır. Michael L. Printz Ödülü, Michael L. Printz Onur Ödülü ile Edgar Ödülü kazanmış, iki kez L.A Times Kitap Ödülü finalisti olmuştur.

Ayrıca kardeşi Hank'le birlikte tüm dünyada üç yüz milyondan fazla izlenmiş bir video serisi olan Vlogbrothers'ın yaratıcısıdır. John eşi ve iki çocuğuyla birlikte Indianapolis'te yaşamaktadır.

John Green'in Yayımlanan Diğer Kitapları
  • Alaska'nın Peşinde (2012)
  • Kağıttan Kentler (2009)
  • İlk Aşk (2006)
  • Kaplumbağa Kabuğunda Dünya (2017)
  • Tek İsim, Tek Kader (2012)
  • Kar Taneleri (2012)
Uzun bir zamandır edebiyat dünyasında olmayan John Green, YouTube kanalında okuyucularına "My Next Book" adlı bir video yayınladı. Bu videoda Green kısaca şunları dile getirdi:

"Günaydın Hank, bugün Salı. Bütün bu romanları yazdım (videoda romanlarını gösteriyor.) ama altı yıldır yeni bir roman yayınlamadım ve bir daha ne zaman yayınlayacağımı da bilmiyorum. Ama yazıyorum ve bugün ne yazdığım ve neden yazdığım hakkında konuşmak istiyorum."

Devamı için John Green'in YouTube kanalına göz atabilirsiniz. Ayrıca bu konuyla ilgili özel bir yazımız da yakında yayımlayacağız.

Hatırlanmak ve İz Bırakmak...

Aynı Yıldızın Altında, sadece bir roman değil aynı zamanda dünyayı farklı bir şekilde bakabilmenizi, yakınınızdakilere daha bağlı olmanızı ve anı yaşamanın ne kadar değerli olduğunu öğretiyor. Her bir satıra o iki güçlü gencin birbirlerine bağlılığına hayran kalıyorsunuz. Hem Hazel hem de Augustus size çok şey öğretecek.

Dâhiyane. Çok etkileyici... Güçlü ve saf duygularla korkusuzca yüzleşebiliyor. – TIME

Kitapta geçen hatırlanmak ve iz bırakmak da çokça geçen ifadelerden. Sonuç olarak kanserle savaşan iki gencin en büyük korkularından birisi unutulmak... Ki bu durum hepimizde var. Özellikle de sosyal medya unutulmamak hatta iz bırakmak için değil mi? Açıkçası bu soruların sonu yok ve çok derin...

Sinemaya Uyarlanmış ve Çok Ses Getirmiş Roman

Aynı Yıldızın Altında 2014 Amerikan romantik dram filmi, yönetmen Josh Boone, John Green'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Filmin başrollerindeyse Shailene Woodley, Ansel Elgort ve Willem Dafoe yer almakta.

Kitabını okuyanlar için güzel bir film önerisi de geldi. Eğer aramızda kitabı okuyup filmini izlemeyenler varsa kaçırmamanızı öneririz. Şimdiden herkese keyifli seyirler dileriz!

Peki siz Aynı Yıldızın Altında'yı okumuş muydunuz? Okuduysanız roman hakkında, izlediyseniz filmi hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Düşüncelerim takımyıldızlarına dönüştüremediğim yıldızlar gibi.


Yazmak tekrar canlandırmaz. Gömer.


Bazı sonsuzlar başka sonsuzlardan büyüktü.


Peki ya kanserim ne? Kanser de benim. Tümörler benden oluşuyor. Beynin ve kalbim ne kadar benden oluşmuşsa onlar da bir o kadar benden oluştu. Bu bir iç savaş ve galibi önceden saptanmış, Hazel Grace


Kalbimin senin tarafından kırılması bir onur olurdu.


Gerçi insanlar bir süre sonra güzelliğe alışıyor.


Gerçekten canım yanıyordu fakat yılların getirdiği deneyimle acının kör ve spesifik olmayan bir teşhis yöntemi olduğunu biliyordum.


Belki peki bizim sonsuza dek'imiz olur.


Bilinç denilen gemiye yapışan kabuklu midyeleriz.


Bir insan olmayı seviyordum. Böyle devam etmesini istiyordum. Endişe de ölmenin yan etkilerindendi.


Acı hissedilmeyi talep eder.


Tüm gece ve yarının büyük kısmını beklemeye razıyım.



18 Kasım 2023 Cumartesi

İçimdeki Müzik | Sharon Mills Draper

Kasım 18, 2023 1

Herkese yeniden merhaba! Bugün siz Konumuz Kitap okurlarına çok güzel bir kitap önerisiyle geldik. 

Haftalarca çoksatanlar listesinden yerini kaptırmamış, konusuyla birçok ödüle layık görülen usta yazar ve "Yılın Ulusal Öğretmeni" unvanıyla göz kamaştıran Sharon Mills Draper'in İçimdeki Müzik romanını sizlerle birlikte inceleyeceğiz.

Geçtiğimiz yıl İçimdeki Müzik romanının bir nevi devamı olan İçimdeki Melodi okurlarıyla buluşmuştu. Hatta Konumuz Kitap ekibi olarak bu güzel haberi "İçimdeki Melodi Çok Yakında Raflarda!" başlığıyla siz okurseverlere duyurmuştuk. İçimdeki Melodi hakkındaki yorumlarımızı da çok yakında sizlerle paylaşacağız. O zaman İçimdeki Müzik romanını gelin hep birlikte detaylıca inceleyelim!

İçimdeki Müzik Konusu Nedir?

11 yaşındaki Melody'nin fotografik hafızası vardır. Kafası bir kamera gibi gördüğü her şeyi kaydeder. Ve "stop" düğmesi yoktur. 

Okulun en zeki çocuğudur ama bunu kimse bilmez. Çünkü Melody konuşamaz, yürüyemez ve yazamaz. Ama bir gün bir mucize olur! Melody kafasının içindeki sesi keşfeder. Sesini asla unutamayacağınız bu cesur kızla tanışmaya hazır mısınız? 

İngiltere'nin saygın edebiyat ödüllerinden Coratta Scott King ödüllü yazar Sharon M. Draper'dan hüzün ve umut dolu soluksuz okunacak bir roman.

Kelimeler kar taneleri gibi etrafımda uçuşuyor. Her biri narin ve eşsiz, yere düşmeden avucumda eriyip gidiyor. İçimde kocaman bir yığın halinde birikiyorlar.

Bu kitap, gerçek bir yaşam öyküsünden ilham alınarak kaleme alınmış. 48 ödüllü kitap, New York Times Bestseller Publishers Weekly Bestseller listelerinde toplam 8 hafta 4. sırada kalmıştır. 11 yaşındaki Melody'nin hastalığı: Spastik ikili kuadripleji, yani beyin felci. Yürüyemiyor, konuşamıyor, tekerlekli sandalyeye mahkum. Hiçbir uzvuna komut veremeyen bu küçük kızın beyni ise mükemmel işliyor. Hikâye Melody'nin öğretmenlerine, arkadaşlarına, komşularına kısaca dış dünyaya kendini kanıtlama çabasını anlatıyor. İncelikli, naif, akıcı, komik ve ilham verici bir metin.

Peki Sharon Mills Draper Kimdir?

Sharon M. Draper, 21 Ağustos 1948 tarihinde Cleveland, Ohio'da dünyaya geldi. Afrika Kökenli Amerikalı deneyimini konu alan kitaplarla beş defa Coretta Schott King ödülü kazanmıştır.

Hazelwood ve Jericho serileri ve tarihi romanı Copper Sun ile ünlü olmuştur. Sharon M. Draper, 2007 yılında NAACP Edebiyat Resim Ödülüne aday gösterildi ve Genç Yetişkin Edebiyatı için Ohioana ödülü almıştır. Cupper Sun ayrıca New York Times Bestseller Listesinde de yer almıştır. 

Sharon M. Draper, tarafından kaleme alınan İçimdeki Müzik romanının devam kitabı "İçimdeki Melodi" Genç Timaş tarafından yayımlanmıştır ve aynı zamanda bu kitabı da The New York Times Çok Satanlar listesinde yerini almıştır.

Var Olan Sınırları Aşan Kız: Melody

Yorumlarımıza gelecek olursak İçimdeki Müzik, her yaştan okunabilecek bir roman. Konusuyla, verdiği mesajlarıyla başucu kitaplardan birisi olabilecek nitelikte.

Romanın başkarakteri Melody, çoğumuzda var olan önyargılarını bir bir yıktığına şahit oluyorsunuz. Kitap o kadar akıcı bir dille yazılmış ki bir oturuşta bitirebileceğiniz ve içinizi sıcacık yapacak. Açıkçası devam kitabı olan İçimdeki Melodi'yi okumak için dört gözle beklediğimi söyleyebilirim.

Ayrıca şunu belirtmek isterim ki bu kitap; her öğretmen ve öğretmen adaylarının okuması, üzerinde kafa yorması gereken bir hikaye. Özellikle de aramızda olan Özel Eğitim Öğretmenliği, Okul Öncesi Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve diğer tüm branşlardaki öğretmen ve öğretmen adaylarının detaylıca incelemesi gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.

Peki siz İçimdeki Müzik'i okumuş muydunuz? Eğer okuyduysanız Melody hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce devam kitabı İçimdeki Melodi'de neler olacak? Yorumlarda buluşalım!

Sessizlik nasıl bu kadar gürültülü olabilirdi?


İnsanlar seni Melody olduğunu için seviyor, yaptıkların ve yapamadıkların için değil.


Hava ağır ve nemli; tıpkı çığlıklar, ağlamalar ve sirenlerin ardından gelen sessizlik gibi.


Sadece bir kez olsun kardeşime sarılabilmek ve babama onu sevdiğimi söyleyebilmek isterdim. Bir makine üzerinden değil, gerçek kelimelerle...


Düşününce aileme hiç ama hiçbir zaman doğrudan bir şey söylememiş olduğumu fark ettim. Birkaç tuşa bastım ve cihaz benim hiçbir zaman söyleyemeyeceğim yeni kelimeleri seslendirdi: "Sizi seviyorum."


Onu sevdiğimi söyleyebilmeyi çok isterdim.


Yapabilmeyi istediğin şeyleri bir bebeğin yaptığını izlemek berbat bir şey!


Görünen o ki Stephen Hawking'in ALS denilen bir hastalığı vardı, yürüyemiyor ve konuşamıyordu. Muhtemelen dünyadaki en zeki insandı, bunu da herkes biliyordu. Çok havalıydı. Eminim ki bazı zamanlar o da çok sinirleniyordu.


... Ama bir insan teşhis tablosundaki isimlerden çok daha fazlasıdır!


Sanırım hiçbir şeyi unutamamak güzel bir şey, hayatımın her anı kafamın içinde. Bu aynı zamanda çok sinir bozucu. Çünkü hiçbirini paylaşamıyorum fakat hiçbiri kaybolmuyor.



12 Kasım 2023 Pazar

Şarkını Söylediğin Zaman | İnci Aral

Kasım 12, 2023 3

Herkese yeniden merhaba! Bugün çok güzel bir romanı sizlere tanıtacağız. Gerçek olaylardan ilham alınarak kurgulanan romanları okumayı seviyorsanız İnci Aral'ın Şarkını Söylediği Zaman'ı kesinlikle okumalısınız.

Romanımıza geçmeden önce eğer aramızda İnci Aral'ın Şarkını Söylediğin Zamanı'ı ve diğer romanlarını okuyanlar varsa yorumlarda bizlere düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

Önceden belirtmemiz gerekirse bu romanda yer alan siyasi olaylar gerçektir ve roman gerçeğine uygun olarak kurgulanmıştır. Kişiler ise hayal ürünüdür, gerçek kişilerle ilgileri yoktur. İnci Aral'dan paylaştığımız ilk roman incelemesi olduğundan dolayı kitap önerilerinizi de merakla bekliyoruz. Eğer aramızda İnci Aral'ın herhangi bir romanını okumayanlar varsa başlangıç olarak Şarkını Söylediğin Zamanı'nı okumanızı tavsiye ederiz. Dilin sade ve akıcı oluşu kitabı birkaç güne bitirebilmenizi sağlayacak. Ama bundan da öte konusuyla farklı dünyalara yolculuk edeceksiniz. O zaman kitabımıza hızlıca geçelim!

Şarkını Söylediğin Zaman Konusu Nedir?

İnci Aral, arka planında değişen bir ülke, insanlar, gençlik ve siyaset olan, bambaşka bir aşkın izini sürüyor. Umudun, arzunun, hüznün, şarkılarla canlanan iklimini bir kez daha, derinlik ve ustalıkla anlatıyor. İnci Aral, Şarkını Söylediğin Zaman'la Türk romanını zirveye taşıyor. Okuyanın aklından yıllarca çıkmayacak bir ezgi dinletiyor.

Bu roman, Deniz ile Cihan'ın hüzünlü şarkısını anlatıyor. 70'li yılların sonunda Ankara'da, üniversitede tanışan Deniz ile Cihan'ı ortak tutkuları olan müzik bir araya getirir. Deniz, Ankaralı bir ailenin isyankar kızı, Cihan taşradan gelmiş bir genç adamdır. 

12 Eylül öncesinin en karanlık günlerinde yolları kesişen bu iki genç arasındaki ilişki birini tutkulu bir aşka götürürken, diğeri devrimci düşlerinin rüzgarına kapılır. Yaşanmamış bir aşkın izdüşümü, aradan otuz yıl geçtikten sonra farklı bir boyutta, ama aynı tutkuyla iki insana yansır: Biri artık orta yaşını sürmekte olan Cihan, diğeriyse ona hem yabancı hem de son derece tanıdık olan bir kadındır.

Bende anlayamadığın nedir biliyor musun?
Neymiş?
Nazım'ın dediği gibi: 'Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum. Kendi şarkımı.' Ama yapamam biliyorum, çünkü o şarkı içimde kuruyup kaldı. Beni öldüren bu işte.
Şarkılar bitmez, yeni şarkılar filizlenip doğar her zaman...


İnci Aral Kimdir?

27 Kasım 1944 tarihinde Denizli'de doğdu. Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümünü bitirmiştir. Samsun, İzmir ve Manisa'da öğretmenlik yapmıştır.

İlk öykü kitabı 1977 yılında yayınlanan "Ağda Zamanı"dır. Bu kitap, 1980 yılında Akademi Kitabevi İl Kitap Başarı Ödülü aldı. 1983 yılında Kahramanmaraş'taki toplumsal olaylar hakkında yazdığı "Kıran Resimleri" ile Nevzat Üstün Öykü Ödülü'nü aldı. Kıran Resimleri 1989 yılında Fransızcaya çevrilmiştir.

Yazar, 1992 yılında Ölü Erkek Kuşlar adlı romanı ile Yunus Nadi Ödülü'nü kazanmıştır. 2002 yılında yayınlanan romanı Mor ile Orhan Kemal Roman Armağanı'nı almıştır. 1994'te yayımladığı Yeni Yalan Zamanlar, 2002'de yayımlanan Mor ve 2007'de yayımlanan Safran Sarı romanını Yeni Yalan Zamanlar başlıklı bir üçleme haline getirmiştir.

İnci Aral'ın Eserleri

Roman
Ölü Erkek Kuşlar (1992) 
Yeni Yalan Zamanlar (1994)
Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm (1997)
İçimden Kuşlar Göçüyor (1998)
Mor (2002) 
Taş ve Ten (2005)
Safran Sarı (2007)
Sadakat (2010)
Şarkını Söylediğin Zaman (2011)
Unutmak (2009)

Öykü
Ağda Zamanı (1980)
Kıran Resimleri (1983)
Uykusuzlar (1984)
Sevginin Eşsiz Kışı (1986)
Gölgede Kırk Derece (2003)
Anlar İzler Tutkular (2003) 
Ruhumu Öpmeyi Unuttun (2006)
Unutmak (2008)

İnci Aral'ın eserlerini ilk defa okumaya başlayacaklara özel Şarkını Söylediğin Zaman romanını sizlere tavsiye ederiz. Şimdiden keyifli okumalar!

Peki siz daha önce İnci Aral'ın romanlarını okumuş muydunuz? Okuduysanız İnci Aral ile ilgili düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

Evin içinde hafif müzik, tatlı bir hüzün ve sıcak bir kavuşma esintisi vardı. Bir de aralarında ezilen menekşelerin kokusu...


Kısa sürede çok uzun yaşadım. Yaşanacak ne varsa tümünü yaşadım.


"Ezilen fidanlar doğrulur, kırılanların yerine yenileri biter..." dedi biri, alayla. "Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok!"


Nazım'ın da dediği gibi; Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyordum. Kendi şarkımı. Yapamayacağımı biliyorum çünkü o şarkı içimde kuruyup kaldı. Beni öldüren bu işte.


Bu ülkedeki karşıtlıklar, her konuda can yakıcıydı aslında.


Bu sıradan, basit bir gençlik aşkı değildi. Sonsuzluk kitabına kaydetme isteğiyle kaleme alınmış çok daha derin, trafik bir sevgiydi. Bir itiraf, bir özür ve baştan sona imkansızlıktı.


Havuzun başında, eski Ekim güneşleri kumrular saçlarını okşarken ve biz tahta bankın üstünde yan yana otururken yaşamak ne güzelmiş.


Kuşları görebilmek için yalnızca gökyüzüne değil, kumdaki ayak izine de bakmak gerekiyordu.


... Evet ama aşk, hak etmeden sevilmekti zaten. Hak edilmemiş bir armağandı.


Doğa kaygısızca kendi döngüsünü sürdürüyordu. Dünya buydu işte. Bu kadar yalındı. Onu karmaşık hale getirense insandı.


Ara sıra başını kaldırıp yıldızlara bakarak kendini evrenin bilinmezliği içinde sabit bir noktada yerleşik ama bağımsız hissetmek ne kadar güzeldi.


"Dünyayı parayla değil kafamızla değiştirebileceğimize inanıyorduk da ondan. Ne kadar yanılmışız!"


Gelecek. O yaklaşmaya çalıştıkça öteye kaçan bir şey.


Bir yığın yıkık dökük anı, yarım kalmış bir aşk, umutsuzluk ve acı bırakmıştı ardında giderken.



4 Kasım 2023 Cumartesi

Sol Ayağım | Christy Brown

Kasım 04, 2023 2

Herkese yeniden merhaba! Bugün siz okurlarımıza çok özel bir kitabı tanıtacağız. Eğer aramızda Sol Ayağım'ı okumayanlar varsa bu yazımızdan sonra hemen alıp okumalılar.

"Gerçek bir hayat hikayesi" türden yazılan romanları okumayı seviyorsanız Sol Ayağım'ı kesinlikle kaçırmamalısınız. Bugün tanıtacağımız kitabın bir nevi devamı olan "Her Gün Hüzün" çok yakın bir zamanda sizlerle paylaşacağız. O zaman herkes hazırsa kitabımıza geçelim!

İrlanda asıllı yazar, ressam ve şair Christy Brown'ın 1954 yılında yayımlanan eseri Sol Ayağım, dokunaklı öyküsü ve güçlü mesajıyla okurlarına yaşam boyunca unutamayacakları bir ders veriyor. Brown'ın kendi hayatından yola çıkarak kaleme aldığı eser, roman türünde yazılmış bir otobiyografi olarak okurlarıyla buluşuyor.

Sol Ayağım Konusu Nedir?

Geçirdiği beyin felcinden dolayı doğumundan itibaren sadece sol ayağını kullanabilen Christy Brown, Sol Ayağım eserinde mücadele dolu yaşam öyküsünü çarpıcı ve sürükleyici bir dille okurlarına aktarıyor.

Yazar, eserinin başlangıcında beş yaşına gelene kadar bedensel ve zihinsel olarak hiçbir gelişim gösteremediğini anlatıyor ve buna rağmen nasıl büyük bir azim gösterdiğini; böylece zamanla konuşmayı, okumayı, yazmayı hatta ayak parmaklarıyla resim yapmayı nasıl öğrendiğini tüm detaylarıyla paylaşıyor. Otobiyografik anlatımının yanı sıra bu yapıt, okurlarını hayata karşı motive edici yönüyle ise dünyanın en etkili kişisel gelişim kitapları arasında gösteriliyor.

Azim, Sabır, Başarı!

Christy Brown sadece sol ayağını kullanarak yazdığı eserler, onun dünya çapında bir üne kavuşmasını sağlamıştır. Kendi hayat hikâyesini yazdığı Sol Ayağım (My Left Foot) adlı eseri filme alınmıştır. Baş rolünü Daniel Day-Lewis'in oynadığı Sol Ayağım filmi büyük bir başarı kazanmıştır. Bu tarzda yazdığı diğer kitabı da (Dream All The Days) en çok satanlar listesine girmiştir.

Christy Brown Kimdir?

22 çocuklu bir ailenin hayatta kalan 13 çocuğundan biri olan Christy Brown, bebekliğinde doktorların ümitsiz değerlendirmelerine rağmen annesinin çabalarıyla hayata tutunmuştur.

Londra'ya yaptığı birkaç ziyaret dışında bir kere de Amerika'ya giden yazar, tüm yaşamını Dublin'de geçirmiştir. Christy Brown 1981 yılında hayata gözlerini yunmuştur. Christy Brown hayat hikâyesinin bulunduğu Sol Ayağım kitabında annesine sık sık teşekkür etmektedir. Ailesi onunla hep gurur duyduğunu belirtmiştir.

Ailenin Gücü!

Kitap boyunca ailenin önemine öyle çok vurguluyor ki yazar. Özellikle de Brown'un doktorlar tarafından ümitsiz bir vaka olarak bakılması ama buna rağmen annesinin ondan vazgeçmemesi... Zaten kitap boyunca bir annenin yavrusuna neler yapabileceğini görebiliyorsunuz.

Ailede Brown'a destek olan sadece annesi değil. Babası, arkadaşları ve diğer 21 kardeşi Brown'a desteğini hiçbir zaman esirgemiyorlar. Bu da bir ailenin gücünü çok güzel bir şekilde gösteriyor.

İmkansızlıkların üstesinden gelinebileceğini en güzel şekilde anlatan Sol Ayağım kitabını hala okumadıysanız hemen okumalısınız.

Peki siz Sol Ayağım'ı okumuş muydunuz? Sizce ailenin gücü nedir? Karşılaştığınız zorluklara karşı tavrınız nasıldır? Yorumlarda buluşalım!

...Ne kadar katı olurlarsa olsunlar, çocuklara bakarken gözlerindeki ışık asla sönmüyor. Çünkü o kliniğe gitmek kalpten kalbe, gözden göze bir dalga gibi yayılan bir ruhun içine gitmektir. Bu ruhta acıma değil, gurur gizlidir.


Fark etmek acıydı ama gerekliydi.


Etrafındaki duvarlar hâlâ yüksek sayılırdı ama ben onları birer birer aşıyordum.


"Senin üstesinden gelemeyeceğin hiçbir şey yok Christy, " dedi ellerini omzuma koyarak. "Sakın unutma, ben bu yolda hep senin yanındayım."


Önce kendimi aşmam gerekiyordu. Asıl savaşın şimdi başladığını biliyordum.


Öbür dünyayı düşünmeden önce bu dünyayı görmek ve anlamak istiyordum.


Hayatım şekilsiz, amaçsız, değersiz görünüyordu. Büyüdükçe etrafımda oluşan duvarların arasına hapsolmuştum. Özgür olmayı çok özlüyorum. Zincirlerimden kurtulup kaçmak için can atıyordum.


Gözlerimden çok zihnimle görüyordum.



22 Ekim 2023 Pazar

Yıldızların Laneti Serisinin Final Romanı: Gökyüzünün Cenneti

Ekim 22, 2023 1

Evet, yanlış duymadınız dostlar! Çok sevilen Yıldızların Laneti serisinin 4. ve final kitabı Gökyüzünün Cenneti çok yakında raflardaki yerini almış olacak. 

Geçtiğimiz günlerde yazar Sena Nur Işık, sosyal medya hesabından serinin dördüncü kitabını okurlarıyla paylaştı. Geçtiğimiz aylarda serinin üçüncü kitabı Küllerin Kehaneti'ni sizlerle paylaşmıştık. İncelemek isterseniz "buraya" tıklayabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar dileriz.

Seriye başlamak isteyenler için en güzel zaman diyebiliriz. Çünkü serimizin final kitabı da çıkıyor. Gönül rahatlığıyla seriyi elde edebilirsiniz. Ayrıca final kitabının ciltli ve ciltsiz sürümleri çok yakında bizlerle paylaşılacak. O zaman Yıldızların Laneti serisi sizleri bekler!

Gökyüzünün Cenneti'nin Konusu Nedir?

Savaştan sonra yaralarının iyileşmesine bile fırsat bulamadan bir krallık kurmak için yola çıkan Victoria Sirius, aşkla özgürlük arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Bir savaşı kazandığını düşünürken kalbindeki savaşı kaybetmek üzere olduğunu fark eder.

Tacını William'a teslim ettiğinde ülkenin dört bir yanında isyanlar başlar. Sevdikleri için son kez mücadele etmeye karar verdiğinde kazanmanın biraz da kaybetmek anlamına geldiğini en acı şekilde öğrenir.

"Bizim yaşamımıza bile izin vermeyenler sizce kendilerini yönetmemize izin verirler mi?"

Yıldızların Laneti Serisi Kaç Kitaptan Oluşuyor?

Seriyi merak edenler için kitapların sıralamasını yaptık:

Birinci Kitap: Yıldızların Laneti
İkinci Kitap: Güllerin İhaneti
Üçüncü Kitap: Küllerin Kehaneti
Dördüncü Kitap (final): Gökyüzünün Cenneti


Serinin Final Kitabı Nasıl Olacak?

En merak edilen konulardan birisi de serinin final kitabının nasıl olacağı. Sonuçta muhteşem bir seri artık noktalanıyor.

Bazen bir kalbi kazanmak bir savaşı kazanmaktan daha zor olabilir.

Roman tamı tamına 312 sayfa olacak ve türü tabii ki de fantastik ve distopik. Roman ciltli ve ciltsiz seçenekleriyle çok yakında satışta olacak. Ayrıca her kitapta poster ve ayraç da yerini alacak. Şimdiden bu güzellikleri görmek için sabırsızlanıyoruz!

Peki siz Yıldızların Laneti serisinin sonlanmasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Sizce serinin dördüncü kitabı nasıl olacak? Ayrıca göz kamaştıran kitap tasarımıyla ilgili neler söylemek isterseniz? Yorumlarda buluşalım!

19 Ekim 2023 Perşembe

40. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı Başlıyor!

Ekim 19, 2023 2

Evet, yanlış okumadınız. 40. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı 28 Ekim 2023 tarihinde başlıyor! 28 Ekim - 05 Kasım 2023 tarihleri arasında düzenlenecek olan fuar Büyükçekmece Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenecek.

Birçok yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımı beklenen TÜYAP kitap fuarında, dokuz gün boyunca panel, söyleşi, şiir dinletisi ve çocuk atölyelerinden oluşan kültür etkinliklerinde ve imza günlerinde yazarlar okurlarıyla buluşacak. Zaten çoğu yayınevi şimdiden sosyal medya hesaplarından fuardaki yerlerini yavaş yavaş paylaşmaya başladı.

40. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 1000'i aşkın yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla yüzlerce yazarı İstanbul ve çevre kentlerden okuyucularla buluşturacak. Bu sene 40. yılını kutlayacak olan ve düzenlendiği ilk yıldan bu yana çok sayıda kültür etkinliklerine ev sahipliği yapan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı 2023 yılında da kitapseverler ile buluşmak için gün sayıyor.

Kitap Fuarının Onur Yazarı Nermin Abadan Unat Oldu!

Her fuar yılı hem onur yazarı hem de teması açıklanan TÜYAP Kitap fuarının bu yıl da onur yazarı ve teması geçen günlerde belirlendi. TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu kararıyla açıklanan aday, yazar Sayın Nermin Abadan Unat oldu. Türkiye'de iletişim bilimlerinin oluşumuna katkı veren öncü isim Nermin Abadan Unat 40. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı "Onur Yazarı" olarak belirlendi.

Wikipedia'dan Onur Yazar listesine baktığımızda 2019 yılında Adnan Özyalçıner, 2018 yılında Selim İleri ve 2017 yılında da Ayla Kutlu olmuştu. Geçtiğimiz yıl da ise Nazlı Eray "Onur Yazarı" olarak belirlenmişti.

TÜYAP Kitap Fuarının Bu Yılki Teması: "Yaşasın Cumhuriyet!"

"Yaşasın Cumhuriyet" sloganı ile 28 Ekim - 5 Kasım tarihleri arasında, Beylikdüzü Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılacak fuarın "onur konuğu", yazar, çevirmen, hukukçu, sosyolog, siyaset ve iletişim bilimci Nermin Abadan Unat oldu. Fuar ücretleri bu yıl da öğrenci, öğretmen, emekli ve engellilere ücretsiz olmak üzere diğer yurttaşlar için 20 TL olarak belirlendi.

Yine önceki yıllara baktığımızda ise; 2019 yılında Edebiyatımızda 50 Kuşağı, 2018 yılında Hayatı Edebiyatla Kuşatmak ve 2017 yılında da İyi ki Varsın Edebiyat olarak belirlenmişti. Geçen yılın sloganı ise "Kitabın Büyülü Dünyası" olmuştu.

TÜYAP Kitap Fuarına Nasıl Gidilir?

Metrobüs ile Beylikdüzü Sondurak'ta indiğinizde fuara kolayca ulaşabilirsiniz. Özel aracınızla gelecekseniz, TEM Otoyolu, Mahmutbey gişelerinden devam ederek Bahçeşehir-Avcılar çıkışından ayrılınız. Avcılar istikametine devam edip 2 km sonra Büyükçekmece tabelası istikametinde E5 karayolu ile 3 km sonra TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'ne ulaşacaksınız.

40. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı Ziyaret Saatleri Kaçtır?

28 Ekim-5 Kasım tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'ndeki ziyaret saatlerini  not almanızda fayda var.

Hafta Sonu (28-29 Ekim / 4 Kasım 2023) : 10.00 - 20.00 saatleri arasında
Hafta İçi (30-31 Ekim / 1-2-3 Kasım 2023) : 10.00 - 19.00 saatleri arasında
Fuarın Son Günü (5 Kasım 2023) : 10.00 - 19.00 saatleri arasında olacak.

Yarım Milyondan Fazla Ziyaretçi Bekleniyor!

Açılış konuşmasını yapan Tüyap Fuarlar Yapım AŞ Genel Müdürü İlhan Ersözlü, fuarın bu yıl 40 salona yayıldığını belirterek 1000 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katıldığını, 400'den fazla kültür etkinliğinin yapılacağını ve 2 binden fazla yazarın imza gününde okuyucuyla buluşacağını vurguladı. 

Fuarın bu yılki odak pazar ülkesi Hindistan. Yarım milyondan fazla ziyaretçi beklediklerinin altını çizen Ersözlü, fuarın 40. yılı olması nedeniyle 1987 yılından bugüne fuarın onur yazarları ile ilgili bir kitabın hazırlandığı ve kitabın sergisinin de fuarda ziyaretçilerle buluşturulacağını vurguladı. Ersözlü, "Heyecanlıyız. Cumhuriyetin 100. yılını kutladığımız döneme denk gelmesi de bizleri daha da mutlu etti." dedi.

Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk de 12 Eylül Darbesi'ni vurguladı. Kocatürk: "Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin, yayıncıları kitaplarını raflara koymadığı için sırtlarında taşıyarak fuara getirmişti. Tüyap'ın o karanlık dönemde kitabı insanlarla nasıl buluşturduğunu hatırlıyorum." dedi.

Peki sizler neler düşünüyorsunuz? TÜYAP Kitap Fuarına önceden hiç katılmış mıydınız? Bu yıl da TÜYAP Kitap Fuarı'na katılmayı düşünüyor musunuz? Sizce kitap fuarları ülkemizde daha da yaygınlaşmalı mı? Yorumlarınızı dört gözle bekliyoruz!

16 Ekim 2023 Pazartesi

Duvarın Ardında Bir Dünya: Filozofya

Ekim 16, 2023 2

Bugün çok eşsiz bir kitabı sizlerle paylaşıyoruz. Filozofya ile duvarın ardında, sorguladığımız ve tartıştığımız yepyeni bir dünyaya açılıyoruz! 

" 'Özgürlük nedir, hak ve sorumluluklarımız nelerdir?' gibi birçok soruyu çocuklar bilmez deyip geçmiyoruz ve onları tartışmaya davet ediyoruz!" diyor yazar Nurgül Bahar. Evet, çocukların o büyüleyici sorularına Filozofya ile buluşturuyoruz.

Dediğimiz gibi bugün çok özel bir kitabı sizlere tanıtacağız. Açıkçası Filozofya sadece bir çocukların okuması gereken bir eser değil, ebeveynlerin hatta öğretmenlerin de okuması gereken bir eser olarak düşünüyoruz. Çünkü kitabın okuyucularına yönelttiği sorular, çok derin. Özellikle de çocukların o en güzel günlerinde, o muhteşem fikirlerin büyüyüp yeşermesi bizlere bağlı.

Filozofya Konusu Nedir?

"Duvarda bir boşluk var! Yoksa bu duvarın arkasında gizli kalmış kocaman bir dünya mı var? Benimle birlikte gizemli duvarın arkasını görmeye hazır mısın?"

Gizemli duvarın arkasında... Birbirinden farklı karakterler... Birbirinden tuhaf olaylar... Birbirinden ilginç sorular ve bambaşka cevaplar... 

Her şey, Kerem'e verilen bir ödevle başladı. Her şeyi sorgulamaya başlayan Kerem'e duvarın arkasındaki sırlı dünyanın kapısı açıldı. Bu kitabı okuduktan sonra senin de düşüncelerinde gizemli bir kapı açılacak. O kapıdan geçtiğinde kafanda birçok soru olacak! Cevapları sende olan.

Yorum yapmak için soru sormak gerçekten öğrenmek istemek değildir.


Filozofya, ilk genç okurlarına soru sormanın, sorgulamanın önemini, olayların derinine inebilmeyi, farklı görüşlere saygı göstermeyi, kavga etmeden tartışabilmeyi öğretecek. Yetişkinlerin çocuklarla, gençlerle; çocukların, gençlerin de yetişkinlerle empati kurabilmesini sağlayacak. Felsefeyi sevdirecek. Soru sormaya yönlendirerek ilk genç okurlarının kendilerini keşfetmelerine yardımcı olacak.

Çocuklarda Soru Sorma Niçin Önemlidir?

Çocuklarda soru sorma, meraklarını keşfetmeleri, dünyayı anlamaları ve daha bilinçli ve meraklı bireyler olmaları için kritik bir beceridir. 

Bu nedenle, çocukların sorularına açık bir şekilde yanıt vermek ve soru sormalarını teşvik etmek önemlidir. Peki soru sormanın avantajları nelerdir? Hadi gelin hep birlikte bir inceleyelim!

  • Öğrenmeyi Teşvik Eder: Soru sormak, çocukların meraklarını tatmin etmelerine ve yeni bilgiler edinmelerine yardımcı olur. Bu, öğrenmeyi daha eğlenceli ve etkili hale getirir.
  • Eleştirel Düşünmeyi Geliştirir: Soru sormak, çocukların düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Sorular, problem çözme yeteneklerini ve eleştirel düşünmeyi teşvik eder.
  • Kendilerini İfade Etme Yeteneğini Artırır: Soru sormak, çocukların duygu ve düşüncelerini ifade etmelerini sağlar. Bu, duygusal zeka ve iletişim becerilerini geliştirir.
  • Sosyal İletişimi Güçlendirir: Soru sormak, çocukların başkalarıyla etkileşimde bulunmalarına yardımcı olur. Arkadaşlarıyla, aileleriyle ve öğretmenleriyle daha iyi iletişim kurmalarına olanak tanır.
  • Keşif ve Yaratıcılığı Teşvik Eder: Sorular, çocukların çevrelerini keşfetmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Bu, yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirir.
  • Kendi Sorumluluklarını Üstlenmelerine Yardımcı Olur: Soru sormak, çocukların kendi öğrenme süreçlerini yönlendirmelerine yardımcı olur. Bu, özgüvenlerini artırır ve kendi sorumluluklarını üstlenmeyi öğretir.
  • Empatiyi Geliştirir: Sorular, çocukların başkalarının bakış açılarını anlamalarına yardımcı olur. Bu, empati geliştirmelerine ve insanlar arasında daha iyi ilişkiler kurmalarına katkı sağlar.
  • Sürekli Öğrenmeyi Teşvik Eder: Soru sorma alışkanlığı, çocukların yaşamları boyunca sürekli öğrenmeyi teşvik eder. Bu, hayat boyu öğrenme felsefesini benimsemelerine yardımcı olur.

Çocuklar Soru Sormanın Önemine Dair Bilimsel Çalışmalar

Çocuklarda soru sormanın önemine dair birçok bilimsel çalışma ve araştırma bulunmaktadır. İşte bu çalışmalardan bazıları şunlar: 
  1. Michigan Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, çocukların neden-sonuç ilişkilerini daha iyi anlamalarına ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olan sorular sorduklarını gösteriyor. Soru sorma, öğrenmeyi teşvik eder.
  2. Cornell Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, çocukların sorular sormasıyla beyinlerinin geliştiğini gösterdi. Soru sormak, beyinlerin daha fazla bilgiyi işlemesini ve yeni bağlantılar oluşturmasını teşvik eder.
  3. İngiltere'de yapılan bir araştırma, çocukların soru sorma alışkanlığının eleştirel düşünmeyi geliştirdiğini ve problem çözme becerilerini artırdığını gösterdi. Soru sormak, çocukların mantıklı düşünmelerini teşvik eder.
  4. Harvard Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırma, soru sormanın sosyal becerileri geliştirdiğini ve çocukların başkalarıyla daha iyi iletişim kurmalarına yardımcı olduğunu gösterdi. Soru sormak, başkalarıyla etkileşimde bulunmayı teşvik eder.
  5. İspanya'da yürütülen bir çalışma, çocukların soru sorma alışkanlığının meraklarını güçlendirdiğini gösterdi. Merak, yeni bilgileri keşfetme motivasyonunu artırır.
  6. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde yapılan bir araştırma, soru sormanın çocukların özgüvenlerini artırdığını ve daha aktif öğrenmelerini teşvik ettiğini gösterdi.
  7. Üsküp Üniversitesi'nde yürütülen bir çalışma, çocukların soru sorma alışkanlığının problem çözme becerilerini geliştirdiğini ve bu becerilerin ilerleyen yaşlarda da faydalı olduğunu ortaya koydu.
Bu bilimsel araştırmalar, çocukların soru sorma alışkanlığının öğrenme, düşünme ve sosyal becerilerini geliştirmeye yardımcı olduğunu göstermektedir. Soru sorma, çocukların meraklarını tatmin etmelerini ve bilgiyi daha iyi anlamalarını sağlayan önemli bir öğrenme aracıdır.

Peki siz Filozofya'yı görmüş muydunuz? Kitabın konusuyla ile ilgili düşünceleriniz neler? Çocuklarda soru sorma konusunda neler düşünüyorsunuz? Bu türden kitapları daha önce okumuş muydunuz? Yorumlarda buluşalım!

14 Ekim 2023 Cumartesi

Anime ve Manga Sevenlere | Asi Gökler

Ekim 14, 2023 0

Anime ve manga severler için yepyeni fantastik bir serinin çıkış romanıyla sizlerleyiz!

İlk baskısını Genç Timaş yaptı. Fantastik bir seri olarak paylaşılan Asi Gökler, anime ve manga sevenlerin kaçırmaması gereken bir roman.

Detaylara geçmeden önce aramızda manga ve anime sevenler varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden en sevdiğiniz manga veya anime serisini bizlerle paylaşabilirsiniz. Ayrıca özellikle tanıtılmasını istediğiniz bir anime veya manga varsa yorumlarda ayrıca belirtebilirsiniz. Çünkü bir sonraki yazımızda anime sevenlere kitap önerilerinde bulunacağız. Anime ve mangaya yeni başlayacak arkadaşlarımıza da böylelikle yardımcı olabiliriz. O zaman öneriler yorumlarda yer almışsa haberin detaylarına geçebiliriz!

Ann Sei Lin Kimdir?

Ann Sei Lin, fantastik olan her şeye aşık bir yazar ve kütüphanecidir. Her ne kadar Londra artık onun evi olsa da, birkaç yılını Japonya'nın Chiba kentinde yaşayıp çalışarak geçirdi. Yazmadığı zamanlarda genellikle ders çalışıyor, oyun oynuyor ya da o origami tavşanını yüzüncü kez yapmaya çalışıyor.

İlk üçlemesinin ilk kitabı olan Rebel Skies (Asi Gökler), Meiji dönemine dayanan, origami büyüsü, güçlü shikigami ve gökyüzü şehirleriyle dolu, Ghibli tarzı bir Asya Fantazi kitabıdır. Seri şu anlık yurt dışında iki kitaptır. Üçüncü kitap da çok yakın bir zamanda çıkması planlanıyor.

Walker Books tarafından Mart 2022'de yayınlanmıştır. The North Literary Agency'de Lina Langlee tarafından da temsil edilmektedir.

Mikoşima İmparatorluğu Serisi Kaç Kitaptan Oluşuyor?

Serinin ilk kitabı ülkemizde yavaş yavaş çıkmaya başladı. Fakat serinin diğer kitapları hakkında bir bilgi mevcut değil şimdilik.

Mikoşima İmparatorluğu Serisi
Birinci Kitap: Asi Gökler
İkinci Kitap: Asi Ateş
Üçüncü Kitap: Çok Yakında!

Yazar Ann Sei Lin verdiği bir röportajda serinin üçüncü kitabı hakkında şunları söyledi:

"Üçüncü Kitap serinin sonuncusu ve sonrasında maalesef veda etmek zorundayım. Yine de bir gün geri gelmeyi çok isterim. Eminim bu evrende hâlâ anlatılacak pek çok hikaye ve içine dalınacak pek çok karakter vardır. Sinemaya gelince, dudaklarım mühürlendi!"

Ayrıca yazar şunları da ekledi:

"Asi Gökler'i ilk yazmaya başladığımda, üç kitabın da olaylarını planlamıştım. Yazma sürecinde bazı şeyler değişti ama yine de nereye gideceğimi önceden bilmek isterim. Ben her zaman bir komplocu oldum; Önümde bir çerçeve olmadığı sürece yazamam."

Asi Gökler'in Konusu Nedir?

Asi Gökler konusu şöyle: Mikoşima İmparatorluğu çalkalanıyor! Yer şehirleri ve gök şehirleri arasındaki mücadele, başına buyruk kâğıt canavarların saldırıya geçmesiyle daha da ilginç bir hâl aldı. 

Kurara'nın bildiği tek evi yerle bir olunca, kaçarken yaralanan en yakın arkadaşı Haru'yu kurtarmak için bir savaş gemisine atlayıp yeni bir maceraya yelken açmaktan başka bir şansı kalmadı. Hünerbaz Kurara'nın kimsede olmayan yetenekleri bir lütuf olduğu kadar aynı zamanda başına bela da açabiliyor. 

Kurara bu savaşta hangi tarafı seçecek?

Asi Gökler'i Niçin Okumalısın?

Anime, manga ve çizgi romanlardan alışık olduğumuz dünyaların detaylı bir anlatımının yapıldığı, kitaplığımızda bu konuda benzeri olmayan bir üçlemenin ilk kitabı. Çok satan fantastik kitaplarda olduğu gibi yalnızca kendine özel nesnelere, olaylara ve durumlara sahip bir evrende geçen bir kitap.

Hikâye, en yakın arkadaşını yeniden hayata döndürmek için bir sürü zorlukla mücadele etmeyi göze alan bir kız çocuğuna dayanıyor. Gücü elinde tutan ve olayların merkezinde yer alan kadın karakterler barındıran bir kitap. Ana karakter Kurara, hikâye boyunca kendisini zora sokacak şeylerle karşılaşsa da bunlar onu yalnızca daha da güçlendiriyor.

Okuyucuyu şaşırtan ters köşelerin olduğu, entrika dolu olayların bitmediği hikâyesiyle sürükleyici bir anlatıma sahip. Ayrıca Japon kültüründen birçok öğe de içeriyor.

Peki siz Asi Gökler için heyecanlı mısınız? Yazar Ann Sei Lin'i daha önce tanıyor muydunuz? Seri hakkında düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.