27 Mayıs 2023 Cumartesi

İspanyol Edebiyatında Okunması Gereken Kitaplar

Mayıs 27, 2023 2

Hola de nuevo a todos! Hoy hemos preparado para ti los libros que se deben leer en la literatura española, que tiene una historia muy arraigada.

Bugün de bambaşka bir edebiyat dünyasına yolculuk yapıyoruz. İlk durağımız ise İspanyol Edebiyatında okunması gereken kitaplar.

Bir önceki gönderimizde yapılan yorumlar ve yaptığımız anketler sonucunda dünya edebiyatı serimizin rotası İspanya oldu. Eğer bir sonraki edebiyat turunun rotasını belirlemek isterseniz aşağıdaki yorumlar bölümünden görüşlerinizi bizlerle paylaşabilir ya da bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip ederek isteklerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. En çok istek alan ülkenin edebiyatını da bir sonraki yayınımızda sizlerle paylaşacağız.

İspanyol Edebiyatı, İspanya'da üretilen edebi eserlerin genel adıdır ve köklü bir tarihe sahiptir. İspanyol edebiyatı, Orta Çağ'dan günümüze kadar uzanan birçok dönemi kapsamaktadır. İspanyol Edebiyatı; tarih boyunca politik, toplumsal ve kültürel değişimlerden etkilenmiş ve bu değişimleri yansıtan önemli eserlere ev sahipliği yapmıştır.

Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel García Márquez

Gabriel García Márquez, Kolombiyalı bir yazar olmasına rağmen, İspanyol edebiyatının önemli isimlerinden biridir. "Yüzyıllık Yalnızlık" (Cien años de soledad) adlı romanı, Márquez'in en tanınmış eseridir. Bu roman, büyülü gerçekçilik tarzının önemli bir örneği sayılmaktadır.

Yüzyıllık Yalnızlık, Macondo adlı hayali bir kasabanın kuruluşundan yıkılışına kadar ailesi ve nesilleri üzerinden geçen bir hikayeyi anlatır. Márquez'in olağanüstü anlatımıyla dolu olan bu epik roman, gerçeküstü unsurlar, büyülü atmosferler, eşsiz karakterler ve zengin aile tarihleriyle doludur. Aynı zamanda kitap, Latin Amerika'nın tarih, politika ve sosyal değişimlerine de göndermeler yapar.

Yüzyıllık Yalnızlık, Márquez'in hayal gücünün ve dilinin muhteşem bir örneğidir. Latin Amerika edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir ve dünya çapında büyük bir etki yaratmıştır.

Kötülük dünyada değil, kişinin yüreğindedir.


Rüzgarın Gölgesi - Carlos Ruiz Zafón

Carlos Ruiz Zafón, İspanyol yazarlar arasında son dönemde büyük bir üne sahip olan bir yazardır. "Rüzgarın Gölgesi" (La sombra del viento) adlı romanı, Zafón'un en ünlü ve sevilen eseridir. Bu kitap, gizem, aşk, macera ve edebi bir atmosferin iç içe geçtiği bir hikaye sunmakta.

Rüzgarın Gölgesi, 1945 yılının Barselona'sında başlayan bir yolculuğu konu almaktadır. Ana karakter Daniel Sempere, babasının yönlendirmesiyle gizemli bir kitap olan "Rüzgarın Gölgesi" adlı bir kitabı keşfeder. Ancak bu kitap, bir sırrı da beraberinde getirir ve Daniel'in hayatını derinden etkiler. Daniel, bu sırrı çözmek için Barselona'nın sokaklarında dolaşırken aşk, dostluk ve tehlikeli olaylarla karşılaşır. İşte biz de bu kitabı okurken tüm heyecanlı olaylara tanıklık etmiş oluyoruz.

Her kitabın, gördüğün her cildin ruhu var. Onu yazanın ruhu, onu okuyan, onunla yaşayıp hayal kuranların ruhu... Bir kitap her el değiştirdiğinde, biri bakışlarını sayfalarında her gezdirdiğinde kitabın ruhu büyür ve güçlenir.


Sonsuzluk Çocuğu - Ana María Matute

Sonsuzluk Çocuğu, (Primera memoria) İspanyol yazar Ana María Matute'nin 1959 yılında yayımlanan romanıdır. Bu roman, Matute'nin en tanınmış ve sevilen eserlerinden birisidir.

Sonsuzluk Çocuğu, İspanya İç Savaşı'nın ardından Franco Diktatörlüğü döneminde geçen bir hikayeyi anlatır. Roman, başkarakteri Matia'nın gözünden İspanya'daki toplumsal değişimleri, zorlukları ve büyüme sürecini aktarır. Matia, ailesiyle birlikte bir kırsal bölgeden Madrid'e taşındıktan sonra, yeni bir hayata ve çevreye uyum sağlamaya çalışırken çocukluk arkadaşlarıyla da ayrı düşer. Roman, çocukluk, aidiyet, kimlik arayışı ve aile bağları gibi temaları ele alırken, toplumsal ve siyasi arka planı da gözler önüne serer.

Roman, çocukluk ve gençlik deneyimlerinin karmaşıklığını, travmalarını ve umutlarını çarpıcı bir şekilde anlatır. İspanya'da toplumsal değişim ve baskı altında büyüyen bir çocuğun iç dünyasına derinlemesine bir bakış sunar. Bu eser, Matute'nin İspanyol edebiyatındaki önemli yerini ve etkisini pekiştirir.

Karasevdalılar - Javier Marías

Javier Marías, günümüzün önde gelen İspanyol yazarlarından biridir. "Karasevdalılar" adlı romanı, Marías'ın başarılı eserlerinden biridir.

Maria Dolz her sabah işe gitmeden önce kahvaltı ettiği kafede adeta onun için bir mutluluk timsaline dönüşen evli bir çifti gözlemlemeye başlar. Ana karakter María Dolz, her gün gözlemlediği çiftin hayatından etkilenir ve zamanla karmaşık bir ilişkinin içine sürüklenir. Roman, aşkın, ihanetin, gizemin ve ölümün temalarını işlerken, insan ilişkilerinin karmaşıklığına ve hayatın rastlantılarına dair derin bir düşünceye sahiptir.

Sarhoş edici bir sevda, birbiri ardına patlak veren kah sevindirici kah üzücü olaylar, cömertlik ve bencillik halleri, cezasız kalma, ölenlerin hayatımızda yer işgal etmeyi sürdürmesi, hafıza, mutlak hakikatin bilinemezliği: Marias'ın en oyunbaz romanlarından biri olan Karasevdalılar'ın muammalarından bazıları. İnsan ilişkilerinin görünenin altında yatan karmaşık yapısına işlenmiş muammalar... Okunması gereken ilginç romanlardan.

Karasevdalılar, cinayet romanı gibi görünen metafizik bir keşif gezisi. (The Spectator)


Huzursuzluğun Kitabı - Fernando Pessoa

Huzursuzluğun Kitabı (El libro de la inquietud), Portekizli yazar Fernando Pessoa'nın ölümünden sonra keşfedilen ve derlenen bir eserdir. Hayali bir karakter üzerinden kurgulanmış olsa da Pessoa'nın yaşamına dair önemli izler taşımaktadır. 

Huzursuzluğun Kitabı, Pessoa'nın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir ve edebi dünyada büyük bir etki yaratmıştır. Kitap, düşüncelerin ve duyguların zengin bir labirentini sunar ve okuyuculara derin bir içsel keşif deneyimi yaşatır. Pessoa'nın çoklu kimlikleri aracılığıyla farklı perspektiflerden yazdığı bu eser, edebiyatseverler için derin bir okuma deneyimi sunmaktadır.

Tarihten, mi­toloji­den, edebiyattan, ruh­bi­lim­den haber­­­dar bir XX. yüzyıl insanı­nın gerçekliği yadsıyışının, kendini ha­yallere hapsedişinin adeta bir güncesidir. Gündüzleri bir ku­maş mağazasında çalışan; geceleri ise yalnızlığını yağmurun sesinde, ayak ses­le­rin­de duyumsayan bir Lizbonluydu Ber­nardo Soares ya da Fernando Pessoa.

İstemeden varım, istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum...


Peki sizler hangi romanı daha önce okudunuz? İspanyol Edebiyatı hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce İspanyol Edebiyatının en iyi yazarı kimdir? Yorumlarda buluşalım.

16 Nisan 2023 Pazar

Haruki Murakami Yeni Romanını Duyurdu!

Nisan 16, 2023 4

Dünyaca ünlü yazar Haruki Murakami yeni romanını okurseverlerle buluşturdu. 

Japon yazar Murakami 6 yıl aradan sonra yeni romanını duyurdu. Romanın orijinal adı "Maçi to Sono Futaşika na Kabe" olan ve İngilizce adıyla da "The City and its Uncertain Walls" olan kitap Japonya'da raflardaki yerini çoktan almaya başladı. 

Haruki Murakami özellikle de edebiyat dünyasındaki ünüyle ve yankı uyandıran eserleriyle tanınmakta. Eserleri her geçen gün rekor kırmaya devam ederken bu yeni roman okurseverler tarafından ilgiyle karşılandı.

Kitabın ilk baskısı Japonya'da büyük bir ilgi toplamışken diğer ülkelerin de kitabın basımı nasıl yapılacağına dair bir merak mevcut. Şimdiye dek Murakami'nin eserleri 50 farklı dilde mevcut.

İlk Basımı 300 Bin Adet!

Evet, yanlış duymadınız. Kitabın ilk basımı 300 bin adet olarak belirlendi. Aynı zamanda basımın yanında elektronik baskısı da piyasaya beraber sürüldüğü belirtildi. Ayrıca kitap ile ilgili şu ana kadar bilinen tek şey ise tanıtım cümlesi oldu.

"O şehre gitmek zorundayım. Ne pahasına olursa olsun, oraya gitmeliyim."

Gizli bir arşivdeki "eski bir rüyanın" kilidinin açılıp uyanması gibi, mühürlenmiş bir hikâye derinlerde sessizce harekete geçiyor. Ruhunuzu sarsacak arılıkta %100 Murakami Dünyası.

2024 Yılının Yazında Türk Okuyucusuyla Buluşacak!

Haruki Murakami'nin romanlarının Türkçe çevirmeni olan Ali Volkan Erdemir'in yapmış olduğu röportajda, kitabın 2024 yılının yazında Türk okuyucuyla buluşacağını duyurdu.

Kitabın ismi hakkında da Ali Volkan Erdemir şunları söyledi: "Romanın Türkçe baskısı için ilk düşündüğüm ad, Şehir ve Onun Belirsiz Duvarları. Ancak çeviri ilerledikçe editör arkadaşım Handan Akdemir’le romanın nihai adı üzerine daha net bir karar veririz."

Ayrıca kitabın yaklaşık 550 sayfa olacağı ve romanın içeriği hakkında henüz detaylı bir bilginin olmadığını dile getirdi. En önemli soru ise Haruki Murakami'nin bu yeni romanı diğer romanlarıyla ne kadar bağlantılı olacağı konusu. İşte bu sır da 2024 yılında çözülecek.

Japonya'daki raflarda boy gösteren yeni roman basımıyla ve renk seçimleriyle dikkat çekiyor. Okuyucuların da en çok merak ettiği konu ülkemizdeki basımının nasıl olacağı. İşte bunu da bize zaman gösterecek.

Peki sizler neler düşünüyorsunuz? Haruki Murakami'nin yeni romanını merakla bekliyor musunuz? Sizce ülkemizdeki basımı nasıl olacak? Yorumlarda buluşalım!

Röportajın Detayları için Tıkla!

2 Nisan 2023 Pazar

Oğuz Aktürk'ün İlk Romanı: Kimlink

Nisan 02, 2023 16

Eğer sıkı bir 1000Kitap kullanıcı iseniz çoğunuz Oğuz Aktürk'ü daha doğrusu Distopikokur'u tanıyorsunuzdur. Hem 1000Kitap hem Instagram hem de YouTube gibi birçok mecradan içeriklerini paylaşan Oğuz Aktürk'ün ilk romanı Kimlink 1 Nisan 2023 tarihinde okurseverlerle buluştu!

Bu güzel haberi bizlerle paylaşan Aktürk'ün 1 Nisan gününe denk getirmesiyle de birçok okur tarafından ilk bakışta bir şaka olduğu zannedildi. Aktürk'ün bir sonraki paylaşımıyla da bunun bir şaka olmadığı ve gerçekten de kendi kitabının çıktığını bir kez daha okurlarıyla paylaşmış oldu.

Uzun zamandır kendisini takip ettiğimizden dolayı bu güzel haberi siz Konumuz Kitap okuyucularıyla da paylaşmak istedik. Açıkçası bu romanı seveceğinizden eminiz. Çünkü Kimlink bir üstopya romanı.

Sürpriz... Kitap Yazdım!

Çoğu okurun yukarıdaki yazıyı görüp iki üç defa okuduğuna yemin edebiliriz bence. Ayrıca kendisi hem gönderi olarak hem de video çekerek bu güzel haberi bizlere duyurdu. İşte Oğuz Aktürk'ün Kimlink duyurusu:

Bir süredir yazılıp çiziliyor. Konuyla ilgili konuşuluyor. Bana da her gün soruyorlar... Doğru mu değil mi? Değil desem de inanmıyorlar. Belki de haklılar. Sürpriz... İlk romanım Kimlink artık sizlerle!

Daha önce burada yüzlerce kitabın incelemesini yazarken bu kadar zorlanmamıştım ama ilk kitabım için duyduğum heyecanı da sizlerle paylaşmadan edemedim. Kimlink bir üstopya romanı. Yıllardır burada "distopikokur" ismini kullanmama bakmayın. Gerçek hayatta o kadar da "distopik" biri değilim aslında. O yüzden hayatta hem ütopya hem de distopyaların belli oranda yerinin olduğunu düşünüyorum. Ama beni ekranların ardından görebildiğiniz kadarıyla tanıyorsunuz elbette. Bu yüzden bu kitabı okurlarımla -yani sizlerle- bir tanışma fırsatı olarak görüyorum.

Her gün sosyal medya kullanıyoruz. Her günümüz teknolojiyle iç içe geçiyor. Size bunları yazarken bile teknolojiyi kullanarak ulaşabiliyorum. Teknoloji ve linkler hepimiz için yeni gerçeklikler ve yeni kimlikler inşa ediyor. O yüzden artık ben "kimlink"imden bağımsız değilim, olamam da. Hepinizin de kendisine has kimlinkleri var burada.

Ne de olsa: "Yabani bitkileri ve hayvanları avlayarak dünya serüvenine başlayan insanoğlu, artık link avlayıp toplayan bir ekranoğluna dönüşmüştür." [s. 154]

Eh, çok uzatmayayım. Her zaman uzatıyorum zaten, az konuşmayı bir türlü öğrenemedim. Bu sefer yazması benden, okuyup yorumlaması da sizden olsun. :)

"Kimlink" Bize Ne Anlatıyor?

Dünyadaki en kötü şeylerden biri, gücü elinde bulunduranların dünyanın dönüş hızıyla oynamasıydı. Kitle denilen bu mekanizmanın içindeki basit vidalardan bir tanesiydi kendisi de. Belki de sadece tek vida çıksa hiç etkilenmeyecek ama birkaç vidadan sonra yerinden oynamaya başlayacak dengesizin tekiydi bu kitle dedikleri.

Kimlink'te, hayat damarları koparılan, teknolojinin esiri olan, hatta teknolojileşen insanlar arasında kendini tekrar var etme çabasına giren bir adamın mücadelesine tanık oluyoruz. İnsanların bütün varlıklarının sıfır ve birlere indirgendiği, insanlık halinin ekranlık haline dönüştüğü bu distopyada, geçmişin ütopyasının peşine düşen başkarakter, kilitli kaldığı elektronik dört duvardan çıkmanın yollarını arayacaktır. Anlatılan, boynu eğiklerin hikâyesidir!

"Alıntılarla yaşayan" Oğuz Aktürk'ten, "linklerle yaşayan" bir toplum eleştirisi... 

Buradan Konumuz Kitap olarak Oğuz Aktürk'e yeni romanında başarılar ve bol okurlar dileriz. Ayrıca sosyal medya hesaplarımdan kitabın duyurusunun altına yorumunuzu bırakırsanız 2 kişiye Kimlink'i imzalı olarak hediye edecek, belki de ilerde bir sürprizimiz de olur bizden söylemesi...

Peki sizler neler düşünüyorsunuz? Oğuz Aktürk'ü tanıyor muydunuz? Oğuz Aktürk'ün de yazdığı gibi "linklerle yaşayan" bir topluma mı dönüştük? Yorumlarda buluşalım!

Sen de bir kitap yaz da biz de seni okuyalım o zaman!


Beğeni yetmezliği. Son dönemin popüler hastalıklarından.


Günün ilk yalnızlıklarından arınmanın peşinde. Vaftizini kalabalıklarla yapıyor. Herkes kendi yalnızlığını kamufle edebilmenin yollarını arıyor.


Yabani bitkileri ve hayvanları avlayarak dünya serüvenine başlayan insanoğlu, artık link avlayıp toplayan bir ekranoğluna dönüşmüştür.

31 Mart 2023 Cuma

Sezin Karameşe'nin Yeni Romanı: On Dün Önceki Kız

Mart 31, 2023 6

İlk romanı Otuz Yedi ile büyük yankı uyandıran Sezin Karameşe, zihninin dehlizlerinden çıkardığı yeni romanı On Dün Önceki Kız olağanüstü bir kurguyla yeniden okur karşısında.

Çoğu okurun merakla beklediği roman On Dün Önceki Kız ön siparişe açıldı. İlk kitabı Otuz Yedi ile adından sıkça söz ettiren ve kalemiyle hayran bıraktıran Sezin Karameşe'nin ikinci romanı On Dün Önceki Kız büyük bir ilgiyle karşılandı. 

Hem kitaba dair yapılan yorumlar hem de ön siparişe gelen yoğun istekler okurseverler tarafından olumlu not almaya devam ediyor. Sezin Karameşe kitabın çıkmasına iki hafta kala sosyal medya hesaplarından okuyucularına bu güzel haberi vermişti. Konumuz Kitap ekibi olarak da bu güzel haberi siz okuyucularımızla paylaşmak için can atıyorduk. Şimdi gelelim On Dün Önceki Kız ile ilgili detaylarımıza...

On Dün Önceki Kız'ın Konusu Nedir?

Yaşanmışlıkların acısı, hayatı çekilmez bir hale getirmeye başladığında tek çare ölmek midir? Bir ihtimal daha varsa buna kim hayır diyebilir?

Leyla için bir ihtimal daha vardı ve hayır diyemedi. Yolları Müphem ailesi ile kesiştiğinde hayatına yepyeni bir umut ışığı doğdu. Şimdi, geçmişe ve geleceğe gidecek, her şeyin düzelmesi için elinden geleni yapacaktı. Fakat geleceğe vardığında asla karşılaşmaması gereken biriyle karşılaştı. Yaptığı her hamle olayları daha da içinden çıkılmaz bir noktaya sürüklerken, kendisini aşkı ve arkadaşlığı sorguladığı karanlık bir labirentin içinde çıkış yolu ararken buldu.

Kısacası; Leyla'nın seçimleri hem kendisinin hem de çevresindekilerin hayatlarını etkilerken sürükleyici bir macera da boy göstermeye başlar.

İlk romanı Otuz Yedi ile büyük yankı uyandıran Sezin Karameşe, zihninin dehlizlerinden çıkardığı olağanüstü bir kurguyla yeniden okur karşısında. On Dün Önceki Kız'ı okurken nefesinizi tutacak, gelmesini asla istemediğiniz bir sona merakla koşacaksınız. Ve orada sizi büyük bir sürpriz bekliyor olacak.

Herkesin Bu Hayata Bir Geliş Amacı Vardır...

On Dün Önceki Kız'ın kapakta yer alan "Herkesin bu hayata bir geliş amacı vardır." sözü kitabı en iyi şekilde tanıtmakta. Yazar Sezin Karameşe'nin ilk romanı Otuz Yedi'de olduğu gibi On Dün Önceki Kız'da da zengin hayal gücü ve akıcı anlatımıyla dikkat çekiyor. 

Romanın sonunda okurları şaşırtacak bir sürpriz de bekliyor bizden söylemesi. On Dün Önceki Kız, edebiyat severlerin kaçırmaması gereken bir eser. Sezin Karameşe, ilk romanı Otuz Yedi'de olduğu gibi, bu romanda da okuru şaşırtan ve sürükleyen bir kurguya mevcut. 

On Dün Önceki Kız, zaman yolculuğunun getirdiği sorunları, insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve hayatın anlamını sorgulatan bir roman. Okurken nefesinizi tutacak, gelmesini asla istemediğiniz bir sona merakla koşacaksınız. Ve orada sizi büyük bir sürpriz bekliyor olacak.

Peki sizler neler düşünüyorsunuz? Kitabın adı hakkında düşünceleriniz neler? Sezin Karameşe'yi daha önce okumuş muydunuz? Bu romandan beklentileriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

26 Mart 2023 Pazar

Millie Bobby Brown'ın İlk Romanı: Nineteen Steps

Mart 26, 2023 6

Şüphesiz Millie Bobby Brown'u herkes Stranger Things'den tanır. Özellikle de Enola Holmes karakteriyle de adından sıkça söz ettiren Millie Bobby Brown, ilk romanıyla okurların karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

Geçtiğimiz günlerde Millie Bobby Brown ilk romanı olan "Nineteen Steps" romanını duyurdu. Özellikle de hayranları çıkacak olan romanı dört gözle beklediklerini sosyal medyada dile getirdiler.

2018 yılının kasım ayında UNICEF İyi Niyet Elçisi olarak atanan ve bugüne kadarki en genç elçi olan Brown, aynı zamanda Enola Holmes ile yapımcılığa da adımını atmıştı. Çoğumuz heyecanla Stranger Things'in yeni sezonunu ve 13 Ekim 2023 tarihinde Netflix'de yayınlanacak olan Damsel'ı beklerken roman duyurusu hayranları şaşırttı.

Aşk, Kayıp ve Sırların Epik Hikâyesi...

Roman Nineteen Steps (On Dokuz Adım), 2. Dünya Savaşı zamanındaki bir aşk hikayesini anlatıyor. Ayrıca Brown, romanda kendi aile geçmişinden de esinlenmiş.

Millie Bobby Brown ilk romanı hakkında yaptığı açıklamada: "Büyükannem Ruth'tan ilham alarak yazdığım bu kitap benim için çok kişisel ve önemli. Savaş zamanında yaşadığı sürece dair hikâyelerini dinleyerek büyüdüm. Anlattıklarını yaşatacak olmaktan onur duyuyorum." dedi. Kısacası aşk, kayıp ve sırların epik hikayesini okuyacağız.

Nineteen Steps Konusu Nedir?

Brown'un ilk kitabı Nineteen Steps konusu itibariyle ilgi çekmeye devam ediyor. Nineteen Steps'in konusu ise şöyle:

Yıl 1942 ve ikinci dünya savaşı şiddetlenirken Londra sürekli düşman saldırısı tehdidi altında. Bethnal Green Tünel Faciasında Nellie Morris, yer altı sığınaklarından zarar görmeden çıktığı için her gününü şanslı saymaktadır. 

Savaştan üç yıl sonra, belediye başkanına yardım etme işi ve en iyi arkadaşıyla yerel bir barda geçirdiği geceler gibi normalliğin kalıntılarına tutunarak yaşamaya devam etmektedir. Ancak yakınlarda konuşlanmış Amerikalı bir havacı olan Ray ile tesadüfen karşılaşan Nellie, daha geniş bir dünya fikriyle büyülenir. 

Nellie, Ray ile heyecan verici yeni bir hayatı kucaklamaya başladığında, bir akşam bir hava saldırısında korkunç bir olay meydana gelir ve sonuçları felaket olur. O geceyle ilgili gerçek ortaya çıkınca Nellie'nin dünyası paramparça olur. Tüm umutlar kaybolmuş gibi göründüğünde. Nellie, her şeye rağmen aşkın ve mutluluğun galip gelebileceğini keşfeder.

Aşk en karanlık günlerde çiçek açar...

Nineteen Steps, yazarın aile geçmişinden ilham alan derinden etkileyen, büyüleyici roman. Özlem, kayıp ve sırlarla ilgili destansı bir hikaye olan Millie Bobby Brown'ın itici çıkışı, unutulmaz, cesur bir genç kadını tanıtıyor ve sevginin gücündeki gücü cesurca tasvir ediyor.

Nineteen Steps 12 Eylül 2023'te Kitapçılarda Yerini Alacak!

Nineteen Steps'i, "Kadın dayanıklılığı ve insan ruhu hakkında hassas, ilham verici bir hikaye." olarak tanımlayan ve romanın editörü olan Liz Stein, HarperCollins tarafından yayınlanacak. 

Ayrıca Stein roman için: "Hem iç açıcı hem de yürek burkan bu roman, ailede, dostlukta ve toplum içinde bulduğumuz gücü ve cesareti tasvir ediyor. Romanın özündeki akıldan çıkmayan, gerçek trajediden inanılmaz derecede etkilendim ve savaş zamanındaki unutulmaz aşk portresi beni büyüledi." yorumunda da bulundu.

Nineteen Steps, yurt dışında 12 Eylül 2023 tarihinde kitapçılardaki yerini alacak. Romanın dilimize çevrilip çevrilmeyeceği, çevrilecekse de hangi yayın tarafından yapılacağı ise soru işareti.

Peki sizler Millie Bobby Brown'ın yeni romanı Nineteen Steps hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce romanın konusu nasıl? Hem kitap hem de Brown hakkındaki düşünceleriniz neler? Brown'u başarılı buluyor musunuz? Yorumlarda buluşalım!

23 Mart 2023 Perşembe

Çöpçüler ve Anı Hırsızları Yazarından Öteorman

Mart 23, 2023 8

Çok satan Çöpçüler ve Anı Hırsızları yazarı Darren Simpson'dan akran zorbalığını ele alan yeni eser: Öteorman!

Çöpçüler ve Anı Hırsızları adlı romanlarıyla adından sıkça söz ettiren Darren Simpson'un yeni romanı Öteorman, geçtiğimiz şubat ayında Genç Timaş Yayınları tarafından okuyucularıyla buluştu.

Dört gözle beklenen ve şubat ayında çıkan Öteorman, hem hikayesiyle hem de kitap tasarımıyla okuyuculardan tam puan almaya devam ediyor.

Öteorman; cesaret, dostluk ve kendi sesini bulma hakkındaki bu unutulmaz roman, eşsiz bir dünya ve sınırsız hayal gücü vadediyor. Kısacası hayal gücünüz kadar geniş ve karanlık bir dünya...

Öteorman'ın Konusu

Bren, çok sevdiği ablası Evie'yi bir trafik kazasında kaybeder. Ablasından geriye kalan çok sevdiği antika saatle birlikte kafasında, ablasının yaşamaya devam ettiği bir dünya olan Öteorman'ı kurar.

Gerçek ve hayali dünya arasında denge kurmakta zorluk çeken Bren, aynı zamanda okul arkadaşı olan Shaun'un zorbalıklarıyla da başetmeye çalışmaktadır. Ailesinden destek göremediği bu süreçte hayatlarına bir anda giren Cary ona korkularıyla yüzleşmeden onları yenemeyeceğini öğretecektir. 

Cesaret, dostluk ve kendi sesini bulma hakkındaki bu unutulmaz roman, eşsiz bir dünya ve sınırsız hayal gücü vadediyor.

Cesaret, Dostluk, Aile...

Öteorman sadece bir roman değil, sınırsız bir hayal gücü vadediyor.

Öteorman'ın içinde neler var neler; hayal gücü, cesaret, keşfetme arzusu, aile, zorluklarla mücadele, akran zorbalığı... Eğer siz de bugünlerde böyle bir kitap arıyorsanız Öteorman tam da size göre.

Öteorman'ı hatta yazarın diğer kitaplarını sadece gençler değil, yetişkinlerin de okuması gereken kitaplar. Çünkü Darren Simpson özellikle de Öteorman'da ırkçılığa, akran zorbalığına, betonlaşmış dünyaya karşı dimdik bir duruş sergilemekte ve bu özelliğini romanlarına çok iyi aktaran bir yazar.

Ayrıca Öteorman'ı temin etmeden önce Genç Timaş'ın web sayfasından 15 sayfalık tadımlık bir ön okuma da yapabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar dileriz. (Aşağıda Öteorman'dan alıntılar mevcuttur.)

Peki Öteorman hakkında ne düşünüyorsunuz? Darren Simpson'un Anı Hırsızları ve Çöpçüler romanlarını daha önce okumuş muydunuz? Yorumlarda buluşalım!

Dışlanmanın, ezilmenin ne demek olduğunu bilirim. Çoğu insanın başını çevirip olanlar karşısında sessiz kalmasının ne demek olduğunu da bilirim.


Aklındaki yaratıklardan öyle kolayca kurtulamazsın. Senin anlayacağın, hayal gücünü tamamen kontrol edemezsin. Hayal gücü kabına sığmayan özgür bir şeydir.


Sadece dünyadan değil, birbirimizden de saklanıyoruz.


Hiç değilse hakkını savunmuş. Herkes buna cesaret edemiyor.


Aslında cesaret sandığın gibi bir şey değil. Cesaret her zaman gürültülü değildir. Cesaret  sessiz de olabilir.

27 Şubat 2023 Pazartesi

Havacılığa Dair Okunması Gereken Kitaplar

Şubat 27, 2023 8

Havacılık hem ülkemizde hem de dünyada ilgi çeken sektörler arasında. Özellikle de yapılan diziler, filmler ve yazılan kitaplarla da bu ilgiyi artıran etmenler arasında.

Havacılık sektörüne ilgi duyan ya da havacılığa dair yaşanan gelişmeleri takip etmek isteyenler için Konumuz Kitap ekibi olarak sizlere özel havacılığa dair okunması gereken kitapları derledik. Dilediğiniz gibi ister kitaplardan isterseniz de filmlerden havacılık sektörü hakkında bilgi edinebilirsiniz. Ama tabii ki de bizim önerimiz kitaplar. Öyleyse uçmaya hazır mısınız dostlar!

Öncelikle önereceğimiz kitaplar arasında yer almayan kitaplar ya da sizin de önereceğiniz başka kitaplar varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz.

Havacılık Tarihinde Dikkat Çeken 25 Olay - Kerem Gök

Havacılığa dair merakı olanlar bilir, Kerem Gök YouTube kanalında havacılığa dair çok önemli videolar çekmekte. Özellikle de havacılığa dair gizemli olayları, tarihi yerleri gezip bunları izleyenlerine aktarıyor. Eğer ilginiz varsa kesinlikle Kerem Gök'ün YouTube kanalını takip etmenizi öneririz.

Havacılık tarihi, yalnızca havacılıkla ilgili bir tarih yazımı değildir. Mühendislik gelişmelerinden siyasi tarihe, askeri tarihten coğrafyaya kadar birçok alanı etkilemiş ve dünya tarihini ilk bakışta anlaşılmayacak kadar derinden değiştirmiştir.

Havacılık her şeyden önce merak meselesidir. Olaylara eleştirel bir gözle yaklaşmak, nesnel kanıtların peşinden gitmek ve birbiriyle ilgisiz gibi duran pek çok alanı bağdaştırarak bir açıklama, bir anlatım geliştirmek gerekir.

Havacılık tarihinin derin koridorlarında iz sürmek, başka pek çok şeyi merak etmeyi gerektirir.

Türk sivil havacılık tarihindeki uçak kazalarını incelediği, alanındaki ilk ve tek kitabın yazarı olan Kerem Gök, bu yeni kitabında da okurunu olayların dikkat çeken noktalarına taşıyor. Özenle seçtiği, dünyanın çeşitli zamanlarından ve mekânlarından derlediği 25 farklı olaya ilişkin tarihsel analizleri ile okuruna yeni bir bakış açısı kazandıran ve derinlemesine araştırmak isteyenler için izlenecek bir yol çizen yazar, bu çalışmasıyla da havacılık tarihinde önemli bir iz bırakacak.

Uçuş 345 - Cenk Kayakuş

Piri Reis'in Sırrı adlı romanıyla yazılı basında adını sıkça duyuran ve okurların ilgisini hayli çeken Cenk Kayakuş, bu romanında ise Türkiye'nin ilk ve tek denize düşen sivil uçağı olan TK345 sefer sayılı uçağı konu ediniyor.

Bu gerçek ve gizemi hâlâ çözülemeyen uçak kazası, Kayakuş'un mükemmel kurgusuyla birlikte soluk kesen bir maceranın başlangıcını oluşturuyor.

30 Ocak 1975. İzmir-İstanbul seferini yapan 345 sefer sayılı Türk Hava Yolları uçağı Marmara Denizi'nde sulara gömülür.

Bugün, kazanın üstünden tam kırk yıl geçmesine rağmen uçak enkazı hâlâ Marmara Denizi'nin suları altında, içindeki yolcularla birlikte yatmaktadır. Kazayla ilişkisi olan kişilere gönderilen isimsiz bir zarf ve zarfın içinden çıkan gizemli kaset ise olayın kırk yılın ardından tekrar gündeme oturmasına neden olur.

Üzerinde sadece '345' yazılı olan kasetlerden biri Hakan Geda'nın ilgisini çektiğinde, kazadan altı ay kadar önce başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'na ve kökenleri ise Avrupa Hun İmparatorluğu'na kadar giden büyük bir gizemin kapıları ağır ağır açılmaya başlamıştır bile.

Kalbimdeki Kanatlar - Menderes Çakıcı

Aramızda gelecekte pilot olmak isteyenler var mı? Eğer varsa Menderes Çakıcı'nın Kalbimdeki Kanatlar tam da size göre!

Uçuşa hazırsanız kemerlerinizi bağlayın, koltuğunuzu dik duruma getirin ve telsiz kulaklığınızı takın. Bu arada oksijen maskenizin yerinde ve oksijen tüpünüzün % 100 dolulukta olduğunu kontrol etmeyi de unutmayın. Korkmayın, solunuzda veya sağınızda, öğretmen kaptan olarak ben hep olacağım. Wilbur Wright'ın; "Motorlar olmadan uçuş mümkün ama bilgisiz ve yeteneksiz uçmak mümkün değil" sözünü de aklınızdan hiç çıkarmayın. Yolunuz maviliklerde açık ve türbülanssız olsun. İyi uçuşlar hepinize!

İnsanoğlu araştırmaya, keşfetmeye ve kendini geliştirmeye devam etmektedir. Kendisine her zaman ulaşılması zor hedefler koymuş ve zamanı gelince de bu hedeflere ulaşmayı başarmıştır. Gökyüzünde gördüğü kuşlara imrenmiş, onlar gibi maviliklerde özgürce uçmak istemiştir.

Bu kitapta, pilotluk sevdası ile çırpınan bir yüreğin adım adım yükselmesine şahit olacaksınız. Bir pilotun hayatındaki, paraşütle atlama dahil, önemli aşamaların hikayesini dinleyeceksiniz. Pervaneli, pırpır, küçük bir uçaktan başlayarak, akrobasi uçağı dahil, kıtalararası yolcu uçağı Boeing 777'ye kadar pek çok uçağın kokpitindeki havayı soluyup, Boeing 777 ile İstanbul'dan Miami'ye doğru saatlerce yol alacaksınız. Ayrıca; pilot olmak isteyen gençlerin "Nasıl pilot olurum?" sorusundan yola çıkarak, pilot seçme testlerine kadar birçok konunun detaylarını da burada öğreneceksiniz.

Uçak Kazaları - Kerem Gök

Havacılık Tarihinde Dikkat Çeken 25 Olay'ın yazarı Kerem Gök'ün ilk kitabı olan Türk Sivil Havacılık Tarihine Damgasını Vuran Uçak Kazaları okurların ilgisini çekmeye devam ediyor.

Kerem Gök'ün titizlikle hazırladığı bu kitapta, sivil havacılık tarihimizdeki uçak kazalarının hatırlanmaya değer ilginç hikâyelerini bulacaksınız. Havacılık tarihinin tozlu sayfalarından, bulutların üzerine uzanan cümlelerle bezenen değişik bir yolculuk sizleri bekliyor. İlk sayfayı çevirdiğiniz andan itibaren tam yüz yıldır açılmayı bekleyen bir kara kutuyu açmaya hazır olun.

Türkiye tarihinin en acı detaylarını barındıran olaylar arasında yer alan uçak kazaları, bugüne kadar hep kapalı bir kutu olmuştur. Günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bu olayların her biri, bir döneme damgasını vurmuş ve kamuoyuna gazetelerin birinci sayfalarından duyurulmuştur. Yani sivil havacılık tarihimizdeki uçak kazaları her zaman merak edilen ve dikkat çeken olaylar olarak akıllara kazınmıştır.

Son seferin son anonsu, son kalkış ve gökyüzünde yapılan son yolculuklar...

Bu kitap, sivil havacılık tarihimize damgasını vuran ilk uçak kazalarından başlayarak, bir zamanlar en ölümcül uçak kazası gibi kötü bir unvan kazanmış 1974 Paris kazası ve o dönemde İtalyanlara yas ilan ettiren 1976 Isparta kazası gibi sansasyonel uçak kazaları ile devam ediyor, son olarak da da 2009 Amsterdam kazası ile son buluyor. Türk sivil havacılık tarihine damgasını vuran, otuz beşten fazla sivil havacılık kazasını eşsiz bir araştırmayla ele alarak, bir yandan da kâh uçakların büyülü dünyasından dikkat çeken detayları, kâh havacılık tarihini, kâh yıllar önce düşmüş bir yolcu uçağından kalanları ararken yaşanan yol hikâyelerini heyecanla okuyacaksınız.

Peki önerdiğimiz kitaplar arasında okuduklarınız var mı? Havacılık sektörü hakkında neler düşünüyorsunuz? Unutamadığınız bir uçak yolcuğunuz var mı? Yorumlarda buluşalım!

22 Şubat 2023 Çarşamba

Bir Pera Palas Polisiyesi: Agatha'nın Kayboluşu!

Şubat 22, 2023 19

Agatha Christie'nin başrolde olduğu bir roman okumak ister miydiniz? Eğer cevabınız "Evet!" ise Kayahan Demir'in Pera Palas'ta Onbir Gece siz okurları bekliyor.

Yazar Kayahan Demir; Genç Timaş'tan çıkardığı Pera Palas'ta Gölge Oyunu, Evvel Zaman Koleksiyoncusu, Hafıza Koleksiyoncusu ve İstanbul Portresi adlı romanlarıyla tanınmaktadır. Yakın bir zamanda okurlarıyla paylaştığı Pera Palas'ta Onbir Gece, okurlardan tam not almaya devam ediyor.

Kitap, yazarın diğer kitaplarında da bulunan anakarakter Dedektif Milas ve yardımcısı Engin de yer alıyor. Serinin beşinci kitabı olan Pera Palas’ta On Bir Gece, "geçmiş ve anılar çerçevesinde sürükleyici bir polisiye kurgusu" olarak tanımlanıyor.

Pera Palas'ta Onbir Gece'nin Konusu

En büyük cinayet, bir insanın mutluluğunu, hayallerini öldürmektir!

Ünlü polisiye yazarı, nam-ı diğer Polisiye Kraliçesi, Agatha Christie geçmişte on bir gün ortadan kaybolur. Arabası bir göl kenarında ağaçlara çarpmış bir şekilde bulunduğunda herkes onun öldüğünden emindir. Ancak ünlü yazar İstanbul’un en ünlü oteli Pera Palas'a geri döner ve tüm gerçekler şimdi ortaya çıkacaktır. 

Agatha Christie, bu efsanevi on bir günlük kayboluş hikâyesini konu alan biyografik polisiye filminin çekimleri için yeniden Pera Palas'ı ziyaret ediyor. Pera Palas'ta Bayan Christie kendini gerçek bir filmin içine düşmüş halde bulur. Film icabı öldürülmesi gereken karakterler, gerçek hayatta kurban olmaya başladığında Agatha Christie tanık olduğu bu cinayetleri nasıl kanıtlayacaktır? Peki ya gördüğü rüyalar ve hafızasındaki boşluklar ona ne anlatmak ister? 

Agatha Christie'nin peşindeki gizemli dedektif ve yardımcısı Pera Palas'taki karanlığı aydınlatabilecek mi?

Bir Pera Palas Polisiyesi!

Kitabın ana karakteri olan ünlü polisiye yazarı Agatha Christie; Pera Palas'ta yaşanan faili meçhul bir cinayeti çözmeye çalışan Dedektif Milas, ve Engin ile birlikte okurlara okuması keyifli diyaloglar sunuyor.

Serinin sevilen karakterleri Dedektif Milas ve yardımcısı Engin, Kayahan Demir okurları ile polisiye severleri bir araya getiriyor ve serinin beşinci kitabıyla kaldığı yerden devam ediyor! Pera Palas'ta Onbir Gece, geçmiş ve anılar çerçevesinde, sürükleyici bir polisiye kurgusu diyebiliriz.

Ayrıca kitabı temin etmeden önce Genç Timaş'ın web sayfasından 15 sayfalık tadımlık bir ön okuma da yapabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar dileriz.

Peki Pera Palas'ta Onbir Gece kitabını okumuş muydunuz? Eğer okuduysanız kitap hakkındaki düşünceleriniz neler? 411 sayısını özel kılan şey nedir? Yorumlarda buluşalım!

17 Şubat 2023 Cuma

Gizemli Cinayetler | Mario Mazzanti

Şubat 17, 2023 14

Göçmenlik... Şu son yıllarda adını sıkça duyduğumuz özellikle de Doğu'dan Batı'ya doğru yapılan bir umut yolculuğu...

İtalyan yazar Mario Mazzanti, Gizemli Cinayetler - Çin Mahallesi'ndeki Sır adlı kitabını Şubat 2022'de okuyucularıyla buluştu. Çoğu okur tarafından Mario Mazzanti; Şah Mat, Öldürmek İçin, Gördüğüne Asla İnanma, 444 Basamak, On İçimdeki Katil ve diğer polisiye gerilim kitaplarıyla bilinmektedir.

Özellikle de baskıcı rejimlerle yönetilen ülkelerden kaçıp bir umut daha rahat ve huzurlu bir ülkede yaşamak ilk amaç oluyor. Bu göç veren ülkelerden birisi de dünyanın en kalabalık nüfuslarından olan Çin Halk Cumhuriyeti.

Kitabımıza geçmeden önce niçin bu kadar Çin nüfusu göç ediyor sorusunu bir irdeleyelim. Öncelikle Çin, nüfus konusunda çok katı kurallarıyla ünlü bir ülke. Tek çocuk şartı, kırsal kesimde yaşayan insanların şehre göç etmesinin ve orada çalışmasının yasak olması gibi nedenlerden dolayı Çin'de yaşayan halk çoğunlukla çevredeki ülkelere ya da Batı'ya doğru göç etmekte. Tabii bu göçlerin legal yolları da illegal yolları da var. İşte kitabımızın ana konusunu da bu illegal göçlerin nasıl gerçekleştiği ve bu yolun diğer bağlantılarının nasıl olduğu.

Gizemli Cinayetler'in konusu ise şöyle: Malpensa yakınlarındaki bir hastanede patolog olarak çalışan Tommy Davies, Milano'dan Pekin'e uçan ve birkaç gün sonraki dönüş uçuşundan inemeden ölen bir Çin vatandaşının cesedine otopsi yapmasıyla olaylar başlamakta. Görünüşe göre adam, Çin'de geçirdiği birkaç gün içinde ciğerinin bir parçasını kaybetmiştir. Jandarmadan Yüzbaşı Pauli'nin yaptığı ziyaretin ve sorduğu soruların ardından Tommy'nin, bu olayın içinde başka bir şeylerin saklandığına dair şüpheleri de git gide artmaktadır.

Tommy, gazetecilik kariyerinde keskin bir dönüş noktası arayan arkadaşı Abisso'yu da işin içine katarak, bu merak uyandıran durumu açıklığa kavuşturma arzusunu daha da ateşliyor. Abisso, birkaç yıl önce tanık olduğu organ ticareti soruşturmasıyla bu olay arasında benzer bağlar keşfettikçe iş daha da karmaşıklaşıyor ve Milano'da Çinlilerin takip ettiği bir derginin başında olan Jin Wang'ın yardımıyla giderek daha da rahatsız edici bir hal alan bu gizeme birlikte ışık tutmaya çalışıyorlar.

Gizemli Cinayetler'in en kısa özeti olarak şunu söyleyebiliriz: Çin ve İtalya arasındaki göçmenlik ve bu göçmenliği sağlayan organ mafyası anlatılıyor. Çin'den İtalya'ya yasa dışı yollarla gelen göçmenler, tekrardan hayatlarını kurmak için ve para kazanmak için bir şekilde organ mafyasının eline düşüyor. İşte bu evrensel sorun bir gazeteci ile bir doktorun gözünden anlatılıyor.

Kitap genel olarak -şahsi fikrimi belirtmem gerekirse- çok aksiyonlu geçiyor. Her bir sayfada gelecek bölümler hakkında bir fikir yürütmek zorlaşıyor. Açıkçası hiç bu kadar heyecanlı bir konuyla karşı karşıya kaldığımı düşünmemiştim. Yazar Mario Mazzanti'yi Gizemli Cinayetler romanıyla tanıdım ve diğer kitaplarını da merak ediyorum açıkçası. Sizlere bu romanı tanıtmadan önce kitaba dair yapılan yorumları okuduğumda ise çoğu okuyucunun ortak bir fikir etrafında toplandığını fark ettim. O da yazarın bu kitabı diğer kitaplara oranla daha az beğenildiğiydi.

Açıkçası yazarın diğer kitaplarını okumadığım için bir yorumda bulunmam yanlış olur. Fakat aramızda Mario Mazzanti'yi okuyanlar varsa yorumlar bölümünden bizlere diğer kitaplarıyla ilgili görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.

Peki sizler Gizemli Cinayetleri okudunuz mu? Eğer okuduysanız yazar Mario Mazzanti hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Her insan gözlerini, kalbini bıraktığı yerde kapatmalı.


Senin dediğin gibi bir ironi mi yoksa kader mi bilmiyorum ama her şey bir yangınla başladı ve şimdi bir yangınla bitti.


Garip bir dünyada yaşıyoruz değil mi?


Talihsizlik hep gizlenir, ırkta değil insandadır. Bir mangonun içi de kurtlu olabilir.


Uzak Doğuluların yaşlarını tahmin etmek her zaman hatayla sonlanan bir girişimdi.


Karanlıkta geldiler; tıpkı en kötü talihsizlikler gibi.


Akşamüstü başlayan bu ince ve ısrarcı yağmur, parlak bahar gününü âdeta mahvediyordu.


İşte katil! Katil o, Tommy Davies! Bir an için gözlerini kaldırıp genç asistanına baktı. İyi bak: Artık konuşması imkansız olsa da ortada apaçık bir itiraf var.



15 Şubat 2023 Çarşamba

Yarrow Townsend'den Yaprakların Haritası

Şubat 15, 2023 10

Bitkilerin dilini biliyor musunuz? Ya da hiç bir bitkiyle iletişim kurmak ister miydiniz? Eğer cevabınız "Evet!" ise sizlere muhteşem bir romandan bahsetmek istiyoruz: Yaprakların Haritası! 23 Ocak'ta raflara giren Yaprakların Haritası sevgili okurlarını bekliyor.

Yazar Yarrow Townsend, çocukluğunun çoğunu ormanda kitap karakterleri gibi davranarak geçirmiştir. 2009 yılında İngiliz ve Fransız Edebiyatı okumak için Oxford'a gitmiştir. Üniversiteden sonra, özellikle çocukları hikaye yazmak için İngilizce öğretmeni olmuştur.

Ayrıca siz sevgili okurlara iletmemiz gereken konu, eğer bahsettiğimiz Yaprakların Haritası romanını temin etmeden önce Genç Timaş'ın web sayfasında yer alan bölümde 16 sayfalık tadımlık ön okuma da yapabilirsiniz. Bizden söylemesi...

Yaprakların Haritası Bize Ne Anlatıyor?

Yıllar önce Orla'nın annesinin ölümüne sebep olan salgın hastalık kasabada tekrar görülmeye başlanır.Yönetici olan Atlas hastalığın yabani bitkiler ve hayvanlar aracılığıyla bulaştığı yalanını uydurur ve insanlardan bahçelerindeki tüm bitkilerden kurtulmalarını ister. 

Orla bahçesinden ve çok sevdiği atı Captain'den ayrı kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca hastalığın gerçek sebebini ve ilacını bulmak üzere bir zamanlar annesiyle birlikte yaşadıkları Inkenbrook'a gitmek üzere yola düşer. Bu yolculukta farklı sebeplerle de olsa Idris ve Ariana da Orla'nın yanındadır. Üç arkadaşı tehlikelerle dolu bir yolculuk ve çözülmesi gereken birtakım sırlar beklemektedir.

Vahşi ve Büyüleyici Bir Serüven Bizleri Bekliyor!

Yaprakların Haritası'nın başkahramanı olan Orla, bitkilerin dilini gerçekten anlıyor. Bitkilerin söylediklerini dinlerse çok tehlikeli bir zehrin kaynağını öğrenebilecek, büyük bir maceraya atılabilecek ve hem kendini hem de dünyayı iyileştirecek tedaviyi bulabilecek.

Heyecan dolu, olağanüstü bir macerayı anlatan bu roman; aynı zamanda, doğanın ve doğayı korumanın öneminden de bahsediyor. Yarrow Townsend tutku dolu yepyeni bir yazar ve zeki, eğlenceli, heyecan verici bir yetenek! Yazarın gelecek olan kitaplarını okurlar dört gözle bekliyor. Kim bilir, belki Yaprakların Haritası bir seriye dönüşebilir.

Genç okuyuculara ekolojinin büyüsünü tanıtan ve onları adaletsizlikle savaşmaları ve zarar görmüş dünyamızı iyileştirmeleri için güçlendiren zamanımız için büyüleyici bir hikaye. Güzel bir şekilde yazılmış ve eşsiz karakterler ve manzaralarla dolu bu kitap, her yaştan okuyucu tarafından çok sevilecek. (Yazar: Tiffany Francis-Baker)


Orla ve arkadaşları doğal dünyaya yayılan bir hastalığa çare ararken, buranın karaya ne kadar yakın oluşuna, parmaklarının yapraklar, tohum kabukları ve girdaplı nehir suyunda gezinmesine bayıldım. Vahşi ve büyüleyici bir ilk eser. (Yazar: Nicola Penfold)


Peki Yaprakların Haritası'nı okumayı düşünüyor musunuz? Kitap hakkındaki ilk düşünceleriniz nelerdir? Kitabın ön okumasını incelediniz mi? Yorumlarda buluşalım!

6 Şubat 2023 Pazartesi

Bir Çocuk ve Kutup Ayısının Etkileyici Dostluğu: Son Ayı

Şubat 06, 2023 3

Son Ayı, Hannah Gold'un kaleminden bir çocuk ve kutup ayısının etkileyici dostluğunu anlatıyor.

Son Ayı birçok ödül ve aday kazandı. Özellikle de bu dostluğun yanı sıra yazar Hannah Gold'un dikkat çekmek istediği günümüzün en büyük problemlerin başında gelen küresel ısınma konusunu en etkileyici bir biçimde ele alıyor. 

Son Ayı'yı okuduğunuz zaman sadece bir dostluğu değil, aynı zamanda güncel bir problemin yaşantımızdaki etkilerine de şahit oluyoruz hep birlikte.

Büyük çapta okurlarına ulaşan ve yazar Hannah Gold'un ilk kitabı olan Son Ayı, İngiltere'de 2021'in En İyi Çocuk Kitabı olarak seçildi. Ayrıca kısa sürede birçok ülkede çok satanlara girmeyi başarmış olan Son Ayı, geleceğin Şeker Portakalı ve Küçük Prens'i olarak nitelendiriliyor.

Son Ayı'nın Konusu

Ufukta, güneşte bir siluet, bir şey hareket etmişti. Göz açıp kapayıncaya kadar olmuştu. O kadar hızlıydı ki April az daha gözden kaçıracaktı. Büyük, uzun adımlarla yürüyen ve çok beklenmedik bir şeydi. Yeniden gözlerini kırptı. Her ne ise gitmişti. Ancak April bir kutup ayısı gördüğüne yemin edebilirdi.

Ayı Adası'nda hiç kutup ayısı kalmadı. Araştırması onları altı aylığına Kuzey Kutbu'na götürdüğünde April'ın babası ona böyle söyler. Ancak bir gece April, ufukta belirgin bir ayı siluetinin hareket ettiğini görür. Orada olmaması gereken, aç, yalnız ve evinden çok uzakta olan bir kutup ayısı. Bir şeylerden mahrum kalmış bir ayı, tıpkı April gibi. Aralarındaki beklenmedik bağ büyürken April yeni en iyi arkadaşını kurtarmaya kararlıdır ve böylece hayatının en büyük ve en önemli yolculuğu başlar. 

Ayıyı kurtarmak için bir yolculuk... Ve belki bu, April'ın kendini de kurtarması için bir şanstır...

Her Şeyi Değiştirecek Bir Dostluk

Hannah Gold, Son Ayı romanıyla sadece bir roman değil, aynı zamanda hayvan ile insan arasındaki ilişkiyi de ele almıştır. Özellikle de insanoğlunun durdurulamaz hızı sebebiyle birçok hayvanın telef olduğunu zaten çoğumuz biliyor ve görüyoruz. 

İşte bu roman ile birlikte vahşi dediğimiz ve zulüm ettiğimiz hayvanların içinde neler yaşadıklarını onların gözünden şahit oluyoruz.

"Her Şeyi Değiştirecek Bir Dostluk" demiş Hannah Gold. Her şey bir dostlukla başlar ve bu dostluğu sürdürebilmek de bizim görevimiz.

Okurların Gözünden: Son Ayı

Toplamda 208 sayfadan oluşan roman Son Ayı'nın kapak ve iç çizimlerini ise Levi Pinfold tarafından tasarlandı. Özellikle de okurların kitabın içerisindeki çizimlerin kitabı daha da ön plana çıkardığı söylenmekte.

Hayvan severler, çevre aktivistleri ve feminist hikayeleri sevenler için dokunaklı bir seçki. (Kirkus Reviews)


İklim değişikliğinin doğadaki yıkıcı etkilerine cesur ve korkusuz bir bakış. (School Library Journal)


Ve sizler için Son Ayı'nın en güzel alıntılarını paylaşmak istedik.

Bazen dünyadaki tüm kelimeler bir araya gelir de bir hikâye anlatamaz.


Hayvanların insanların görmeyi beceremediği şeyleri algılama konusunda esrarengiz becerileri vardı.


Farklılığının genlerinden mi yoksa hayatın gidişatından mı kaynaklandığından emin değildi.


Herkes bilirdi ki en güzel öpücükler hayvanlara kondurulanlardır. Onu öptü ve sonra tekrar öptü. Çünkü üzgün olduğunda tek istediği buydu. Onu kucaklayacak, öpecek ve her şeyi iyileştirecek biri.


NASA'ya göre, yaz aylarında Kuzey Buz Denizi buzulunun kapladığı alan, 1980'lerden bu yana her on yılda yüzde on ikiden fazla küçüldü. Bu da temelde yaklaşık iki milyon kilometrekarelik deniz buzu kaybına denk geliyor.


Peki sizler Son Ayı'yı okudunuz mu? Eğer okuduysanız düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle paylaşmayı unutmayın!

3 Şubat 2023 Cuma

Hana Tooke'den Yeni Roman: The Midnighters

Şubat 03, 2023 1

İki arkadaş, bir cinayet gizemi ve entrikalarla dolu bir dünya... Sevilen Sahipsizler'in yazarı Hana Tooke'den yeni romanı The Midnighters, Genç Timaş Yayınlarının paylaştığı bilgiye göre çok yakın bir zamanda (2023 Kitaplarımız) kitaplığımızdaki yerini alacak.

Kitabın yabancı kaynaklarda -özellikle de Amazon, Goodreads gibi mecralarda- şimdiden yerini aldı. Tabii ki de Genç Timaş'ın yaptığı duyuruyla da Hana Tooke okurları heyecanla yeni romanı beklemeye başladı.

The Midnighters, yurt dışındaki ilk baskısını 23 Haziran 2022 tarihinde yayıncı Puffin tarafından basıldı ki o günden bugüne kadar Türkçeye ne zaman çevrileceği pek olarak bilinmiyordu. Hollandalı yazar Hana Tooke'un bir diğer romanı olan Sahipsizler'in basımını yapan Genç Timaş da bu yeni duyurusuyla okurların dikkatini çekmeye başladı.

The Midnighters Konusu Nedir?

Ema Vašková her zaman farklı hissetmiştir. Ünlü bilim adamlarından oluşan bir ailede batıl inançlara veya kehanetlere pek yer yoktur ama onlar Ema nereye giderse gitsin onu takip ediyor gibi görünmektedirler.

Olayları gerçekleşmeden önce tahmin ediyor gibi görünmesi ve tuhaf bir gölge korkusu olması ona yardımcı olmuyor. Ema, eksantrik amcasının yanında kalması için Prag'a gönderildiğinde, uyum sağlama şansını kaybedeceğinden korkar. Ancak daha sonra, Ema'yı olağanüstü biri olarak gören Silvie ile tanışır. 

Yakında kızlar gizli gece yarısı maceraları için buluşur ve Ema'nın korkularıyla birlikte yüzleşir. Ama sonra felaket başlar. Silvie kaybolur ve onu bulmak Ema'ya kalır. Şimdi Ema'nın görevi şehri avlamak için cesaretini toplamalı, arkadaşını bulmalı ve Silvie'nin nerede olabileceğine dair bıraktığı tek ipucunun sırlarını ortaya çıkarmalıdır.

Hayatının büyük muamması kendini göstermişti: Onu anlamayan bir dünyayı nasıl anlayacaktı?

Gizem, Cinayet ve İki Arkadaş...

Yabancı okurların yorumlarına bakılacak olursa bizi çok heyecanlı bir roman bekliyor. Açıkçası kitabın konusunu sizlere aktarabilmek için yabancı kaynaklardan araştırma yaptığımda ne kadar sürükleyici bir roman olacağını iliklerime kadar hissettim diyebilirim.

En çok merak edilen bir konu ise kitabın Türkçe formatının nasıl olacağı. Sonuçta ülkece bir romandan ziyade bir film ya da diziyi Türkçeye çevirdiğimizde ortaya çok değişik durumlar çıkabiliyor. Haliyle romanlar arasında da bu durum popüler. Bakalım gözler Genç Timaş'ta!

Peki sizler neler düşünüyorsunuz? Yazarın diğer popüler romanı olan Sahipsizler'i okumuş muydunuz? Eğer okuduysanız yazar hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce The Midnighters Türkçeye nasıl çevrilecek? Yorumlarda buluşalım!

Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.